Antalya Merkez Gezi Rehberi

Ülkemizde yaz denilince akla gelen en popüler şehirlerinden olan Antalya plajlarıyla, beldeleriyle ve sayınca upuzun bir liste olan tarihi yerleriyle dolup taşan bir rota. Şehri keşfetmek ve keşfettiğinizi yaşamak için en az bir hafta ayırmanız gerekiyor ama zamanınız kısıtlıysa ve bir merkez rotası oluşturmak istiyorsanız iki bilemediniz üç günde sindire sindire gezebileceğiniz bir liste hazırladık size. Bu listede merkeze en uzak nokta araçla 1 saatte varabileceğiniz mesafede. Yola çıkmaya ne dersiniz? Antalya’ya Ne Zaman Gidilir?

Antalya tam anlamıyla bir yaz şehri. Mayıs ayında başlayan sezon ekim sonuna kadar sürüyor. Deniz ve güneşin birbiriyle en yakıştığı ve en yakınlaştığı bu aylar plajların da en dolu olduğu aylar. Gecelerin hareket debisi de en çok bu aylarda yükseliyor. Ama doğasının keyfini çıkarmak için baharın ve kışın da çok uygun olduğunu belirtmeden geçmeyelim.

Antalya’ya Nasıl Gidilir?

Antalya’ya ulaşımda en çok kullanılan alternatif hava yolu. Hatta havalimanı öylesine aktif ki yolcu sirkülasyonu açısından İstanbul’la yarışıyor. Şehirde iki tane havalimanı bulunuyor. Bunlardan biri Alanya’ya yakın Gazipaşa Havalimanı diğeri ise merkeze 11 km mesafedeki Antalya Havalimanı. Şehir merkezine transferlerde her iki alanında HAVAŞ servisleri var. Kara yoluyla ulaşımda birçok ilden sefer düzenleyen otobüs firmaları mevcut. Araçla gelecekseniz şehrin İstanbul’a mesafesi 720, İzmir’e 470, Ankara’ya mesafesi ise 550 km. Antalya Gezilecek Yerler Antalya Kaleiçi

Antalya sadece deniz, güneş ve kumdan ibaret değil. Geçmişten gelen hikayeleri ve bu hikayelerin anlatıcısı olan tarihi sokakları var. Kaleiçi Antalya’nın tam da merkezinde yokuş aşağı yollarıyla denize kavuşan bir sokaklar zinciri. Barları, restoranları, hediyelik dükkanları, incik boncukçuları ve atmosferinden hareket fışkıran her mekanıyla sosyal hayatın kalbi.

Şehirde fotoğraf çekecek nokta kolluyorsanız tarihi evlerin mimari dokuları size müthiş arka fonlar yaratıyor. Adı üstünde surlarla çevrelenmiş bölge Helenistik döneminden Osmanlı dönemine kadar uzanan bir tarih hazinesini saklıyor. 3000 tane eski evin yanı sıra Antalya’nın en güzel tarihi eserlerinden olan Hadrian Kapısı, Yivli Minare, Kesik Minare, Karatay Medresesi, Keyhüsrev Medresesi, Tekeli Mehmet Paşa Camii, İskele Camii, Andızlı Camii ve Hıdırlık Kulesi ve Tarihi Saat Kulesi gibi muhteşem eserler sizi bekliyor. Kaleiçi’nin yat limanından Antalya koylarına tur düzenleyen tekneler kalkıyor. Yaz kış her zaman gezebileceğiniz Kaleiçi’ni tam anlamıyla keşfetmek için rotanızı Hadrian Kapısı’ndan başlatmanızı öneriyoruz. Roma İmparatoru Hadrianus’u şehir girişinde karşılamak için M.S. 130’da yapılan kapı Antalya’nın simgesi sayılıyor. Antalya halkı bu yapıya Üç Kapılar da diyor. Suna – İnan Kıraç Müzesi Kıraç çifti Kaleiçi’ndeki eski bir evi yan komşusu Aya Yorgi Ortodoks Kilisesi’yle birlikte satın alıp Antalya’nın etnografisini sergileyen bir müzeye dönüştürmüşler. Bu müze hem 19. yüzyıl geleneksel mimarisiyle hem de içindeki eserlerle ‘gezin görün hiç pişman olmazsınız’ diyeceğimiz yerlerden. Neler mi var müzede; şehrin kına geceleri, çeyiz geleneği, damat tıraşı ve nicesi… Hatta özel koleksiyon Çanakkale seramikleri de yer almaktadır. Mizansen sahnelerle Türk kültürünü layıkıyla tanıtan müzeyi her gün 09:00 – 18:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz. Giriş için ödenen ücretler ise oldukça cüzi. Yetişkinler için 5, öğrenciler için 2,5 TL alınıyor. Antalya Müzesi Birinci Dünya Savaşı sonrası işgal güçlerinin yağmaladığı tarihi eserlerimizden kurtarılanların sergilendiği müze 1922 yılında Süleyman Fikri Erten adlı bir öğretmen tarafından kurulmuş. Yeri ilk önce Kaleiçi’ndeki Alaaddin Camii’ymiş. Konyaaltı Caddesi’ndeki yerine ise 1972 yılında taşınmış.

