İstanbul’un Gizli Yeraltı Sarayı: Yenilenen Restorasyonuyla Yerebatan Sarnıcı

İstanbul’un Gizli Yeraltı Sarayı: Yenilenen Restorasyonuyla Yerebatan Sarnıcı

Paylaş
Arzu Aksaya  
Eklenme: 16 Nisan 2022
 • Son Güncellenme: 23 Şubat 2024
İstanbul’un Gizli Yeraltı Sarayı: Yenilenen Restorasyonuyla Yerebatan Sarnıcı

İstanbul'un Tarihi Yarımada bölgesi hiç kuşkusuz tüm dünya için bir kültür mirası. Şehrin binlerce yılını anlatan, bir solukta okutan koca bir roman düşünün; Tarihi Yarımada da işte o romanın adı. Romanın her bölümü ayrı bir keyif, ayrı bir merakla okunsa da gizemlerle dolu Yerebatan Sarnıcı'nın yeri apayrı. Yenilenen yüzüyle bu romanda kendisine bembeyaz bir sayfa açmış olan, mimarisiyle ve hikayeleriyle hem şaşırtan hem de göz kamaştıran bu yeraltı sarayını yeniden keşfetmeye ne dersiniz?

{ad:0}

Yerebatan Sarnıcı'nın Tarihi

Yerebatan Sarnıcı suların içinde yükselen dev mermer sütunlarından dolayı bir yeraltı sarayı olarak da anılıyor. Ama sarnıç yapılmadan önce burada bir bazilika olduğundan adına ‘Bazilika Sarnıcı da' deniliyor ve Yerebatan Sarnıcı'nın hikayesi de bu bazilikayla başlıyor.

Yerebatan Sarnıcı ne zaman yapıldı sorusunu çok ama çok eskilerde, M.S. VI. Yüzyılda (527 – 565) yapıldığını söyleyerek cevaplayalım ve Yerebatan Sarnıcı hikayesine de buradan bir giriş yapalım; Bizans İmparatoru I. Justinianus bu muhteşem eseri yaptırırken yaşadığı Büyük Saray'ın ve civarının suyunu stoklamayı amaçlamış. Stoklanan suyun kaynağı ise yaklaşık 20 km ötedeki Belgrad Ormanı'ymış. Bilseymiş ki bugün de gezenler ‘keşke burada bir düğün yapabilsem' düşü kuracak, belediye sanat aktiviteleri düzenleyecek, ABD başkanlarından birçok siyasiye kadar gelen yabancıları bu kadar etkileyecek; kendi bile kendi yaptığına şaşarmış. İşlevini asırlar boyunca sürdüren sarnıç 1453'de İstanbul'un Osmanlıların eline geçmesiyle bir süre daha kullanılıp Topkapı Sarayı'nın bahçelerini sulamış. Osmanlılar durgun su yerine akan su kaynaklı kendi sistemlerini kurunca da burası emekliye ayrılmış. Zaman ilerleyip 16. yüzyılın ortalarına gelindiğinde (1544 - 1550) Hollandalı ve meraklı bir gezgin olan Gyllus civardaki evlerin zeminlerinde kuyular olduğunu görüp, içlerinden kovalarla çekilen suyun kaynağının nereden geldiğini merak etmiş. Avlusu taş duvarlarla çevrili ahşap bir eve elinde meşaleyle girip yerin altına bağlanan taş merdivenlerinden aşağı inmiş. Kendisini bekleyen koskoca bu gölün ne olduğunu anlaması ise hiç kolay olmamış. Sandalla gezdiği sarnıcın sütunlarını sayıp ölçülerini hesapladıktan sonra da bir seyahatname yazıp bu muhteşem yapının varlığını tüm batıya ilan etmiş.

Günümüzün sarnıcı 1940 yıllarında üstündeki evler temizlenip, 3 yıllık bir onarımdan geçtikten sonra şekillenmiş. İçine tıpkı Hollandalı Gyllus'un Seyahatnamesinde bahsettiği sazan balıkları atılmış ve 1987'de belediye tarafından benzerine az rastlanır bir gezi platformuna dönüştürülmüş. Şimdilerde hem müze olarak gezilebiliyor hem de ulusal, uluslararası birçok kültür etkinliğine ev sahipliği yapıyor.

