İyi tarafından başlayayım. Mazhar bey son derece kibar ve ilgili bir beyefendi sağolsun...
Bahçesi çok bakımlı ve yemyeşil bu da artı...
Ama minimal tatil anlayışına maksimum para ödemişim gibi geldi bana.
Yorumlarında kahvaltıyı çok fazla övenler daha önce ne tip kahvaltılar ettiler bilmiyorum ama 2 gün kaldığımız mekanda bugün sıcak çeşit olarak haşlanmış yumurtayı saymazsak sadece sigara böreği vardı. Gerisi standart peynir, zeytin, yağ, reçel, bal, domates.(Domates de kişi başı 2 dilim düşer) Şahsen ben kahvaltıda daha fazla sıcak çeşit umuyordum çünkü reklam görsellerinde öyleydi. Bize denk gelmemiş de olabilir...
2 katlı odalarda (Bali tipi) klima üst kat için yetersiz. Zaten üst kata ilave vantilatör konmuş...
Klozete oturunca klozet öne doğru esneyerek tedirgin ediyor. Sabitlemesi tam değil.
4 kişilik olarak satılan bungalowda büro tipi soğutucu var ve yetersiz.
Daha ilk gün "içeriye ayakkabı veya terlikle girilmez" diye uyarıldık, çözüm olarak hastanelerde verilen kullan at terlikler sunuluyor, şahsen ben kullanamadım ve evin her yerinde çıplak ayak dolaşmak zorunda bırakılmak tatsızdı. Bâri yere bir kilim serilse idi...
Deniz olarak baktığınızda tipik ege... Kıyısı yosunlu ve deniz girişi çok temiz değil.Burası bir Adrasan, Olimpos, Çıralı değil tabi. Bu paraya oralarda da çok rahat kalınıyor. Kumlucalıyım oradan biliyorum.
"Biz tatilde erkenden kalkarız" diyenler için bahçede kahvaltı hoş olabilir. Ama saat 10'dan sonra kahvaltı sıcaktan dolayı bunaltıcı olabiliyor...
Bir de dışarıdaki her ses bungalow'un içinde. Mantık olarak içindeki her ses de dışında oluyordur o zaman. Biz betonarme tatilciyiz. Geniş olsun, ferah olsun, içeride konforu sağlayan eşyalar olsun. (Bungalowdaki tek ayna tuvaletteydi.)
Bu ilk ve son bungalow tatilimizdi sanırım. O yüzden yazdıklarım beni bağlar, başkaları bu tip mahrumiyet tatillerinden çok memnun olabilir.