Nisan Ayında Bir Başka Güzel Olan 9 Yer

Bahar ayını iliklerimize kadar hissetmeye başladığımız aydır Nisan. Güneşin özlediğimiz sıcaklığı içimize işlemeye başlarken, her yer birden yeşilleniverir. Çiçek açan ağaçların her yanı süslediği ve etrafa toprak kokusunun yayıldığı Nisan ayında, farklı bir enerji yayılır tüm bedenimize ve ruhumuza. Bu aydan itibaren hafta sonları da başka bir anlam kazanmış olur. Evde geçirilen hafta sonlarına veda etmenin zamanı gelmiştir artık. Vakit yavaş yavaş deniz ve nehir kıyısındaki beldelere akın etme vaktidir. 1 – Ağva

İstanbul gibi kalabalık bir şehirde yaşayanların en değerli hazinelerinden biri Ağva. Şile ilçesine bağlı olan bu şirin belde, özellikle şehir hayatına kısa bir mola vermek isteyenlerin hafta sonlarında tercih ettikleri bir kaçış noktası. Yemyeşil doğası, kumsalı, masmavi denizi ve yürüyüş parkurları ile Ağva, Nisan ayının getirdiği huzuru doyasıya yaşayabileceğiniz bir yer. 2 – Polonezköy

İstanbul’a yalnızca 30 km uzaklıkta olmasına rağmen, şehrin karmaşasından tamamen izole olmuş bir yer Polonezköy. İstanbul’un arka bahçesi olarak nitelendirilen Polonezköy, Nisan ayında gidebileceğiniz en keyifli rotalardan biri. İstanbul’un Beykoz ilçesinde yer alan Polonezköy, sahip olduğu yürüyüş ve bisiklet parkurları, birbirinden sevimli mekanları ve yemyeşil doğası ile hafta sonlarının en gözde adreslerinden biri. 3 – Yeşilyurt Köyü

Nisan ayında Kazdağları yeşil bir cümbüşe dönüşür adeta. Kazdağları’nın batı ucunda yer alan Yeşilyurt Köyü de bu cümbüşe eşlik eden en güzel yerlerden biri. Köyün sokaklarında gezerken taş evlerin güzelliği bile içinizi huzurla doldurmaya yetiyor. Köy meydanında bulunan kahvede soluklanmak ise tüm yorgunluğunuzu alıp götürecek. Taş evlerin bazıları butik otel ve pansiyon olarak hizmet veriyor Yeşilyurt Köyü’nde. Şimdi oralar ne güzeldir kim bilir? 4 – Gökçeada

Şimdi Gökçeada’da çılgın kalabalıktan eser yok. Hoş, Gökçeada turizm anlamında yeni yeni gelişmeye başladığı için, hiçbir zaman öyle çılgın bir kalabalık olmuyor Gökçeada’da. Şöyle Kaleköy, Zeytinliköy, Dereköy, Tepeköy’ü kapsayan bir Gökçeada turu hiç de fena olmaz bu ay. Şimdi Gökçeada’nın havası mis gibi, tertemizdir. Denize giremezsiniz tabi ama bu, adayı baştan aşağı keşfetmek için de güzel bir fırsat olarak değerlendirilebilir. 5 – Anamur

Nisan ayında Doğu Akdeniz gerçekten de çok güzel oluyor. Bölgenin neresine giderseniz gidin, gittiğiniz yerin farklı yönlerini keşfetmek için bu ay en ideal zamanlardan biri. Türkiye’nin muz cenneti olarak bilinen Mersin’in Anamur ilçesi de harika bir Nisan rotası mesela. Uzun ve geniş kumsalı, tertemiz denizi, tarihi zenginlikleri, mağaraları ve evleri ile Anamur, bu ayın en ilgi çekici rotalarından biri olabilir. 6 – Alanya

Bugün Alanya, özellikle yaz turizminin en hareketli bölgelerinden biri olarak çıkıyor karşımıza. Antalya’nın en popüler ilçesi olan Alanya’yı yaz sıcağında keşfetmek ise bir hayli yorucu oluyor. Ancak dediğimiz gibi, Akdeniz şimdi o kadar güzeldir ki, hem doyasıya keşif yapabilir hem de dilediğinizce dinlenebilirsiniz. Bu arada, sitemizde yer alan Alanya otelleri sayfamızı incelemenizi tavsiye ediyoruz. 7 – Gelibolu

Çanakkale Boğazı ile Saros Körfezi arasında yer alan Gelibolu, henüz keşfedilmemiş pek çok doğal plaja ev sahipliği yapıyor. Yaz aylarında Gelibolu’yu bu anlamda tercih edebilirsiniz. Ancak bu ay özellikle şehitlik turu için Gelibolu’ya gitmenizi tavsiye ediyoruz. Böylesine tarihi bir gezi için en ideal aylardan biri Nisan. 8 – Edirne

Tarihi gezi demişken Edirne’den devam edelim o halde. Dinlenmekten ve doğayla iç içe olmaktan ziyade, daha çok yeni yerler keşfetmekten hoşlananlardansanız, Edirne’yi tercih edebilirsiniz. Bir dönem Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapmış olan Edirne, tarihi eserler açısından oldukça zengin bir şehir. Mutlaka gitmeli, gitmişken meşhur tava ciğerini de yemelisiniz. 9 – Pamukkale

UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Pamukkale, ülkemizde herkesin görmesi gereken yerlerin başında geliyor. Özellikle Pamukkale Travertenleri’ni görmek isteyenler için Nisan ayının ideal bir zaman olduğunu söyleyebiliriz. Travertenlerin bulunduğu bölgede konaklama yapabileceğiniz pek çok otel de bulunuyor üstelik. Travertenleri gezdikten sonra Hierapolis Antik Kenti’ni de görmenizi tavsiye ediyoruz.