Payas Kalesi’ni ziyaret edenleri, sadece Haçlılar’ın bölgede varlık gösterdiği dönemden kalma izler karşılamıyor. Hatay gezilecek yerler listelerinde bu yapıyı dâhil eden gezginler, aynı zamanda Bizans ve Osmanlı imparatorluklarından günümüze ulaşan detayları da inceleme imkânına kavuşuyor.Osmanlı zamanında yeniden inşa edilen yapı, uzun süre askeri amaçlarla kullanıldıktan sonra hapishaneye dönüştürülmüş. Hatta Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında da bu işlevini sürdürmüş.
Osmanlı mimarisine, özellikle de Koca Sinan’ın imzasını taşıyan yapılara ilgi duyuyorsanız, Payas Kalesi’ni kesinlikle Hatay gezisi programınıza dâhil etmenizi öneririz. Çünkü hemen yanı başında usta mimarın yapımını üstlendiği Sokullu Mehmed Paşa Külliyesi yer alıyor. Mimar Sinan’ın özenle yaptığı tasarım sayesinde farklı dönemlerde inşa edilmiş bu iki yapı, bir bütün gibi duruyor. Külliyenin içerisinde kapalı çarşı tarzında inşa edilmiş bir arasta, hamam, medrese ve II. Selim’in adını taşıyan cami bulunuyor. Dua Kubbesi isimli yapı ise tarihi yerleşkenin kalbi olarak nitelendiriliyor.
Az önce sizlere hakkında bilgi verdiğim Sokullu Mehmed Paşa Külliyesi’nin arasta bölümü, yakın zamanda tamamlanan restorasyon çalışması sonrasında yeniden kullanıma açılmış. Tabii bu durum, alışveriş tutkunları için hiç de fena olmamış. Arastadaki tüm dükkânlar, kadın girişimcilere tahsis edilmiş. Birçok dükkân aynı zamanda atölye işlevi gördüğü için çarşı adeta bir sergi alanını andırıyor. Bu sayede çarşıya yönelik geziler, kolayca alışveriş odaklı olmaktan çıkıp kültürel bir aktiviteye dönüşüyor.
Genelde askeri yönüyle öne çıkıyor. Ancak Payas Kalesi’nin bulunduğu bölge, asırlar boyunca yerleşim amaçlı kullanılmış. Bu durumun etkisiyle tarihi yapıyı ziyaret eden gezginler, farklı dönemlerden kalma kültürel mekânları da görme imkanı yakalıyor. Örneğin kaleyi ve yanı başındaki külliyeyi gezdikten sonra Meryem Ana Suyu’nu ziyaret edebilirsiniz. Hatta zaman açısından sıkıntınız olmazsa, çeşmeye yakın konumdaki 125 milyon yıllık Damlataş Mağarası’nı da görmenizi öneririm. Bu iki mekân dışında bölgede daha birçok kilise kalıntısı bulunuyor.
Seyahatleriniz sırasında siz de benim gibi bol bol fotoğraf çekmekten hoşlanıyorsanız, Hatay’ı çok seveceğinizden emin olabilirsiniz. Çünkü kentin dört bir yanında, adeta bu iş için tasarlanmış gibi duran onlarca mekân bulunuyor. Ancak birçoğunun popüler olması, çekim yapmayı zaman zaman bayağı güçleştirebiliyor.
Böyle bir durumdan kaçınmak için rotanızı hemen Payas Kalesi’ne çevirebilirsiniz. Askeri yapı, mimarisi gereği çok iyi açılar yakalanmasını mümkün kılıyor. Daha estetik görüntüler elde etmek içinse külliyenin çeşitli bölümlerini tercih edebilirsiniz. Örneğin II. Selim Camii’nin bahçesindeki 1.100 yılık zeytin ağacının önünde, görenleri kıskandıracak özçekimler yapabilirsiniz.
Payas’ın turistik açıdan sahip olduğu potansiyeli dışa yansıtmak için gerçekleştirilen yenileme projesi kapsamında, kalenin burçlarından bir tanesi seyir alanına dönüştürülmüş. Böylece yapıyı ziyaret eden gezginlere, tarihi liman bölgesi de dâhil olmak üzere çevreyi detaylıca tanıma fırsatı doğmuş.Seyir alanında, aynı zamanda bir kafe faaliyet gösteriyor. Ancak fırsatını bulursanız, mutlaka burada oturup manzaranın keyfini sürmenizi tavsiye ederiz.
Yıllardır medeniyetin beşiği olarak bilinen, farklı dil, din, ırktan gelen insanların bir arada yaşadığı Hatay, her mevsim keşfedilmeyi bekleyen bir hazine. İster butik otel, ister eski bir konak, isterseniz beş yıldızlı bir otelde konaklayabileceğiniz birbirinden güzel ve farklı seçeneği En İyi Hatay Otelleri sayfasından seçebilirsiniz.