Mersin Merkez Gezi Rehberi

İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana var olan ve dünyanın her halini görmüş geçirmiş Antik Kilikya’nın bir şehri Mersin. Akdeniz kıyısından denize bakan gözleri ve Toroslardan üflediği nefesiyle efsunlu bir hava soluyacağınız şehirde yirmiden fazla antik kent, uzun ince palmiyeli yollar ve maviyle buluşturan cennet koyları var. Bol acılı, bol ekşili ve dağ kokan baharatlarıyla damakları şenlendiren lezzetleri de şehrin bir diğer artısı. Mersin’e Ne Zaman Gidilir?

{ad:0} Akdeniz iklimine sahip şehirde yaz aylarının çok sıcak geçtiğini, nemle birlikte hissedilen sıcaklığın da bir hayli arttığını belirtelim öncelikle. Kışlar yumuşak geçiyor geçmesine ama gezmek için önerilen zamanlar ilkbahar ve sonbahar ayları. Terlememek ve iştahla yemek için bu mevsimler en ideal zamanlar. {search:mersin-merkez-otelleri,Mersin Merkez Otelleri} Mersin’e Nasıl Gidilir?

Şehre giderken hava yolu, kara yolu veya demir yolu gibi ulaşım alternatiflerinden birini tercih edebilirsiniz. Havayoluyla gelişlerde şehir merkezine 66 km mesafedeki Şakirpaşa Havalimanı’na iniş yapılıyor. Transfer olarak servis veya taksi seçeneklerini kullanabilirsiniz. Başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerin çoğundan direkt olarak uçabiliyorsunuz.

Kara yoluyla gelecekseniz coğrafyanın zorlu olduğunu söylemeden geçmeyelim. Mersin’in İstanbul’a mesafesi 946, İzmir’e 900, Ankara’ya ise yaklaşık 500 km. Hemen hemen her şehirden otobüsle de gelinebiliyor.

Mersin’e trenle gelişlerde ise lokal bir hat var. Çıkış noktanız Adana ise bölgesel trenler kullanışlı ama büyük şehirlerde ve uzak mesafelerde hat yok. Deniz yoluyla gidebilir miyim diye soruyorsanız Taşucu Limanı’na bazı yakın bölgelerden ulaşım sağlanıyor. Mersin Şehir Rotası, Gezilecek Yerler Kenti, tarihinin ve doğasının yayıldığı ilçeleriyle birlikte keşfetmek dört, bilemediniz beş gününüzü alıyor. Bu yazımızda kent merkezinde birbirine yakın gezilecek yerlerden bir rota oluşturmak istedik. Mersin Merkez ve civarındaki yakın yerleri gezmek takriben iki gün gerektiriyor. Hazır mısınız kısa bir Mersin şehir turuna çıkmaya? Mersin Marina

Haftanın her günü 24 saat açık olan marina Mersinliler için bir yaşam merkezi. Sıra sıra yatlarla çevrelenmiş alanda alışveriş merkezleri, kafeler ve restoranlar göreceksiniz. Şehrin en sosyal, en canlı ve en dinamik yüzüyle tanışacağınız Marina ülkemizin Doğu Akdeniz’deki en devasa marinası. Mersin denilince akla gelen lezzetleri de burada deneyimleyebilirsiniz. Kushimoto Sokağı Mersin’de bir Japon sokağının ne işi var diye soruyorsanız Mevzu taa 1890’lara uzanıyor, şöyle ki; Osmanlı’dan Japon İmparatorluğu’na giden ve dönüş yolunda, Kushimoto şehri yakınında batan Ertuğrul Fırkateyni’ne ithafen konmuş bu isim. Yenişehir’in Pozcu ilçesinde bulunan sokak, Japonlarla yüzyıllık dostluğumuzun çınarı gibi. Aynı zamanda da Mersin’in en eğlenceli, en hareketli ve en genç barındıran yeri. Balıkçı Barınağı

Balık kokan salaş balıkçı kasabalarının atmosferlerinden hoşlanıyorsanız, Mersin’in merkezinde Atatürk Parkı’na yakın bu barınağı da seveceksiniz. Denize nazır yürürken iştah açan havada acıkabilirsiniz. Kıyıya demirli teknelerden gelen kokuyu takip ederseniz tadına doyamayacağınız balık ekmekleri de bu noktada yiyebilirsiniz. Atatürk Evi Müzesi Her gün daha büyük bir özlemle andığımız Atatürk’ün hatıralarıyla dolu bu müze, Atamızın 1925’te eşi Latife Hanım’la şehri ziyaret ettiğinde 11 gün kaldığı ev. Müzenin bulunduğu caddenin adı da Atatürk. 1897 yılında o dönemlerin Almanya Konsolosu tarafından yaptırılan ev Kristman Konağı olarak da biliniyor. Atamızın fotoğrafları, kişisel eşyaları ve etnografik bir köşeyle karşılaşacağınız müzeyi pazartesi hariç her gün 08:00 – 17:00 saatleri arasında ücretsiz gezebiliyorsunuz. Mersin Arkeoloji Müzesi