Yerebatan Sarnıcı’nın Özellikleri

İstanbul’un Gizli Yeraltı Sarayı: Yenilenen Restorasyonuyla Yerebatan Sarnıcı

  • 140 metreye 70 metre ölçüsüyle tam bir dikdörtgen forma sahip Yerebatan Sarnıcı 100.000 ton su depolayabiliyor. Su yalıtımı Horasan harcıyla sıvanarak sağlanmış sarnıcın içine 52 basamaklı bir merdivenle iniliyor.
  • Yerebatan Sarayı’nın yapımında 7000 kölenin çalıştığı ve tam 38 yılda bitirildiği rivayet ediliyor.
  • Yerebatan Sarnıcı’nda kaç sütun var hep merak edilir. İçine saray havası veren ve her biri 9 metre uzanan 336 dev sütun 12 sıraya yayılmış olup, aralarında 4.80 metrelik bir mesafe bulunuyor.
  • Eskilerin alaylı mühendisliğine bir kez daha hayranlık duyacağınız yapıda bu kalabalık sütun topluluğunun yarattığı akustik gerçekten görmeye ve yaşamaya değer.

{product:27526}

  • Muhtemelen devrin eski yapılarından toplanıp oyulmuş bazen bir iki parça olarak birbirine monte edilmiş mermer sütunların özellikleri ise ayrıyeten şaşırtıyor. 336 sütunun köşeli olan birkaç tanesi dışında çoğu silindir şeklinde 98 tanesinin mimarisi Korint bazıları ise Dor üslubunda yapılmış.
  • Tıpkı dalsız bir ağaç gövdesine benzeyen ve üzerinde tavus kuşu desenleri göreceğiniz orta yerdeki sütun (bu sütuna sürekli nemli olmasından dolayı gözyaşı sütünü da deniyor) sarnıcın dilek dileme yerlerinden biri. Üzerindeki bir deliğe parmağınızı sokup içinizden dilek dilediğinizde olacağına inanılıyor. Bu arada birçok ziyaretçi sarnıcın suyuna para atıp dilek diliyor.
  • Sarnıçta en çok da kuzeybatısındaki üç sütunun altına destek veren Medusa Başları ilgi görüyor. Tepetaklak duran Yerebatan Sarnıcı Medusalarının buraya nasıl getirildiğiyle ilgili rivayetler ne kadar doğrudur bilinmese de karşılarında durup onları izlerken geçmişin kulağını çınlatmadan edemiyorsunuz.

{product:47029}

Medusa ile Başlayan Yerebatan Sarnıcı Efsaneleri

İstanbul’un Gizli Yeraltı Sarayı: Yenilenen Restorasyonuyla Yerebatan Sarnıcı

Dinlerken ya da okurken başka bir dünya varmış da artık bitmiş gitmiş gibi hissettiren Yunan Mitolojisi'nden iki efsaneyle anılıyor Medusalar. İlk Medusa efsanesine göre yeraltının birbiriyle kardeş üç kadın canavarından birisi. Yılan saçlı bu kadın kendisine bakan tüm erkekleri taşa çevirme gücüne sahip. Medusaların sütun altlarına tepetaklak yerleştirilmesinin sebebinin de Romalıların bakarken ''Ya taş kesilirsem?'' korkusu yaşadığı söyleniyor. Eğer Medusa Efsanesi hakkında daha detaylı bilgiler edinmek isterseniz, Antik Çağlardan Günümüze Bir Entrika Hikayesi: Medusa Efsanesi adlı içeriğimizi okumanızı öneririz. {product:3889}

Diğer bir efsane ise Medusa’nın saçlarının neden yılana dönüştüğünü anlatıyor. Siyah gözleri ve uzun saçlarıyla ahu afet bir kadın olan Medusa, Zeus’un oğlu Perseus’un da sevgilisi. Ama Perseus’a aşık olan bir kadın daha var ki o da kıskançlığıyla Medusa’nın o güzel saçlarını yılana dönüştürüp olayı efsaneye dönüştüren Athena. Medusa’nın lanetli ve güçlü canavarlığına son noktayı büyük aşkı Perseus koymuş ve onun başını keserek düşmanlarına karşı büyük bir güç kazanmış. Böyle aşk olur mu, insan aşkına bunu yapar mı diyenler de haklı ama mitoloji de tüm bildiğimiz masallardan daha farklı!

Yenilenen Restorasyonu ile Yerebatan Sarnıcı'nda Sizleri Neler Bekliyor?

