Büyük Menderes önünü alüvyonlarla kapamadan önce Bafa Gölü bir körfezdi, şimdi Beşparmak Dağları’ndan eşsiz bir göl manzarası görünüyor. Göldeki altı adadan beşinde kilise ve manastır kalıntıları bulunuyor. Bu adalar aynı zamanda sukuşlarının üreme alanı. Gölün doğu kıyılarında Herakleia antik kentinin kalıntıları var. Kapıkırı köyünden Beşparmaklar’a taş döşeli antik yollar uzanıyor ve burada yerel rehberlerin düzenlediği turlar yapılıyor.
Arabayla gidilecekse Myus Antik Şehri ve Azap Gölü görülmesi gereken yerlerden. Özellikle yaz başında gölün üzeri ve çevresi papatyalarla doluyor. Heybetli Yediler Manastırı’na ise Gölkaya köyünden bir buçuk saatlik yürüyüşle ulaşılıyor. Çebi’nin Yeri’den ve Kapıkırı köyünden teknelerle göldeki adalar gezilebiliyor.
Göldeki İkizadalar’dan biri gerçekten ada, diğeri ise karaya kıstakla bağlı ve bir kalenin kalıntılarını barındırıyor. Bu doğal plaj ve adanın üzerindeki kalıntılar göz alıcı. Özellikle yazın turist gruplar tekneyle gelip yüzmeden geri dönmüyor. Gölün güney kıyıları boyunca İzmir-Aydın ve Bodrum karayolu uzanıyor.