Mersin Arkeoloji Müzesi şehrin çok eski tarihinden günümüze kadar gelen hikayesinin özeti. Antik kentler, höyükler, bilinen veya az bilinen tüm medeniyetlerin giderken bıraktıkları eserler bu müzede. Kronolojik bir sırayla gezebileceğiz müzede toplamda 1435 adet eser bulunuyor. Sorumluluk alanında devam eden Yumuktepe, Soli Antik Kenti ve Ayaş kazı buluntularını da görebileceğiniz müzenin 3 teşhir salonu var. Yenişehir ilçesi Adnan Menderes Bulvarı üzerinde konumlanan müzeyi her gün saat 17:00’a kadar gezebiliyorsunuz. Müzekart geçiyor, Müzekartınız yoksa 10 TL giriş ücreti ödeniyor. Kent Tarihi Müzesi Mersin’in ilk özel müzesi olan Kent Tarihi Müzesi restore edilmiş 150 yıllık bir Mersin evinde hizmet veriyor. Kurucusu Mustafa Erim olan bu müze aslında Mersin’in bir kültür harmanı. Geniş bir ihtisas kitaplığı, antik kentler konusunda araştırmalar, sergi salonları, eğitim odaları ve Atatürk’ün şehri ziyaretinden yadigar bazı eşyalarla donanımlı müzede Mersin’le dolup taşıyorsunuz. Akdeniz ilçesi Cami Şerif Mahallesi’ndeki müzeyi hafta içi ve cumartesi günü 09:00 – 18:00, pazar günü 10:00 – 16:00 saatleri arasında gezebiliyor, giriş için ücret ödemiyorsunuz. Deniz Müzesi Tarihimizdeki eski denizcileri, eski savaşları yad eden birçok materyal ve hepsi birbirinden değerli 800 kitaplık kütüphanesiyle bu müze leb-i derya! Ana sergi salonunda gelmiş geçmiş deniz savaşlarının çoğuyla ilgili kronolojik bilgiler, asker kıyafetleri, gemi modelleri, silahlar ve yağlı boya eserler var. Farklı bir salona geçtiğinizde ise tarihimizde önemli yeri olan savaşlar ve kumandanlarla ilgili videolardan oluşan interaktif bilgiler alabiliyorsunuz. Ayrıca savaş filmlerinden aşinalığı olan radarlar, torpidolar, mayınlar ve denizaltılarda sergileniyor müzede. Ziyaret etmek istiyorsanız pazartesi günü hariç her gün 09:00 – 17:00 saatleri arasında açık. Girişte Müzekart geçmiyor, yetişkinler için 12 TL ücret alınırken, öğrenciler ücretsiz girebiliyor. Yumuktepe Deniz kokan Mersin’in tarih kokan en eski medeniyetlerinden biri Yumuktepe’de! Öyle ki M.Ö. 7. yüzyıldan başlayan yerleşimler tam 33 katman oluşturup 13. yüzyıla kadar devam ediyor. Çok zengin bir kültür birikimi depolayan Yumuktepe aynı zamanda tarımın ilk başladığı yerlerden. Höyük, Mersin merkezde Demirtaş Mahallesi’nde bulunuyor. 1936 yılında İngilizler tarafından başlayan kazı günümüzde de halen sürüyor. Kazı alanı her gün ziyarete açık ve ücret ödemeden giriş yapabiliyorsunuz. Toprağın altından neler çıkmış ve kazılarda neler bulunmuş merak ediyorsanız buluntuların büyük bir kısmını Mersin Arkeoloji Müzesi’nde görebiliyorsunuz. Soli Pompeipolis Antik Kenti

