5108 Numaralı odadan selamlar. 05.08.2019 / 10.08.2019 tarihlerinde konakladığımız ve bugüne kadar ki en kötü hizmeti aldığımız 5 yıldızlı oteldi. Özellikle bu tarihi seçmiştik, bu tarih aralığı hem 11. evlilik yıldönümümüz hem de benim doğum günümü içeriyordu ancak her ikisi de berbat oldu. Öncelikle belirtmeliyim işlerimin yoğunluğundan araştırma fırsatım olmadan son dakika rezervasyonu ile Jolyy acentemin önerisi ile Roxy Moon otele rezervasyon yaptırdım. Sonuçta 5 yıldızlı bir otel ne kadar kötü olabilir ki diye düşündüm ancak internetteki kötü yorumların hepsini hatta fazlasını hak ediyor ve yorumlara bakıldığında sanırım bu oteli sadece Jolly Tur tavsiye ediyor olmalı ki mağdur olanların hepsi Jolly müşterisi sanki. İlk giriş günümüzden çıkış günümüze kadar her gün günlük tutar gibi yaşadıklarımızı yazdık ve çıkış günümüzde otel genel müdürü Rıfkı Bey’e verilmek üzere 3 sayfalık şikayet mektubumuzu genel koordinatörlerine teslim ettik. Sonrasında Rıfkı Bey’in de telefonunu alarak kendisine ulaştık ve zarfın kendisine teslim edildiğini, konuyu Fatih Bey’e ilettiğini ve bize konu ile ilgili cevap yazacaklarını belirtmelerine rağmen 3 haftadır arayan soran yok. Bu nedenle bu ilgisizliği ve yaşadıklarımı buradan paylaşmak istedim, kendilerine cevap verme fırsatı verdim ama fazlası ile umursamaz davrandılar. Otele saat 12:00 de vardık ve kaydımızı yaptırdık, sonrasında odamız hazırlanana kadar hem çevreyi gezmek hem de yemek yemek için restorana gittik. Restoranda tam bir kargaşa mevcuttu. Uzun bir arayışın ardından bir masa bulduk. Masanın temizlenmesini rica ettik. Bizimle tek kelime bile iletişim kurmayan bir personel geldi. Boşları topladı ve masa örtüsü üzerindeki kırıntıları eli ile süpürerek avucunun içerisine topladı ve elleri ile bize servis açmaya kalktı. Masa örtüsünü değiştirmeyi bırakın ellerinin halini görünce yemek yemekten vazgeçtik. Etrafta dolaşırken konuşulanlara kulak misafiri olduk. Bizim girişimizden iki gün önce çalışanlar eylem yapmış. Yemek servisi yapılmamış. Sebebi ise çalışanların 3 aydır maaşlarını alamıyor olmalarıymış. Çoğu personel işi bırakmış. Her yerde personel eksikliği mevcut. Olanlar da adeta yoldan geçeni işe almışlar. Hizmet sektörü ile alakası olmayan kişiler. O moral bozukluğu ile resepsiyona gittik, acentemizi arayıp otelimizin değiştirilmesini talep ettik. Civarda boş otel olmadığından bu değişikliği yapamayacaklarını söylediler. Mecburen odamızı teslim aldık ve yerleştik. Öğlen yemeğini yiyememiştik. Akşam yemeği için restorana gittiğimizde yine aynı manzara ve fazlası vardı. Bütün stantlar tavuk menüleri ile dolu. Alternatif yoktu. Hijyenden yoksun restoran ve çalışanlar nedeni ile yemek yemeden restorandan ayrıldık ve odamıza giderek oda servisini aradık. Odada bu konuda da hiçbir broşür bulunmadığından telefon ile bilgi almak zorundasınız. Bir hamburgere 30TL talep ettiler. Otelden çıkarak 500 metre yakınındaki bir restorandan köfte ekmek yaptırarak odamızda karnımızı doyurduk. Köfte yaptırdığım restoranın sahipleri kolumdaki otel bilekliğini görünce gülümsediler, adeta halimize acır gibiydiler ve biraz sohbet ettik. İlk gün karşılaştığımız ve gözlemlediğimiz her şeyin doğruluğunu onlar da teyit etti. Hatta onların da mutfağında çalışan bir bayan o otelde çalışmış ve ayrılmış. İkinci gün en azından çocuklarımız eğlenebilsin diye onlara pek yansıtmadan konaklamaya ve onları eğlendirebilmek için hiçbir şey yokmuş gibi devam ettik. Snack saatlerinde çıkan pizza ve öğle yemeklerini salata ile geçiştirdik. Yemek saati bitiminden 30 dk. öncesinde stantlarda biten ürünün yerine yenisi konulmuyor. Stantlar toplanmaya başlıyor, sanki müşteriden zaten kötü olan yemekler bile kaçırılıyor, yabancı bir müşteri ile çalışan arasında diyaloga şahit oldum. Adam saat kaç neden kaldırıyorsunuz ben henüz yemeğimi almadım diyor, çalışanın değil yabancı dili Türkçesi bile kıt. Adam yüzüne bakıyor, adam kolundaki saati göstererek bağırınıyor ama duvara konuşuyor, sonra da karşısındaki çalışan dönüp arkasını gidiyor. İnsanlar nadiren de olsa çıkan ciğer ızgara kuyruğunda tabi biz de akşam menüsünde girdik kuyruğa ama ne mümkün ızgarada