Son zamanlarda hiç dikkatinizi çekti mi bilmiyoruz, hayatımıza "yavaş şehir" diye bir kavram girdi. Orijinal ismi ''cittaslow'' olan bu yavaş şehirler, aslında bir belediyeler birliği. Büyük ve kalabalık metropollerin hızlı yaşamlarının aksine, cittaslow sertifikasına sahip bu yavaş şehirlerde, hayat olabildiğince sakin, doğal ve samimiyet içerisinde ilerliyor. Yani neredeyse tüm beyaz yakalıların özlemini duyduğu kavramlar. Büyük gökdelenlerin gölgelediği, trafikte sıkışmış, yapay sebze-meyvelerin sofralarda yer edindiği ve dokunmatik ekranların esir aldığı hayatlardan bahsediyoruz. Yaşam kalitesini arttırmayı hedefleyen bu oluşumda son moda araçların yerine bisikletler tercih ediliyor ve arabalar şehir merkezinden uzak tutuluyor. Yavaş şehirlerde ise sadece sebzenin değil, insanın da en doğalını bulabiliyorsunuz. Büyük marketlerin yerine bakkallar ya da alışveriş merkezlerinin yerine butikler tercih ediliyor. İnsanlar birbirleriyle WhatsApp'tan değil, çat-kapı iletişim şeklini benimsemişler. Ülkemizde de var olan bu yavaş şehirler, özlemini çektiğimiz ütopik bir dünyayla buluşturuyorlar bizleri. Cittaslow Türkiye'de Nasıl ilerliyor, küçük şehirler nasıl ''Cittaslow'' şehirlere dönüşüyor gelin bu yazımızda detaylı olarak inceleyelim.
Cittaslow Nedir?
Modernleşme ve küreselleşme süreciyle birlikte şehirde yaşam hızlı akmaya başladığı için pek çok şey değişti. Hızlı yaşanılan ve çabuk tüketilen her şey şehir kültüründe de kendini gösteriyor. Hal böyle olunca kentlerde yaşayan halk birbiriyle paylaşmak, sosyalleşmek ya da bir araya gelmek yerine farklı aktivitelere yöneliyor. Hızlı yaşamda yenilen yemekler de aynı hızla tüketiliyor ve bu durum fast food anlayışını, AVM yaşamını, yeşil alanların yok edilip yerine otopark yapımını getiriyor. İşte Cittaslow anlayışı bu hızlı yaşama ve onun olumsuz sonuçlarına karşı duran bir hareket.
Cittaslow yani sakin şehirlerin en büyük özelliği, tarihi, doğası, kültürü, gelenekleriyle değişen ve gelişen dünya karşısında geleneklerine bağlı olarak yaşamlarını sürdürmeyi başaran şehirler olması. Zamanın yavaş aktığı, acele hiçbir iş olmayan, dokusuyla insanların havasını değiştiren şehirler olmasının yanı sıra, sürdürülebilir turizmi ve doğayı savunan sakin şehir projesi, uluslararası çapta verilen destekler nedeniyle de hızla büyümektedir. Bu felsefe insanların yaşamdan zevk almasını ve yaşamaktan zevk alınacak bir hızda yaşanmasını içeriyor. Cittaslow hareketi, sürdürülebilir, el sanatlarına, doğasına, gelenek ve göreneklerine sahip çıkan ve insanların birbirleriyle iletişim kurabilecekleri bir kent anlayışını savunur. Bunları yaparken de yenilenebilir enerji kaynakları kullanmaya teşvik ediyor ve alt yapı sorunlarına çözüm arıyor.
Cittaslow Olmanın Kriterleri Nelerdir?
