Bir rivayete göre 1402 yılında, Ankara Savaşı sırasında Timur, aksayan bacağına şifa olsun diye kaplıcalara gelir. Öyle ki; sıcaklığı 80 dereceye kadar varan kaplıcada önce bacağını suya sokar ve birden yanmayı hissedip “Aman bre kızılca hamam” diye bağırır. Kızılcahamam isminin, burdan geldiği rivayet edilmektedir.
Romatizma, siyatik, cilt hastalıkları, kadın hastalıkları, bel ağrıları ve egzama gibi hastalıkalrın tedavisinde destekleyici unsur olarak kullanılan şifalı suları ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerine tam bir görsel şölen yaratan Kızılcahamam, geniş yelpazeye sahip lezzet seçenekleriyle hem göze hem de damağa hitap ediyor.