görevli kişi ciğer bitti deyip tezgahı kapattı. Ne olduğu belli olmayan, rengine bile bakınca insanın iştahını kapatan Adana kebap var. Onunla devam edeceğiz dedi ve herkes şok tabi. Bir gün sonra yine aynı ızgaranın başında sıradayız menüde balık var ama nedense ızgaranın yarısı çalışıyor yarısı kapalı. İnsanlar sırada beklemekten, sıcakta bunalmış, adeta insanları bezdirip almaktan vazgeçsinler diye yapılıyor. Müşteriler sorunca da ızgaranın bir tarafı arızalı deniliyor. Alkol konusuna ise hiç girmesek olur çünkü alkol yerine ne verdiklerini ben değil. Çalışanlar bile bilmiyor, yerli içki rakı istiyorum. Barmen, abi ben bile ne olduğunu bilmiyorum, bak bu var diyor, tadına bakayım dedim koca gece midem yandı. Zaten Türk içkisi içen de yoktu. Herkes ya bira ya da şarap içiyor. Üçüncü günümüzde öğlen snack saatinde pizza yanına bira almak için bara gittim. Barda tek kişi elinde şişe Efes biraları açıp açıp bardaklara paylaştırarak servis yapmaya çalışıyor. Hayırdır dedim fıçı bira gelmedi kasa ile şişe bira getirtip servis yapmaya çalışıyoruz dedi. Neden, dedim, firmaların parasını ödemiyorlar onlar da ürün vermiyor diyorlar. Aynı gece şişe bira da kalmamış akşam yemeğinde bira servisi yoktu. Dördüncü günde sabah havlu almaya giderken şahit oldum. Şef havasında birisi toplamış etrafına 10 genci soruyor, kim ne iş yapabilir ona göre dağılımı yapalım. Öğlen oldu dondurma standına gittim o gençlerden birisi orada, elleri kolları dondurma olmuş. Hayırdır dedim, abi ne bileyim ben anlamam bu işlerden, attılar beni buraya diyor, gelen üç gün sonra bırakıp gidiyor. Animatörler ile sohbet ettik onlar bile her gün dışarıdan yemek yiyoruz dediler. Bunu duyunca iyice restorandan uzak durmaya başladık. Biraz da odalardan bahsedelim. Odalarda temizlik yok denilebilir. Sadece yataklar toplanıp bir paspas atlıyor sanırım. İlk gün köfte ekmek yediğim sehpanın üzerine dökülen ekmek kırıntıları son gün biz çıkarken hala sehpanın üzerinde duruyordu. Özellikle takip ettik. Odada çöp kutusu yok. Sadece tuvalette klozet yanında küçük bir çöp mevcut. Ne bir broşür ne bir rehber ne de not almak için kağıt, kalem mevcut. Çeşmelerden resmen tuzlu su akıyor, dişlerimizi bile şişe suyu ile fırçalamak zorunda kaldık. Gerek Jolly Tur acentemize gerek otel halkla ilişkiler sorumlusu Burcu Hanım’a şikayetlerimizi dile getirmiş olmamıza rağmen, bu tatilin bizim için önemi olan 11. evlilik yıldönümümüz ve doğum günüm olduğunu belirtmemize rağmen hiçbir ilgi ve alaka göstermemeleri ayrıca üzücüydü. Son gecemizde evlilik yıldönümü ve doğum günümü kutlamak için limanda güzel bir restoranda rezervasyon yaptırarak ailecek bir kutlama yaptık. Tek tesellimiz buydu ama burada da kolumuzda otel bileklikleri ile gidince yine o restoranın şefi ile biraz sohbet ettik ve otel ile ilgili orada da birçok kötü bilgiler edindik. Hem eski adı ile Aurum Moon yeni adı ile Roxy Moon o bölgede gidilebilecek 5 yıldızlı son otel olduğunu bir kez daha teyit ettik. Jolly Tur’a hem otel hem de otel içerisindeki temsilcileri ile ilgili şikayetlerimi ilettim, acentem bölge müdürünün her gün oraya geldiğini kendisine konu ile ilgili bilgi verdiğini belirtti ancak nedense o bölge müdürü bize hiçbir şekilde ulaşmadı. Otel temsilcisi ise sadece bize tur satmak için bir kez mesaj attı ancak problemleri önemseyen olmadı, bu konuda da Jolly Tur’a ayrıca şikayet yazacağım. Oldukça uzun bir paylaşım oldu, fazlası da var aslında ama daha fazlasına gerek yok sanırım. Özetlemek gerekirse 5 yıldızlı otele verilen parayı hak etmeyen bir otel. Otel konum olarak çok güzel bir yerde ama işletme olarak kötü durumda. Hem yönetim hem de çalışanlar bunun farkında. Karşımızda boyunları bükük duruyor ve kabul ediyorlar ama müşteri memnuniyeti için adım atan yok. Adım Yılmaz Hasret Jolly Tur müşterisiyim. Şikayetlerimi dile getirdiğim ve cevap yazacağız deyip cevap alamadığım otel genel müdürü Rıfkı Bey. Jolly Tur’un da bu konudaki ilgisizliği nedeni ile bundan sonraki tatillerimi ETS ile devam etme kararı almış bulunuyorum. ETS sitesinde bu otelin satışı bile yok. O derece kötü, buradan da anlaşılıyor zaten. Mağdurların hepsi Jolly Tur müşterisi. Yazık.