Müzede Antalya sınırları içindeki Likya, Pisidia ve Pamphylia’dan oluşan 3 antik kentin eserleri sergileniyor. 14 sergi salonu ve açık hava galerileri ile 5.000 eserin bulunduğu müze 30.000 metrekarelik bir alana sahip. Müzeyi haftanın her günü 08:00 – 18:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz. Girişte Müzekart geçiyor, kartınız yoksa 36 TL ödüyorsunuz. Müzeye giderken dilerseniz şehir merkezinden yarım saatte bir kalkan tramvayı da kullanabilirsiniz. Merkez ile müze arası ise yaklaşık 20 dakika mesafede. Düden Şelaleleri

Şelaleleri dedik, çünkü Antalya’da iki tane Düden Şelalesi var. Düden Çayı’nda iki ayrı kola ayrılan şelalelerden ilki Lara Yolu üzerinde ve Aşağı Düden Şelalesi ya da Karpuzkaldıran Şelalesi olarak biliniyor. 40 metrelik falezlerden denize dökülen bu şelale merkeze 8 km uzaklıkta.

Yeşillikler içinde, kuşların ötüştüğü bir şelale düşlediyseniz şehir merkezine 13 km uzaklıktaki Yukarı Düden Şelalesi (bir diğer adıyla İskender Şelalesi) işte tam da o yer. Şelale bir park içerisinde yer alıyor. Dilerseniz piknik yapabilir veya restoranından ve kafesinden yararlanabilirsiniz. Parka giriş ise yaz döneminde 08:00 – 19:00, kış döneminde ise 08:00 – 18:00 saatleri arasında ve 5 TL. Kurşunlu Şelalesi

Antalya’nın merkezine araçla yarım saat mesafedeki (ortalama 20 km) Kurşunlu Şelalesi, Aksu ilçesinin sınırları içinde kalıyor. Bu şelale de tıpkı Yukarı Düden Şelalesi gibi bir tabiat parkı içerisinde ve parkın etrafından dolaşan yarım saatlik bir yürüyüş parkuruna sahip. Parkurdan geri dönüşte yokuş bir patikadan çıkmak gerekse de göreceğiniz güzellikler için değer diyoruz. 18 metreden dökülen büyüklü küçüklü şelaleler, 7 doğal gölet üzerinde salınan nilüferler, ördekler, ağaçlar arasından çıkan yaban hayvanları ve muhteşem bitki örtüsüyle hayran kalacağınız şelale parkında yeme içme mekanları ve alışveriş yapabileceğiniz küçük dükkanlar da var. 09:00 – 18:00 saatleri arasında yaz kış her gün gezebileceğiniz şelalede otopark ücretsiz. Giriş ücreti ise yetişkinler için 10, öğrenciler için 5 TL. Karain Mağarası

Merkeze 27 km uzaklıkta Yağca Köyü’ndeki bu mağara sadece karstik doğal bir oluşum değil aynı zamanda 500.000 yıllık bir yerleşim yeri. Paleolitik döneme ait buluntu veren mağarada 1946’da başlayan kazılar halen devam ediyor. Kazılarda ortaya çıkan bulgular ise mağarayı hem Anadolu hem de Yakın Doğu için daha da önemli kılıyor. Bu bulgulara örnek verecek olursak; Anadolu’da yaşamış en eski insan kalıntıları burada, ve sanatsal ürünler de çıkan eserler arasında. Buradan çıkan birçok eseri mağara yanındaki küçük müze ve Antalya Müzesi’nde görmeniz mümkün.