![Cittaslow Nedir? Türkiye’nin En Sakin Şehirleri]()
1999 yılında İtalya'da başlayan cittaslow hareketi, nüfusu 50.000 altında olan kentlerin üye olabileceği uluslararası belediyeler birliği olarak adlandırılıyor. Bu birliğe üye olmak için bazı kriterler mevcut. Bir kentin cittaslow olabilmesi için tarım, turizm, esnaf, yaşam kalitesi, çevre düzenlemesi, altyapı ile ilgili sürdürülebilir politikalara sahip olması gerekiyor. Bu kriterleri yerine getiren kentler cittaslow olmak için başvuru yapıyor ve uygun bulunursa da cittaslow ünvanı alıyor. Cittaslow hareketinin ülkemizde tanınması ise Seferihisar'ın 2009 yılında "Yavaş Şehir" sertifikasını alması ile gerçekleşti. Daha sonrasında bu harekete, 2011 yılında yeni eklenen şehirlerimiz ise Gökçeada, Akyaka, Taraklı ve Yenipazar. Yavaş şehir sertifikasına sahip bu beldelerimizin neden kabul edildiğine bir göz atalım…
Sakin şehir olabilmek için projenin belirlediği yedi kriter mevcut. Bunlar aşağıdaki başlıklar çerçevesinde inceleniyor:
- Kentsel yaşam Politikası; Örneğin nüfusun 50.000'den az olması,
- Çevre, doğa, sürdürülebilir yaşama yönelik projeler,
- Altyapıya yönelik projeler,
- Esnaf ve zanaatkarlarla ilgili sürdürülebilir bir politika,
- Kent yönetimi, yapılan projeler, programlarla ilgili sunumlar,
- Sosyal uyum ve ortak değerlerin belirlenmesi,
- Misafirperverlik ve farkındalık için eğitim çalışmaları
Türkiye'deki Cittaslow Şehirleri Hangileri?
Yavaş yaşam, sürdürülebilir kalkınma, korunan kent ruhu ve iyi, temiz ve adil gıda ile yavaş yemek ilkelerini bir araya getiren ve sakinlerine daha huzurlu bir yaşam sunan cittaslow hareketi tüm Türkiye'de de varlığını gösteriyor. Dünya genelinde oldukça ses getiren bir hareket olarak karşımıza çıkan cittaslow, 31 ülkeden 278 kentin katılımıyla genişlemeye devam eden bir felsefe. Cittaslow ilan edilmiş şehirlerden 21 tanesi Türkiye'den 2022 yılı itibariyle. Her biri birbirinden farklı ve eşsiz güzelliklere sahip olan bu kentler, çevre düzenlemesi, sakin atmosferi ve doğal güzellikleriyle ön plana çıkıyor. Hem bu felsefeyi anlamak hem de şehirlerimizin tarihi ve kültürel dokusuna sahip çıkmak için cittaslow hareketi her anlamda olumlu sonuçlar doğuruyor. İşte Cittaslow Türkiye 2022 Listesi:
- Ahlat, Bitlis
- Akyaka, Muğla
- Arapgir, Malatya
- Eğirdir, Isparta
- Foça, İzmir
- Gerze, Sinop
- Gökçeada Çanakkale
- Göynük, Bolu
- Güdül, Ankara
- Halfeti, Şanlıurfa
- İznik, Bursa
- Köyceğiz, Muğla
- Mudurnu, Bolu
- Perşembe, Ordu
- Şavşat, Artvin
- Seferihisar, İzmir
- Taraklı, Sakarya
- Uzundere, Erzurum
- Vize, Kırklareli
- Yalvaç, Isparta
- Yenipazar, Aydın
Türkiye'de daha genç kalmanız için yaşamanız gereken sakin şehirlerden bazılarını bu yazımızda listelemek istedik. Emekli olduğunuzda ya da şehir hayatından uzaklaşmaya karar verdiğinizde bu listemizdeki şehirler gelecek hayalleriniz için umarız yardımcı olur.
1- Seferihisar, İzmir
![seferihisar]()
Kasım 2009'da yavaş şehir seçilen İzmir'in
Seferihisar ilçesi, ülkemizde bu unvana kavuşan ilk yer olma özelliği taşıyor. Bu anlamda Türkiye'nin yavaş şehir başkenti olan Seferihisar, kalabalık şehirlerin keşmekeşinden kendinizi sıyırıp, geri kalan ömrünüzü sürdürebileceğiniz yerlerin başında geliyor. Mesela Seferihisar'da halkın çoğunluğu ulaşım aracı olarak bisiklet kullanıyor. Teknoloji ise insanların hayatlarını kaplamaktan ziyade, kullanım amacını hiçbir şekilde aşmıyor. Kişiye ve çevreye zarar verebilecek şeylerin sayısı yok denecek kadar az. Tüm bu yönleriyle Seferihisar, ömrünüze ömür katacak bir yer.
