Yağan karın kristali, manzarasının güzelliği, efsane yemekleri ve daha birçok şeyi bir yana, Ani Harabeleri Kars’ın en güzel suretlerinden biri. Belki biraz unutulmuş ve bu yüzden biraz kırgın ama yine de zaman ayırıp mutlaka görülmeli!
Ülkemizin doğudaki en uç noktalarından birinde, Çıldır Gölü yakınlarında Ermenistan sınırında konumlanan bu harabe yapılar 10. yüzyılda 100.000 kişinin yaşadığı bir kentin anıları. Anadolu’da yapılan ilk Türk camii bu harabelerin içinde bulunuyor. Antik kent şu an UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde. Kalıcı listeye girmeyi fazlasıyla hak eden şehirde 2011 yılından bu yana kazı ve restorasyon çalışmaları yürütülüyor.
Şehir 10. yüzyıl anısı olarak nitelendirilse de antik kentin asıl tarihi M.Ö. 3000’lere uzanıyor. İpek Yolu denilince akla gelen en renkli duraklardan biri olan Ani şehri, o dönemler ticaretin kalbinin attığı yer olarak da biliniyor. Hatta o kadar önemli bir merkez ki kentten tarih sayfalarında "1001 Kilise Şehri" olarak da bahsediliyor. En ihtişamlı zamanlarını Ermeni Bagratuni Hanedanlığı döneminde yaşayan Ani’nin gözden düşüp unutulması ise 93 Harbi dönemine rastlıyor.
Bizanslılar, Bargatlar, Gürcüler, Selçuklular, Moğollar, Karakoyunlu - Akkoyunlular ve Osmanlılar gibi onlarca medeniyetin gelip geçtiği bu topraklar 1920’lerden bu yana Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunuyor.
Ermeni, Gürcü ve Selçuklu mimarisinden enfes eserlerle karşılaşacağınız kentte ilk dikkatinizi çekecek olan yapılar, uzunluğu 5 kilometreyi bulan ve üzerinde 7 kapı bulunan surlar. İlk kez 964 yılında, sonra 977 ve Selçuklu Sultanı Alpaslan’ın şehri fethetmesiyle en son 1064 yılında yapılan surlar hala sağlam.
Kiliseler: Ermenilerin Hristiyanlığı ilk kabul ettiği zamanlardan ve Hz. İsa’nın hayatından esinlenmiş freskler göreceğiniz 1205 yapımı Tigran Honents Kilisesi, yine 13. yüzyılda inşa edilen Genç Kızlar ve Rahibeler manastırları bu kiliselerden bazıları. M.S. 980 yılına tarihlenen Abughamrents Kilisesi Selçuklu mimarisine esin kaynağı olmuş yapı olarak da biliniyor. Antik kentin en eski kilisesi ise 4. yüzyıldan kalma bir Zerdüşt tapınağı olan Ateşgede Tapınağı. Yıldırım düştüğü için yarısı kalmış Gagik Kilisesi ve Keçeli Kilisesi de görülmeye değer diğer kiliseler.
Anadolu’nun en eski camisi Ebu’l Manuçehr Camii ve Fethiye Camii (Büyük Katedral): Anadolu’nun en eskilerinden Sivas Divriği camisinden önce yapılmış Ebu’l Manuçehr Camii Selçuklular döneminde, 1072 yılında inşa edilmiş. 1010 yılında bir kilise olarak yapılan ve Ayasofya’nın kubbesini tekrardan yapan mimarın eseri olan Fethiye Camii ise Anadolu’da ilk fetih namazının kılındığı yer.
Saraylar: Büyük kentin elbette ki haşmetini yansıtan sarayları da var. Aslında 3 katlı olup günümüze 2 katıyla gelen Selçuklu Sarayı’nın ve 12. yüzyıldan kalma kervansarayın taş işlemeciliği görmeye değer.
Bu yapıların dışında sadece nehir kenarındaki ayakları kalmış bir köprü kalıntısıyla, Selçuklular zamanında yapılmış hamamlar ve Tunç Çağı’na tarihlenen mağaralar da şehrin parçaları.
Ani Antik Kenti, Kars’ın merkezine 48 km uzaklıkta. Ermenistan - Türkiye sınırına çok yakın konumdaki kent Arpaçay Nehri’nin de kıyısında. Kendi aracınızla gitmeyi düşünüyorsanız Kars’ın merkezinden Ardahan – Erzurum kara yolunu takip etmelisiniz. Aracınızı antik kentin girişindeki otoparka ücretsiz park edebiliyorsunuz.
Haftanın her günü 08:00 – 19:00 saatleri arasında gezebileceğiniz Ani Harabelerine Müzekartla ücretsiz girebiliyorsunuz. Müzekartınız yoksa 22 TL giriş ücreti ödüyorsunuz.