Odalar çok güzeldi
Otelin kapısına geldiğimizde eve gelmiş gibi olduk. Kapıdan içeri girdik, köyüme geldim sandım. Karşılama güzeldi. Çocukken köy evinde büyüdüğüm için, yani bizim de köyde konağımız vardı. O kokuyu hissetim. Odalara çıkacakken evin sahibeleri ayakkabıları çıkarıp öyle çıkacağız dediler odalara. Kardeşim atıldı, cami mi burası? Ev sahibi, "burası bizim evimiz, sizler de bizim misafirlerimizsiniz" deyince kardeşim razı geldi. Ayakkabıları koyduk dolaba. Konak çok temiz, eşyalar otantik, odalar çok güzeldi. Kahvaltıları bahçede açık büfe, doğal olan neyse onu koymuşlar, abartılmamış ama isteğinize göre bahçenin tavuklarının yumurtası ve patates ve menemen istedik, masamıza sıcak servis yaptılar. İşletme sahipleri abi, kardeş, abla enişte, baba, konağın bir sıcaklığı var, biz de aileden olduk, ayrılırken insan üzülüyor. Çay, çerez ve karpuz ikramları oldu, ücret istemediler. Safranbolu’da gezecek yerleri, nerelere gitmemiz gerektiğini birebir hepsi anlattı. Konaktan vedalaşarak çıktık, ayrılmak zor oldu, hiç böyle hissetmemiştik kendimizi, aile sıcaklığı bizi de sardı. :))) Konağa yakın mağara ve kanyon, Kristal Teras, oradan başladık gezimize. Eski Cinci Han ve Bakırcılar Demirciler, Semerciler çarşılarını ve alışverişimizi yaptık, gezdik. Osmanlı kentini, mirasımız, tarihimizi Safranbolu bize çok şeyler anlattı. Görülmesi, gezilmesi, dinlenesi, vakit buldukça gidilmesi gereken bir yer. Bizim yurdumuz cennet. Herkeslere tavsiye ederim ve konaklarda kalmanızı, o havayı hissetmenizi dilerim, tavsiye ederim. :))))