2- Perşembe, Ordu
![perşembe]()
Ordu'nun Perşembe ilçesi de ülkemizde seçilen yavaş şehirlerden biri. Bitki örtüsü açısından oldukça zengin bir bölge olan Perşembe, ılıman iklimiyle kucak açıyor ziyaretçilerine. Ancak siz bu güzel ilçenin ziyaretçisi olmaktan çok, oranın yerlisi olun deriz. Özellikle kendinizi çok yaşlanmış hissediyorsanız, bırakın Karadeniz'in doğası sizi bir güzel kendinize getirsin. Perşembe'nin öyle zengin bir toprağı var ki, çıplak bir yer görmek neredeyse imkansız. Yeşilin her tonunu görebileceğiniz Perşembe,
Karadeniz'in en bakir koy ve plajlarına da ev sahipliği yapıyor aynı zamanda.Son olarak menderesleri ile ünlü
Perşembe Yaylası'nı mutlaka görmeden Ordu gezinizi tamamlamayın.
3- Yalvaç, Isparta
Isparta'nın sevimli ilçesi Yalvaç da, cittaslow unvanına hak kazanmış bölgelerimizden biri. Ülkemizin en önemli kültür noktalarından biri olan Yalvaç, o kadar çok medeniyete ev sahipliği yapmış ki, bunu 5000 yıllık tarihi süreçte geriye kalan eserlerle görebilmek mümkün. Anadolu'nun kıymetli değerlerini elinde tutan Yalvaç, büyük metropollerde unutulup giden geleneksel yaşama yeniden kavuşabileceğiniz bir yer. Bundan sonraki hayatınızı kültürel olarak daha zengin ve keyifli bir şekilde geçirmek istiyorsanız, Yalvaç sizin için doğru bir seçim olacaktır.
4- Taraklı, Sakarya
![taraklı]()
Yavaş şehir ilan edilerek salyangoz amblemi kazanan bir diğer bölgemiz de
Taraklı. Hem Sakarya'nın hem de ülkemizin en şirin ilçelerinden biri olan Taraklı'da, henüz keşfedilmemişliğin verdiği bir güzellik hakim. Çekilen bir reklam filmiyle kaderi değişen Taraklı, bu sayede bilinirliğini biraz daha artmış olsa da, hala daha sakin ve huzurlu bir ortamın hakimiyeti sürüyor. Sokaklar ve parklar tertemiz, hava ise rutubetsiz ve temiz… Kısacası kalan hayatınızı Taraklı'nın şirin Anadolu evlerinden birinde geçirmemeniz için hiçbir neden yok.
5- Gökçeada, Çanakkale
![gökçeada]()
2011 yılının Haziran ayında cittaslow unvanı alarak, dünyanın ilk ve tek sakin adası olan
Gökçeada, nostaljik evleri, doğal yaşamı, organik ürünleri ve spor imkanları ile bu unvanı sonuna kadar hak ediyor. Türkiye'nin en batı noktasında yer alan ve en büyük adası olma özelliği taşıyan Gökçeada, bozulmamış doğası ve tarihi dokusu ile kucak açıyor bizlere. Çeşitli kültürlerin eşsiz bir şekilde harmanlandığı Gökçeada, kalan hayatınızı daha genç hissederek geçirmek için mükemmel bir seçim olacaktır.
6- Vize, Kırklareli
![vize]()
Trakya'da eşsiz ve henüz az kişi tarafından keşfedilmiş bir coğrafya Vize.
Kırklareli'nin bu güzide ilçesi, sahip olduğu doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleri ile yavaş şehir unvanı alan bölgelerden biri.
İstanbul'a yalnızca 1,5 saat mesafede olmasına rağmen, çılgın kalabalıktan eser yok Vize'de. Tarihsel kültürü ve özlemini çektiğimiz doğası ile adeta bir cennet köşesi olan Vize, oldukça şirin ve sakin bir yer. Gözlerinizin altında beliren yorgunluk belirtilerinden kurtulmak için yaşanacak ideal adreslerden biri Vize.