14 km yakında olduğu için Mersin Merkez rotasına Mezitli’deki bu fotojenik antik kenti de ekledik. M.Ö. 8. yüzyılda Dorların kurduğu kentin ismindeki ‘Soli’ güneş anlamına geliyor. Ve o zamanlar deniz kıyısında olan bu şehrin Akdeniz’in en işlek limanı olduğu tahmin ediliyor. Antik kentten günümüze sadece 41 tane sütun kalsa da, araştırmalar liman olduğu dönemlerde yaklaşık 200 tane sütunun arasında şaşalı bir şehir olduğu yönünde. Bu kısa şehir tanıtımını yaptıktan sonra şunu da belirtelim, kazı alanının içerisine girip gezemiyorsunuz ama çevresindeki tellerin ardından o büyüleyici siluetini izleyebiliyorsunuz. Kazılarda neler çıkmış merak ediyorsanız rotanız Mersin Arkeoloji Müzesi olsun. Hz. Muğdat Camii

Caminin adı sanki Osmanlıdan kalmış ve tarihi bir yapıymış izlenimi verse de Hz. Muğdat Camii 1980 yılında yapılan yepyeni bir cami. Pozcu Semtinde iki bulvarın (Mustafa Kemal ve Adnan Menderes) kesiştiği noktada göreceğiniz cami, Cumhuriyet sonrası yapılan camiler arasında Ankara’daki Kocatepe Camisi’nden sonraki en büyük cami. Adı nerden geliyor diye soruyorsanız Muğdat, İslamiyete ilk inanan sahabelerden olup Mikdad’dan türemiş. Külliye havasında bir mimariyle yapılmış cami aynı zamanda Arkeoloji Müzesi ve Deniz Müzesi’ne de komşu. Aziz Mikail ve Cebrail Ortodoks Kilisesi Osmanlı’da 19. yüzyıl ortalarına kadar Hristiyan Ortodoksların tümüne Rum denilmiş. Kilise yapıldığında bölgede Suriye, Lübnan ve Mısır’dan gelen Arap Ortodoks yani Rum ailelerin sayısı ise 195 civarındaymış. Nüfus fazlalaşınca Mersinli Ortodoks ailelerden Dimitri ve Tannus Nadir bir kilise yapılsın diye arsalarını Osmanlıya bağışlamış. Aziz Mikail ve Cebrail Ortodoks Kilisesi de Mersin’de Hıristiyanların yaptırdığı en eski ibadethane olarak bu arsada yükseliyor. Atatürk Caddesi’nde oldukça merkezi bir konumda bulunan kilise cemaate açık, dışarıdan gelenler ise sadece randevu alarak gezebiliyor. Aziz Antuan (Sent Antuan) Latin Katolik Kilisesi Yine Osmanlılar zamanında Sultan Abdülmecid’in fermanıyla 1855’te yaptırılan kilise, yanındaki manastırıyla komplike bir yapı. Akdeniz Mahallesi Uray Caddesi üzerinde konumlanan yapı inşa edildikten sonra tamamen rahiplerin yönetimine bırakılmış. Yapıldığı dönemde deniz kenarında olan kilisenin çan kulesi deniz feneri gibi algılansa da denizin doldurulmasıyla bu işlevini yitirmiş ama Mersin’in şimdiki saat kulesinin, bu kilisenin çan kulesi olduğu bilgisini buraya not düşelim. Kilise haftanın 7 günü randevuyla ve bir rehber eşliğinde gezilebiliyor. Giriş için bir ücret ödemiyorsunuz. Mersin Şehir Mezarlığı Bir şehir turunda mezarlık ne alaka diyen okuyucularımız için nedenlerimizi niçinlerimizi açıklayalım önce. Bu mezarlığın en ilginç yönü Hıristiyanların, Müslümanların ve Yahudilerin mezarlarını kapsaması. Yani yaşarken dinlerle sınırlanan yaşamları, ebediyette sadece insan olarak buluşturan bir mezarlık burası. Mezarlığın diğer ilginç yönü: erkek terörüne kurban giden Özgecan Aslan, Acıların Kadını Bergen ve feminist yazar Konca Kuriş’in burada uyuması. Hem Türkiye’de hem de dünyada ilk olan bu mezarlıkta her yıl geleneksel dua töreni düzenleniyor. Hangi dinden olursanız olun isteyen herkes katılabiliyor. Refah Şehitleri Anıtı 1972 yılından bu yana Atatürk Parkı’nda duran bu anıtın elim bir hikayesi var. 1941’de II. Dünya Savaşı yıllarında İngiltere’ye sipariş verdiğimiz uçak filosu, çıkarma gemisi ve denizaltıları teslim almak için Mersin’den demir alan Refah Gemisi beş saat sonra batmış. Nedeni hala bilinmeyen bu kazada çoğu öğrenci, er ve subay olmak üzere 167 personel şehit olmuş.

Şehitlerimizin anısını yaşatan bu anıt aynı zamanda Mersin’in en önemli simgelerinden biri. Ruhları şad olsun.