Bildiğim kadarı ile bu kanyonu ilk geçen kişileriz arkadaşım Arif Uğur Demirci ile birlikte. Sene yanılmıyorsam 1992/93. Balık tutmak için girmiştik; ama bilmiyorduk ki yaklaşık 100 metre gittikten sonra kesinlikle geri dönüş olmayacağını ve mecburen devam ettik. İyi ki de devam etmişiz. Burası ne kadar ıssız ne kadar korkutucu da olsa inanın cennetten bir yer diyebilirim. İçeride 2 büyük şelale ve 9 adet yaklaşık 100 metre göl var. Şelalelerden atlamak zorundasınız. Yükseklik yaklaşık 15 metre, gölleri mecburen yüzerek geçmek zorundasınız. Su inanılmaz soğuk, davetsiz misafirleriniz olabilir (aslında doğanın sahibi onlardı yani davetsiz misafir olan bizdik sanırım). İki tane su kunduzu gördük, bir koyun büyüklüğünde ve inanılmaz hızlılar. Sağ olsunlar bizi iyi ağırladılar. Artık git git bitmeyen sonu neresi bilmediğimiz yolculuktan birazcık korkmaya başladık. Çünkü hava kararmak üzereydi. Geceyi burada geçirmek inanın hiç de kolay olmazdı. Gündüz cennet, gece cehennem diyebilirim. Yanılmıyorsam akşam saat 20.00 sularında 15/16 km yolu bitirerek Tüz Köy diye bilinen Nalbando Köyü’nde bu muhteşem macerayı sonlandırdık. Bu kanyonu daha sonra iki defa daha geçtim. İlkinde 3 arkadaşımız girmiş; ama haber alınamadığı için tecrübeli olduğumuz için ailelerin ve jandarmanın ricası ile girdik. İki arkadaşımızı alarak çıktık; ama maalesef bir arkadaşımız hayatını kaybetmiş gölette boğulmuştu. Ertesi günü de tekrardan girip arkadaşımızın cansız bedenini çıkardık. Anlatacağım o kadar güzelliğin için çok büyük hüzün yaşadık. Bu vesile ile merhuma tekrardan rahmet diliyorum. Göklere selam olsun. Herkesin bu doğa harikası yeri görmesini tavsiye ediyorum, saygılarımla. Oğuz Hayati Özyürek 22 Şubat 2019.