7- Akyaka, Muğla
![akyaka]()
Ülkemizde yavaş şehir unvanı kazanmış bir başka yer de
Akyaka Gökova. Hatta bilenler bilir, Akyaka vizyonu diye bir şey vardır. Yani doğaya saygı, güçlü altyapı, sürdürülebilir turizm, birlik ve beraberlik ilkesi, Akyaka'nın vizyonunu oluşturan şeyler. Arkasında yemyeşil dağlar, önünde masmavi bir deniz… Düşlerinizde yer bulan o huzur dolu, sessiz ve sakin kasaba
Akyaka'nın ta kendisi oluyor. Yediğiniz, içtiğiniz her şey doğal ortamda, sağlıklı bir şekilde yetiştiriliyor. Etrafta ne gözü rahatsız eden betonlar, ne de çevre ve gürültü kirliliği bulunuyor… Tüm bunlardan uzakta kalmış cennetten bir köşe Akyaka.
8- Yenipazar, Aydın
![yenipazar]()
Cittaslow unvanı alarak ülkemizin en yaşınılası yerlerinden biri olmaya hak kazanan Yenipazar, tası tarağı bırakıp Ege'ye yerleşmek isteyenler için güzel bir alternatif.
Aydın'a 40 km uzaklıkta yer alan bu güzel ilçe, ormanlarla kaplı bir dağın eteğine konuşlanmış muazzam yerlerden biri. Her sabah uyandığınızda mis gibi dağ ve Ege havasını içinize çekecek ve zaman geçtikçe aynada kendini daha genç gören biriyle karşılaşacaksınız. Bu da Yenipazar'ın havasında saklı olan sihirli bir iksirin etkisi…
9- Halfeti, Şanlıurfa
![halfeti]()
Büyüleyici güzelliğinin yanı sıra, insanı huzura boğan farklı bir atmosfer hakim
Halfeti'de.
Şanlıurfa'nın en yeşili bol ilçesi olan Halfeti, belki de bu yüzden oldukça etkileyici bir görünüme sahip. Sahip olduğu yavaş şehir unvanına yaraşır bir şekilde, Halfeti gerçekten de sindire sindire yaşanması gereken bir yer. Ne yazık ki bir kısmı
Fırat Nehri'nin acımasız suları altında kalmış. Güneydoğuya yerleşmek, radikal kararların en büyüğü olmasına rağmen, gerçek acılarla yüzleşmiş ve bu yüzden de hayata karşı farklı bir duruş edinmiş insanlarla yaşamak, bundan sonraki hayatınızı daha kaliteli bir şekilde yaşamanızı sağlayabilir.
10- Şavşat, Artvin
![şavşat]()
Karadenizlilerin neden uzun yıllar yaşadığını hiç merak ettiniz mi? Onlar gökyüzüne yakın yaşıyorlar da ondan. Karadeniz Bölgesi'nin neresine giderseniz gidin, her yer yeryüzü cennetinin bir başka yansıması gibidir.
Artvin'in yüksek dağlarla çevrili ilçesi
Şavşat, bu yeryüzü cennetlerinin başkentidir adeta. Göz kamaştıran doğa harikaları ve her biri usta bir ressamın elinden çıkmış misali manzaraları ile iç içe süreceğiniz bir hayat, ömrünüze ömür katacaktır hiç şüphesiz. Şavşat'ta yaşadığınız süre boyunca mevsimler daha da bir anlam kazanacak sizin için.
11- Gerze, Sinop
![Cittaslow Nedir? Türkiye’nin En Sakin Şehirleri]()
Sinop merkeze 37 km mesafede bulunan
Gerze, 2017 yılında Cittaslow Türkiye birliğine katılmıştır. Yemyeşil doğası, el değmemiş coğrafyası, yöresel yemekleri, denizle buluşan harika doğasıyla ufak bir Karadeniz kenti olan Gerze, Sinop'un parlayacak yıldızları arasında gösteriliyor. Cuma günleri kurulan köylü pazarlarında yerli üretim ürünlerinin sergilendiği Üretici Pazarı'nı gezebilir, doğal yetiştirilen tarım ürünlerine gönül rahatlığı ile ulaşabilirsiniz. Hala süren maket gemi, çini, ahşap oyuncak zanaatkarlarının atölyelerini gezebilir, geleneklerinden kopmamış bir hayatı gözlemleyebilirsiniz.