İstanbul’un Gizli Yeraltı Sarayı: Yenilenen Restorasyonuyla Yerebatan Sarnıcı

Bildiğiniz üzere Yerebatan Sarnıcı restorasyon sürecini kısa bir süre önce tamamladı. 1500 yıl sonra ilk kez bu kadar kapsamlı bir restorasyon süreci gerçekleştirilen Yerebatan Sarnıcı’nın giriş ve çıkış kısımlarına cam bir bekleme salonu yapıldı, böylece uzun ziyaretçi kuyrukları engellenmiş oldu. Ciddi çökme riski bulunan sarnıç depreme karşı dayanıklı hale getirildi. Eskiden sarnıçtaki gezi platformu suyun üzerinde kalsa bile, ıslak ve nemliydi ve bu durumda ziyaretçileri tehlikeye atıyordu. Restorasyon kapsamında bu gezi platformuna yalıtım uygulaması yapıldığından, artık daha güvenli bir atmosfer sunduğunu söyleyebiliriz. Yenilenme sürecinden önce sarnıca loş bir ışıklandırma sistemi hakim olduğundan istediğiniz kalitede fotoğraf almanıza engel oluyordu. Yenilenen ışıklandırma sistemi Yerebatan Sarnıcı’na çok modern ve ferah bir hava katmış. Yerebatan Sarnıcı heykeller açısından geliştirilmiş; heykeller belirli yerlere konarak sarnıç ile bütünlüğü sağlanmış. Dilerseniz içeriyi gezerken tarihi hakkında bilgilenmek için sesli rehber hizmeti de alabilirsiniz.

Yerebatan Sarnıcı Etkinlikleri

Yerebatan Sarnıcı hakkında en ilgi çekici kısım ise normal bir ziyaret gerçekleştirirken para verdiğiniz halde, sarnıcın içinde gerçekleştirilen etkinliklere ücretsiz bir şekilde katılabiliyor olmanız! Bir köşesi sahneye çevrilmiş Yerebatan Sarnıcı konserler, söyleşiler, tiyatrolar gibi oldukça geniş bir yelpazeye sahip etkinlik takvimini kendi sitesinde yayınlıyor. Sizce de böyle tarihi ve büyülü bir mekanda bir tiyatro oyununu izlemek çok güzel bir imkan değil mi?

Yerebatan Sarnıcı Ziyaret Saatleri ve Giriş Ücretleri

Yerebatan Sarnıcı açılış tarihini merak ediyorsanız, 23 Temmuz 2022 tarihinde tekrardan hizmet vermeye başladı bile! Yerebatan Sarnıcı'nı her gün sabah saat 09.00 ve akşam saat 19.00 arasında gezebiliyorsunuz. Dini bayramlarda ise ilk gün öğleden sonra açılıyor.

Kurum Kültür Bakanlığı’na bağlı olmadığı için Müze Kart maalesef burada geçmiyor. Ücret tarifesi ise şöyle; Yerli ziyaretçiler için 88 TL, öğrenci için 33 TL. 7 yaşın altındaki çocuklar için ücret ödenmiyor. Yabancılar ise 660 TL giriş ücreti ödüyor. Ödemelerde kredi kartı geçiyor ve eğer dilerseniz Passo’dan 52 TL karşılığında online bilet satın alarak hiç sıra beklemeden sarnıca giriş yapabilirsiniz.

{product:1973}

Yerebatan Sarnıcı'na Nasıl Gidilir?

İstanbul'un Avrupa yakasında, Tarihi Yarımada bölgesindeki Sultanahmet'te konumlanan Yerebatan Sarnıcı Ayasofya'nın da çok yakınında. Yüzünüzü Ayasofya'ya dönüp sol kolunuzun yönünde 200 metre yürüdüğünüzde tam kapısına geliyorsunuz. Sarnıcın Ayasofya ile arasından tramvay yolu geçiyor.

Sarnıcı gezip bitirmek ortalama bir saatinizi alıyor. Ama Tarihi Yarımada rotasını gezmek için bol vakit ayırmanız gerekiyor. Eminönü’nden tramvaya binip Sultanahmet durağında indiğinizde yürüyerek iki dakikada ulaşabileceğiniz sarnıcın çok yakınında Sultanahmet Camii ve Ayasofya var. Madem buralara kadar geldiniz, gezmeden, görmeden, hissetmeden olmaz. Tarihi Yarımada Gezilecek Yerleri merak ediyorsanız bu yazımız tam da size göre!

Yerebatan Sarnıcı’na Yakın Nerede Konaklanır?

Tarihi Yarımada sınırları içerisinde Yerebatan Sarnıcı'na en yakın bölge Sultanahmet. Neredekal.com'da yer alan Sultanahmet Otelleri arasından bütçenize ve ihtiyaçlarına göre seçimler yapabilirsiniz. İster lüks, ister pansiyon, isterseniz tarihi bir binada butik otel hizmeti alabilir, İstanbul'un keyfini bu bölgede çıkarabilirsiniz. {search:istanbul-otelleri,İstanbul Otelleri}