{ad:0} Akdeniz kıyısındaki Mersin’de büyüklü küçüklü birçok koy var. Narlıkuyu küçük bir koy sıfatında olmasına rağmen şehrin diğer koylarından farklı. Kuzeydeki Cennet Obruğu’ndan gelen yeraltı tatlı su kaynaklarının tuzlu suya karıştığı bu koyda deniz suyu çok tuzlu değil, sıcaklığı ise 15 ila 16 derece civarında stabil bir ısıda seyrediyor. Bu da yazın en sıcak günlerinde bile soğuk bir denizle karşılaşacağınız anlamına geliyor ki birkaç metrelik kumlu ve sığ koy plajından titremeden denize girene de pek rastlanmıyor.
Turkuaz deniz Narlıkuyu’ya bir portre havası kazandırırken, yemyeşil ağaçlarla kıyı arasında konumlanmış balık lokantaları da popüler bir rotaya dönüştürüyor. Sofraya gelen balığın fiyatı Alaçatı ile yarışsa da balık gurmelerine göre burada yenen logosun lezzeti başka hiçbir yerde yok!
Rengi sıcacık bir turkuaz olan denizi seyretmek, tekneyle kıyı kıyı gezmek ve koyu çeviren balıkçı lokantalarında denize nazır bir masada lezzetlenmek Narlıkuyu’ya çekicilik kazandıran aktiviteler. Ama bu koyun esas aksiyonu ne diye sorarsanız, bizce mekanın asıl sahibi Caretta Caretta’larla o soğuk sularda yüzmek!
Caretta Caretta’larla Buluşturan Narlıkuyu ve Plajları
Narlıkuyu, asıl evleri deniz olan ve sadece yumurtlamak için karaya çıkan Caretta Caretta’ların en önemli üreme alanlarından biri. Koydaki suyun soğukluğundan dem vursak da biraz üşümeye razıysanız bu sevimli kaplumbağalarla birlikte yüzmeniz mümkün. Ama yüzmeseniz sadece denizi izleseniz bile ufak başlarını sudan çıkarıp sizi selamlayacak kadar nazikler. Koydaki restoranlarda balık yemek biraz pahalı olsa da denize nazır bir masada oturup kaplumbağa beslemek belki de sadece Narlıkuyu’ya mahsus bir şey!
Mersin – Silifke arasında konumlanan Narlıkuyu’nun restoranlarla çevrelenmiş koyu dışında başka bölgelerinde de denize girebiliyorsunuz.
Kızlar Hamamı Koyu
Narlıkuyu’nun Akyar bölgesindeki Kızlar Hamamı Koyu, en az restoranların olduğu koy kadar soğuk bir suya sahip. Ama soğuk olması sizi sakın ürkütmesin; cam gibi maviliği, çevresini saran çam ağaçları ve içinde yüzen kaplumbağaların güzelliğiyle Ege’yi sollayacak bir yüzme keyfi yaşatacak kadar da iddialı. Koy Kızlar Hamamı ismini mitolojiden, Tanrı Zeus’un burada yıkanan kızlarından almış. Akyar Koyu
Kızlar Hamamı Koyu’ndan sonra gelen koy ise Akyar ve burada da suyun soğukluğu aynı. Dalış yapıyorsanız dibi kumluk ve kayalık olan bu koyda 12 metreye kadar dalma imkanınız da var. Su ne kadar derin olursa olsun dibinin ışıltısını görebileceğiniz bu koyda da Kızlar Hamamı Koyu’nda da deniz sefasıyla birlikte piknik yapabileceğiniz alanlar mevcut. Boğsak Koyu
Boğsak Koyu Narlıdere’ye yakın ve Caretta Caretta'ların üreme yerlerinden biri olduğu için, belki burada da yüzmek istersiniz diyebileceğimiz alternatif plajlardan. Tıpkı Narlıdere gibi burada da yapılaşma yok. Plajı hem ince kumlu hem de çakıllı ama denizin ilk 5 metresi çocukların da girebileceği kadar sığ. Üstelik dalga da olmuyor.
Bu arada bir hatırlatmada da bulunalım. Soyunun tükenmemesi için gözümüz gibi bakmamız gereken Caretta Caretta'larla denizde yüzerken ya da kumda yürürken karşılaşmalarda evcil hayvanmış gibi davranmamakta fayda var. Çünkü Caretta'lar doğal ortamlarında yaşayan vahşi hayvanlar. Bazen elle beslenmeye alıştıklarında ve beklentileri karşılanmadığında saldırabiliyorlar.
Narlıkuyu’nun Mutlaka Görmeniz Gereken Yerleri
"Küçük bir cennet", "kendini gizlemiş bir koy" ya da "ödül gibi bir huzur" tariflerine çok uyan Narlıkuyu’da, koyun 2 kilometre yukarısında bir dilek mağarası var. Ayrıca diplerden denize akan tatlı su kaynağı nehrin sesini duyabileceğiniz Cennet – Cehennem Obruğu da burada konumlanıyor. Narlıkuyu’nun ışıl ışıl suyuna doyduktan sonra gezeceğiniz mini rotada hangi noktalar var bilmek ister misiniz? Astım – Dilek Mağarası
Fotoğraf: kulturportali.gov.tr / Gülcan Acar
Obruk "çukur" anlamına da gelen bir kelime. Oluşumunun üzerinden milyonlarca yıl geçmiş, eskiden bir mağarayken üstünün çökmesiyle bir çukura dönüşmüş Cennet – Cehennem Obruğu günümüzde bizlere hem ürpertici hem de muhteşem gelen doğal bir eser. Zeminden 70 metre aşağıda bulunan Cennet Obruğu’na sit alanı olmasına rağmen bir asansörle inilmesi şaşırtıcı olsa da içindeki Helenistik Dönem eserleri Meryem Ana Kilisesi ve Zeus Tapınağı’nı görünce daha da şaşırıyorsunuz.
Yaklaşık 128 metre aşağıdaki Cehennem Obruğu’nun ise dibi yok, dolayısıyla inilemiyor. Ama uçsuz bucaksız bir uçurum gibi görünen ve insanın içini ürperten boşluğa merdiven olsa da inen olur mu, o da pek bilinmiyor!
Bu arada Müzekart varsa obruklara girerken kullanabiliyorsunuz. Yoksa Astım Mağarasıyla beraber bir ziyaret için 35 TL ödüyorsunuz.
Üç Güzeller Mozaiği (Narlıkuyu Mozik Müzesi)
Ortaçağ’da adı Porto Calamie olan Narlıkuyu, Cennet - Cehennem Obruğu’na ibadet için gelen Hristiyanlar için de bir deniz kapısıymış. Köyün meydanındaki Poimenious Hamamı da o dönemlerden kalmış ve günümüze gelen en sağlam buluntusu da Üç Güzeller adı verilen havuzundaki taban mozaiği olmuş. Bu mozaiği Narlıkuyu Mozaik Müzesi’nde görebiliyorsunuz. Mozaikteki güzeller Zeus’un kızları ve keklikler, kumrular arasındaki çıplak dans edişleri hala seçilebiliyor. Homeros’unda anlattığı mitolojik hikayeye göre Afrodit de mozaiğin bulunduğu bu havuzda vaftiz edilmiş.
Müzeye giriş ücreti 10 TL. Müzekart varsa ücretsiz girebiliyorsunuz.