Sinop Gezilecek Yerler arasında mutlaka uğramanız gereken ufak şehirlerden birisi, Gerze.
Mesude Çakır - 11 Mart 2016, Cuma 16:05
Buralara gitmek ve gerçekten hiç dönmemek lazım. Her anın, her mevsimin, her rengin tadını çıkarmalı. Sakinlik ve huzur... Ben biraz daha hareket isteyenlere Gümüşlük'ü de tavsiye ederim.
Mehmet... - 12 Mart 2016, Cumartesi 19:31
Vizeliyim, Vize'ye bağlı sadece Kıyıköy denizi ve ormanlarıyla beklentinizi karşılayabilir diyecektim ama son 5 senedir maalesef İstanbullular tarafından keşfedildiği için hafta sonu ve bayramlarda Kıyıköy'de hayat resmen kilitleniyor, kalabalıktan marketlerde ve dükkanlarda her şey talan ediliyor, trafik kilitleniyor, maalesef huzur bulmaya geldiğiniz yerden bezmiş şekilde dönüyorsunuz...
Yunus Ortak - 14 Mart 2016, Pazartesi 14:30
Ankara'dan yazın eşim ve torunumla beraber Çankırı-Kastamonu yol üzeri ilçeleri ve de Sinop'a gitmek çok istiyorum. İnşallah nasip olur.
tokay ceritoğlu - 17 Mart 2016, Perşembe 10:57
Yazıyı okurken bile dinlendiğimi hissettim, gerçekten metropolde yaşamak işkence olmaya başladı, Yunus Bey'in iyi bir yol haritası çizdiğini düşünüyorum, İnebolu - Kastamonu İstiklal Yolu görmeye değer, öneririm, Sığacık, Seferihisar deniz sevenler için güzel, Yenipazar'a geçen aylarda meşhur pide çeşitlerini yemek için gittim, sokaklarını tertemiz buldum, sanki Avrupa köyleri gibiydi, neden bu kadar düzenli diye internetten merakla okuduğumu hatırlıyorum.
Özlem Borhan - 17 Mart 2016, Perşembe 11:16
Ne güzel yerler. Hele ki bahar da geldiyse hemen gitmek istiyor insan. Ana fotoğraf nereye ait? Çok güzel...
Diley Kuru - 17 Mart 2016, Perşembe 11:28
Merhaba Özlem, değerli yorumun için teşekkür ederiz. Ana fotoğraf Bolu Göynük'e ait. :)
Ceyhan ve Engin AKKAYA - 17 Mart 2016, Perşembe 11:45
Bu konuda bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Bu listede Datça'nın da yer alması gerekirdi. Bu düşüncemizin gerekçesini tarihçi Strabon şöyle ifade etmiş: "Tanrı, ömrünün uzun olmasını istediği Kul'unun yolunu mutlaka Datça'ya düşürür…" Bilmem sizler ne dersiniz?
Editor - 17 Mart 2016, Perşembe 12:36
Ceyhan ve Engin Akkaya, ne güzel bir bakış açısıyla yaklaşmışsınız. :) Strabon bile söylüyorsa bir bildiği vardır diyip, Datça'ya, Knidos Antik Kenti'ne zaman ayrılmalı. Yaşamak için olmasa bile, tatil için yılda en az 1 hafta gidilmeli.
Gürsel Baki - 18 Mart 2016, Cuma 09:50
Bence bunlar çok güzel de, unutulmuş veya eklenmesi gereken iki yer daha var. İlki Altınoluk (Kaz Dağları'nın eteği). Diğeriyse en fazla oksijene, 0 neme sahip olan Datça tabi ki.
Mustafa Bagbasi - 20 Mart 2016, Pazar 20:04
Ben diğer yöreleri bilmiyorum ama Seferihisar hakkında yazılanlar doğru değil. Daha iki gün evvel oradaydım, küçük bir şehre göre korkunç bir trafik var, her yerde inşaat var, pazar esnafı çok gürültülü. Bu gözlemim hafta içi, bir de hafta sonu İzmir'den gelen yazlıkçılar geldiği zaman Siğacık'ta kurulan Köylü Pazarı tam bir rezalet. Bu pazar Kemeraltı Çarşısı ile yarışır duruma gelmiş kalabalık yönünden. Yani ben anlamış değilim neye göre sakin şehir denmiş!
