Kimisi medeniyetin izlerinden uzakta, kimisi özgür ruhların cirit attığı, kimisi ise olabildiğince dingin ve sükunet içerisinde… Hepsi de keşfedilmemişliğin verdiği asil bir güzelliğe sahip. Kum ve çakıl arası, maviden turkuaza dönen bir güzellik. Ülkemizin kıyı kesimlerini süsleyen bu koylar, doğanın gizemli dünyasına saklanmış, keşfedilmeyi bekliyor. Kim bilir, belki bu yazımızı okuduktan sonra tatil rotanızda bir değişiklik yaparsınız. İşte sizler için hazırladığımız keşfedilmeyi bekleyen saklı kalmış 9 koy.
1 – Bozukkale
Marmaris'in
Bozburun Yarımadası'nda, irili ufaklı adalarla çevrili sayısız koy bulunuyor. Bu bölge saklı cennetler diyarı adeta.
Akdeniz'e doğru ilerleyen bir koy silsilesi düşünün. İşte bu yarımadanın en uç noktasında, Karaburun'u geçtikten sonra karşınıza ilk çıkan koy
Bozukkale Koyu. Değirmenburnu ile Kaleburun arasında yer alıyor. Genellikle tekneyle ulaşılan Bozukkale Koyu'na,
Söğüt'ten
Marmaris Taşlıca Köyü Serçe Limanı'na araçla gelip, buradan yürüyerek de ulaşabilirsiniz.
2 – Adrasan
Antalya'dan
Kumluca'ya yolunuz düştüğünde, yolun 100. km'sinde görünmeye başlar
Adrasan Koyu. Yemyeşil dağların arasında yay gibi uzanan koy, doğanın bizlere sunduğu en değerli hazinelerden biri. Akdeniz'in ihtişamlı güzelliğinin farkına varabilmeniz için önce Adrasan Koyu'nu görmeniz gerekiyor. Koya ulaşmak için
Olimpos sapağından girdikten sonra, virajlı yolu takip edip,
Çavuşköy'den 5 km daha yol kat etmeniz gerekiyor.
3 – Hamsilos
![hamsilos koyu]()
Hamsaroz ya da bilinen adıyla
Hamsilos Koyu,
Sinop'a 17 km uzaklıkta bulunan bir doğa parçası. Bizler genelde Hamsilos'u fiyort olarak niteliyoruz bilmeyenlere. Hiç denk geldiniz mi bilmiyoruz, Hamsilos Koyu, Kuzey Avrupa ülkelerindeki fiyortların Türkiye'deki tek örneği olarak tanıtılıyor. Elbette ki, bir fiyort değil burası. Ama fiyorttan kat ve kat daha güzel olduğu bir gerçek. Koya uzaktan baktığınızda sergilenen görüntü gerçekten de muazzam.
4 – Gideros
Amasra ile Sinop arasında bulunan üç güzelden biri
Gideros Koyu. Yeşil ile mavinin ahenkli dansına bembeyaz kumsallar da eklenince, sürpriz bir görüntü çıkıyor ortaya. Akdeniz'in yaz aylarında yaşadığı karmaşıklığın aksine Gideros Koyu, sükunet içerisinde doğaya bırakmış kendini.
Karadeniz bile bu sükunet karşısında hırçınlığını bir kenara bırakıyor, tüm uysallığıyla vuruyor Gideros'un kıyısına.
5 – Akbük
![akbük koyu]()
Hiç şüphesiz
Gökova Körfezi, Ege ve Akdeniz'i buluşturan en güzel körfezlerden biri.
Akbük Koyu da, körfezin kuzey tarafında yer alan az sayıdaki koyların en derin ve en genişi. Doğasını bozulmadan koruyabilen nadide koylardan biri olan Akbük Koyu, mavi yolculukların uğrak noktası haline geldi son zamanlarda.
Milas Ören ile
Akyaka Gökova arasında yer alan Akbük Koyu'nda, kamp alanları ve birkaç tane restoran bulunuyor.
6 – Kömür Limanı
![kömür limanı]()
Bilindiği gibi
Saros Körfezi, dünyanın kendi kendini temizleyebilen denizlerinden birine sahip olmasıyla ünlü. İşte
Kömür Limanı da, bu tertemiz körfeze bakan küçücük bir koy. Denizin berraklığı dalış meraklılarını buraya çekiyor haliyle. Eskiden kömür taşındığı için Kömür Limanı ismini alan bu doğa harikası, yazın kampçıların da akınına uğruyor. Koya gitmek için en güzel aylar Mayıs, Haziran ve Eylül. Diğer aylarda maalesef bu güzelliğe gölge düşüren sıkıcı bir kalabalık var.
7 – Gökgemile
Muğla'nın
Dalaman ilçesinde yer alan
Kapıdağ Yarımadası, enfes güzellikteki koylara ev sahipliği yapıyor.
Göcek ve
Fethiye'den yola çıkan günübirlik tekne turlarının uğrak noktası olan bu koylar, yaz boyunca tatilcilerin gözde mekanlarından. Ancak bir koy var ki, gezi teknelerinin keşmekeşinden uzak, olabildiğince dingin. Evet,
Gökgemile Koyu'ndan bahsediyoruz. Kapıdağ Yarımadası'nın batı kısmında kalan Gökgemile Koyu, balıkçı tekneleri dışında pek fazla misafir ağırlamıyor. Araçla Dalaman'dan Sarsala Koyu'na gelip, 1,5 saatlik bir yürüyüşle bu ıssızlığa gömülmüş koya ulaşabilirsiniz.