Mağarayla ilgili son sözümüz de bu güzelliği görmek için 522 basamak çıkacak olmanız ama milattan öncesinin avizelerle süslü balo salonu gibi desek de hak eden bir mağara olan Karain için inanın inip çıkmaya değer. Mağarayı yaz döneminde 08:00 – 19:00 saatleri arasında, kış döneminde ise 08:00 – 17:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz. Girişte Müzekart geçiyor, kartınız yoksa 6 TL ödüyorsunuz. Perge Antik Kenti

Antalya’nın merkezinden 18 km mesafedeki antik kent Roma döneminin en ihtişamlı kentlerinden. Hem şehir mimarisindeki düzen hem de mermer oymacılığındaki başarısı şehri tarih sayfalarının baş tacı yapıyor. Antik devirlerde Side ve Aspendos’u da içine alan Pamfilya coğrafyasının başkenti olan Perge’de İstanbul Üniversitesi’nin 60 yıldır yaptığı kazılar devam ediyor. Tunç Çağı’ndan Helenistik ve Roma dönemine kadar katman katman bir yerleşim sergileyen şehirden çıkan kalıntıların birçoğunu Antalya Müzesi’nde görebiliyorsunuz. Şehirde göreceğiniz mimari kalıntıları ise agora, sütunlu cadde, tiyatro, stadyum ve nicesi! Bu kalıntıların çok iyi korunduğunu ve hala cezbedici olduğunu da söylemeden geçmeyelim. Aksu ilçesindeki antik kente araçla yarım saatte ulaşabiliyorsunuz.

Yaz döneminde 08:00 – 19:00, kış döneminde ise 08:30 – 17:30 saatleri arasında gezebileceğiniz kente giriş için 50 TL ödeniyor. Müzekartınız varsa ücretsiz girebiliyorsunuz. Aspendos Tiyatrosu

Yüzyıllar boyunca sahne ve alkış denilince akla gelen ilk yerlerden olma özelliğini korumuş bu amfi tiyatro tam 12 bin kişilik. Yani bir zamanlar Romalı sanatçıların arz-ı endam ettiği tiyatroya gitmişken bir şarkı söylemeden dönmek olmaz. Tabii bu işin esprisi, gerçek olan ise tiyatronun imparatorluk Roma’sının göz bebeği olduğu. Antalya’nın Serik ilçesindeki Aspendos, Atatürk ziyaret edene kadar yüzyıllar boyunca atıl bir değer olarak kalmış. Günümüzde yılın belli dönemlerinde önemli etkinliklerin düzenlendiği tiyatronun arkasında ise bazilikasıyla, su kemerleri ve çeşmeleriyle koca bir antik şehir yer alıyor.

Yaz döneminde 08:00 – 18:45, kış döneminde ise 08:00 – 17:00 saatleri arasında gezebileceğiniz antik şehre giriş ücreti 50 TL. Müzekartınız varsa girişler ücretsiz. Antalya merkezden bu noktaya araçla yaklaşık 45 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Termessos Antik Kenti

Antalya merkezinden araçla bir saatte ulaşabileceğiniz antik kente gittiğinizde hem bir tarih koridoruna giriyor hem de bir tabiat parkında oksijen dolu nefesler soluyabiliyorsunuz. Güllük Dağı’nın tırmanarak ulaşılabilen bir noktasında konumlanan antik kentin doğa ile bütünleşen manzarası çok keyif verici. Üstelik sapasağlam yerinde duran birçok kalıntı da var. Gezmek isterseniz yaz döneminde 10:00 – 19:00, kış dönemlerinde ise 08:30 – 17:30 saatleri arasında her gün açık. Giriş ücreti 10 TL ama Müzekartınız varsa ödemiyorsunuz.