Davut Alptekin - 2 Haziran 2016, Perşembe 10:54
Şavşat ülkemizin son yavaş şehir unvanını aldı. Gerçekten yakışır. Ben 1980-83 yıllarında Şavşat'ta yaşadım ama orayı hiç unutamadım. 2014 yılı yazında tekrar gittim. İlçe merkezi betonlaşmış, bozulmuş ama dağları, köyleri hala aynı güzellikte duruyor. Resim Şavşat'tan Ardahan'a giderken yol üzerindeki Kocabey Yaylası'ndan bir görüntü. İnsanları orada yaşamasalar bile en azından görmeye davet ediyorum. Pişman olmazsınız.
Serkan şenler - 6 Haziran 2016, Pazartesi 17:43
Gökçeada dünyanın en güzel yerlerinden biri. Gitmeyenlere tavsiye ederim.
Sadi Şimşek - 18 Temmuz 2016, Pazartesi 11:09
Akyaka Gökova. Yeşil ve mavinin birleştiği, huzurun olduğu, nefes alınabilen nadir yerlerden biri bence. Burada yaşamak beklentilerimden biri. Nasip.
vicdan duru karakas - 18 Temmuz 2016, Pazartesi 11:38
Bizim favorimiz Gümüşlük. Doğru zamanlama ile huzur Keyif ve ilham alınacak bir coğrafyamız.
gül dursun - 18 Temmuz 2016, Pazartesi 12:51
Muğlalı olduğum için söylemiyorum ama hakikatten Akyaka Gökova ayrı bir cennet. Denizi harika. Farklı mevsimlerde görmek lazım Akyaka'yı. Elbette tatil dönemlerinde kalabalık oluyor ama yine de harika bir yer. Özellikle işletme girmemiş sakin koyları.
Prof.Dr.Yaşar DURANOĞLU - 18 Temmuz 2016, Pazartesi 13:08
Yazıda belirtilen çoğu yeri gördüm. Hepsi ayrı güzel. Benim kaydedeceğim yerler; İznik, Mudanya, Bozdoğan, Birgi, Tire, Köyceğiz, Eski Foça, Çandarlı, Kaş. Saygı ve sevgilerimle.
Funda erdem - 18 Temmuz 2016, Pazartesi 19:01
Datça unutulmuş bence bu yazıda.
ayhan turhal - 10 Ağustos 2016, Çarsamba 23:01
Bu sessiz şehir ve sakin hayat herkese göre değil, bence insanlar şehirlerde işten güçten trafikten bunalıyorlar, buraları görüp veya duyunca özeniyorlar. İki üç saat trafikte vakit geçirince gidip yerleşmeye karar veriyorlar, bu kulağa hoş geliyor ancak burada uzun süreler yaşamaya başlayınca durum farklı. Bu işin hastalığı var, sosyal imkanları var, etkinlikleri var, eğitim imkanları var, iş durumu var, bir hafta 10 gün buralarda yaşamak ve kafayı dinlemek hoş bence de ancak ömür boyu buralarda yaşamaya karar vermeden buralarda bir ev tutup bir süre yaşamalı. Yazı kışı bir görülmeli, imkanları araştırılmalı, beğendikten sonra pılıyı pırtıyı toplayıp gelip yerleşmeli diye düşünüyorum teşekkürler.
ÖMÜR ALTUNÇİZME - 26 Eylül 2016, Pazartesi 16:16
Sevgili arkadaşlar, sakinlik, huzur arayışları kişilere göre değişir. Onun için farklı farklı yorumları görüyoruz. Ülkemizin her köşesinde nefislikler, güzellikler mevcut. Yeter ki gönülden karar verin ve kendinize göre huzur bulacağınız yeri mutlaka bulursunuz. Tabii eşiniz de sizle aynı görüşte olursa. Biz İstanbul'a tahammül edemeyip Fethiye'ye kaçıp yerleşenlerdeniz. Beyniniz okey verirse mesele yok.