8 – Sazak
![sazak koyu]()
Doğanın Antalya'ya hediye ettiği muazzam bir koy Sazak Koyu. Sazak Koyu'nu yüksek tepelerden izlemek doyumsuz bir aktivite. Doğal ve korunaklı bir yapıya sahip olan Sazak Koyu, mavi yolculuk kaptanları tarafından ‘Balayı Koyu' olarak isimlendirilmiş. Sazak Koyu'na
Çıralı ve
Adrasan'dan teknelerle bir saatte ulaşabilmek mümkün. Ayrıca Adrasan'dan araçla da Sazak Koyu'na gidebilirsiniz.
9 – Değirmenbükü
Değirmenbükü, Gökova'nın en büyük koyu. Etrafı çam ormanlarıyla kaplı olduğundan denizin rengi adeta zümrüt yeşilini almış. Marmaris'e 25 km uzaklıkta bulunan Değirmenbükü, mavi yolculuk turlarının vazgeçilmez pek çok koyuna ev sahipliği yapıyor aynı zamanda. Değirmenbükü'ne Muğla-Marmaris yolu üzerinden,
Karacasöğüt kavşağından ayrılan asfalt yolu takip ederek ulaşabilirsiniz.
Editor - 25 Haziran 2015, Perşembe 15:00
Bunların arasına eklenmesi gereken bir diğer koy: Phaselis Koyu. Phaselis Antik Kenti'nin içinde saklı kalan bu koy beni çok etkilemişti, kesinlikle gitmelisiniz.
Ali Sinan Varlık - 25 Haziran 2015, Perşembe 15:59
Ben şahsen bu tip yazıları hiç beğenmiyorum. Zira bu tip yazılarla özellikle İstanbullular buralara gidip bu bakir yerleri mahvediyorlar. Buna en büyük örnek de yıllar önce gittiğimiz Kıyıköy'dür. 90'ların başında çoğu Trakyalı çok az insan bilirken gazetelerde 2-3 kere yazıldı. 93-94'lerde 34'lüler çekirge sürüsü gibi istila etti. O gündür bu gündür buraya yazları adımımı atmıyorum. Bir bakın bunun gibi nereler var. O kadar çok ki... :(((
tokay ceritoğlu - 25 Haziran 2015, Perşembe 16:17
Bu güzellikleri nasıl keşfediyorsunuz? Herhalde yoğun bir araştırmadan sonra keşif sonrası tüm yorgunluklar gidiyordur! Ülkemizin yeryüzü cennetlerini anlatmak ve tanıtmak da ayrı bir güzellik.
Özkan Hacıoğlu - 28 Haziran 2015, Pazar 00:25
Hepsini henüz görmedim ancak içlerinden gördüklerime aşık oldum diyebilirim. Kendime 41 yaş hediyesi olarak almak istediğim teknemle tümünü denizden görmek için sabırsızlanıyorum. Elinize sağlık, benim için harika bir rota oldu.
serkan temiz - 29 Haziran 2015, Pazartesi 12:23
Kömür Limanı ilk Atlas dergisinde 90'lı yıllarda çıkmıştı. Maalesef denildiği gibi öyle bir akın başladı ki, bakirlikten eser kalmadı. Hele hafta sonu beyaz iç çamaşırıyla girenleri, piknik yapmaya gelenleri, yediğini-içtiğini oralara bırakanları görmeniz çok mümkün. Girilecek olan aylar Mayıs ve Eylül. Bu aylarda gidip, çadır kurup, balık tutabileceğiniz harika bir yer. Yalnız giderken her şeyiniz tam olmalı... ‘Aaa şunu unuttum' deme şansınız yok. Koya iniş-çıkış çok sıkıntılı.
Mehmet Göksu - 3 Temmuz 2015, Cuma 13:15
Cennetten bir köşe olan Tisan Adası'nı unutmuşsunuz sanırım. Berrak denizi, 2 koyuyla ilk 3'e girecek yer bence Tisan.
zümrüt cömertler - 9 Temmuz 2015, Perşembe 09:21
Ülkemizde bu kadar görülesi güzellikleri bizimle paylaştığınız için teşekkürler. Umarım yurtdışına gitmek için yarış edenler sizlerin aracılığı ile biraz da ülkemizin güzelliklerini keşfetmeyi tercih ederler.
ana - 22 Temmuz 2015, Çarsamba 20:56
Bu kadar pahalı yerler olur mu?
Korkut Coşkun - 8 Ağustos 2015, Cumartesi 06:21
Güzel ve yararlı bir yazı olmuş. Emekliliğinde Bodrum'a taşınacaklar için rehber niteliği taşıyor. Teşekkürler..
Ali Sinan Varlık - 10 Kasım 2015, Salı 14:04
Burasını yazılanlarla ilgili bir yorum sayfası olarak düşünüyorum. Yorumladığımız zaman incelenip yayınlanacak diyorsunuz. Peki hiç ilgisiz reklâmlar da böyle incelenip yayınlanabilir mi? Bu sayfada gördüm. Bir de bana e-posta göndermişsiniz yorumu görün diye. Bu bedava bir reklâm mı yoksa ücret karşılığı mı? Böyle şeyler için lütfen bana bir daha e-posta göndermeyin!