Neredekal.com
Üyelik
Giriş Yap
Üye Ol
Bir İstanbul Silueti: Tarihi Yarımada'nın Simgeleri

Bir İstanbul Silueti: Tarihi Yarımada'nın Simgeleri

Paylaş
Sevgi Özdil  
Eklenme: 25 Kasım 2016
 • Son Güncellenme: 17 Mart 2023
Bir İstanbul Silueti: Tarihi Yarımada'nın Simgeleri
Bizans'ın Konstantinopolis'i, Osmanlı'nın Kostantiniyye ve İstanbul'u… Milattan önce 7. yüzyıldan bu yana yaşayan şehir. Hakimiyeti altında yaşadığı her uygarlıktan izleri günümüze kadar taşıyan İstanbul'un bir zamanlar kalbinin attığı yer; Tarihi Yarımada. Tarihi İstanbul surlarının içerisinde kalan ve İstanbul'un siluetini oluşturan yarımada; sarayı, camileri, parkları, müzeleri, sarnıçları ve daha birçok keşfedilmeyi bekleyen yapısı ile dimdik ayakta. Sadece 1 gün ayırmanızın bile yeterli olacağı yarımadanın simgelerini sizler için bu yazımızda derledik. 1 - Ayasofya Ayasofya

{ad:0} Dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar gelmeyi başaran en önemli yapılarından biri. Yapıldığı dönemde ihtişamı, görkemi, büyüklüğü, işlevselliği, iç süslemeleri ile herkesi şaşırtmış olup hala da ziyaretine gelenleri büyülemeye devam etmektedir. Ayasofya, 916 yıl kilise olarak kullanıldıktan sonra Osmanlı hakimiyeti ile 481 yıl cami olarak kullanılmıştır. 1935 yılından bu zamana kadar da müze olarak korunmaya devam etmektedir. Hagia Sophia Bizans'ın en büyük kilisesi, İstanbul'un fetihten sonra Fatih tarafından Ayasofya adıyla şehrin baş camisi olup ilk Cuma namazı da burada kılınmıştır. Zamanla da etrafında bir külliye oluşmuştur. İçerisinde çalışmaların halen devam ettiği Ayasofya, ziyaretçiler kadar çalışmaları yürüten ekibi de kendine hayran etmektedir. Giriş: MüzeKart 2 - Topkapı Sarayı Topkapı Sarayı

Fatih döneminde yapılan Topkapı Sarayı, 19. yüzyıla kadar hem padişahların yaşadığı hem de Osmanlı'nın idari merkezidir. Topkapı Sarayı'nın mimarisine bakınca dönemin hiyerarşik sistemi ve görkemini yansıtmaktadır. Atatürk'ün emriyle 1924'te müze haline getirilen Topkapı Sarayı, dünyada benzeri bulunmayan nadir bir saray müzesi olarak yaşatılmaktadır. Ana giriş Sultanahmet Meydanı'na açılan Bâb-ı Humayun'dur. Buradan sarayın dış hizmet binalarının yer aldığı en geniş avlusu olan Alay Meydanı'na geçilir. Burada bulunan yapılardan günümüze Aya İrini ve Darphane kalmıştır. 2. avlu, Divan Meydanı olarak bilinen ve devlet törenlerinin yapıldığı avludur. Sarayın Selamlık bölümü Enderun olarak da bilinir. Saray içerisinde padişahın özel idaresi olan Harem-i Hümayun'da en yetkili kişi Valide Sultan idi. Sarayburnu yönündeki arka kısımda ise, harika bir İstanbul manzarasını ayaklar altına seren bahçe ve mermer teras üzerinde sultanların köşkleri yer almaktadır. Fatih Köşk'ünde de sarayın hazinelerinden olan ve çok nadide taşlarla süslenmiş sorguçlar, tahtlar, ünlü Topkapı Hançeri ve Kaşıkçı Elması yer almaktadır. Sarayın en önemli bölümlerinden biri de Hırka-i Saadet Dairesi. Burada sergilenen eserler arasında Hz. Muhammed'in hırkası, kılıçları, sakal-ı şerifi, dişi, ayak izi ve diğer kutsal emanetler vardır. 01.04.2016 tarihinden itibaren Müze giriş ücretleri şu şekilde değişmiştir. Topkapı Sarayı Müzesi Giriş: 40 TL - Harem Bölümü: 25 TL. Biletler, kredi kartı veya nakit olarak alınabilmektedir. 3 - Yerebatan Sarnıcı Yerebatan Sarnıcı

Halk arasında Yerebatan Sarayı olarak da anılan sarnıç, Ayasofya’nın güneybatısında bulunan Bazilika Sarnıcı’dır. Sarnıcın bulunduğu yerde daha önce bir Bazilika bulunduğundan, Bazilika Sarnıcı olarak da bilinmektedir. 52 basamaklı taş merdivenle inilmektedir. İçerisinde her biri 9 metre yüksekliğinde 336 sütun yer almaktadır. Sarnıçta köşeli veya yivli biçimde birkaç sütun vardır. Geriye kalan sütunların büyük bir çoğunluğu silindir şeklindedir. Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında kaide olarak kullanılan iki Medusa Başı, Roma Dönemi heykel sanatını yansıtmaktadır. Sarnıcı ziyaret eden insanların ilgisini en çok efsanelere konu olmuş ters Medusa başları çekmektedir. Sarnıçta zaman zaman uluslararası organizasyonlar düzenlenmektedir. Giriş: Müze haftanın yedi günü ziyarete açıktır. İstisnai olarak dini bayramların birinci günü ise saat 13.00’de açılmaktadır. MüzeKart geçerli değildir. Öğrenci: 5TL Normal: 10TL 4 - Sultanahmet Cami Sultanahmet Camii

14 yaşında tahta çıkan ve 14 yıl padişah olarak kalan 1. Ahmet adına yapılan camidir. Mimar Sedefkar Mehmed Ağa'ya yaptırılan cami; mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezelidir. Yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de yine mavi ağırlıklı süslendiği için Avrupalılarca Mavi Cami yani Blue Mosque olarak adlandırılır. Sultanahmet, Türkiye'deki altı minareli ilk camidir. Mimari ve sanatsal açıdan önemi, 20.000'i aşkın İznik çinisiyle bezenmiş olmasıdır. Bu çinilerin süslemelerinde sarı ve mavi tonlardaki geleneksel bitki motifleri kullanılmış olması burayı sadece bir ibadethane olmaktan öteye taşımıştır. Caminin içindeki ince işçilikle oyulmuş ve yontulmuş mermerden yapılma mihrap oldukça ihtişamlı ve dikkat çekicidir. 5 - Hipodrom / Sultanahmet Meydanı / At Meydanı Sultanahmet Meydanı

Bu meydan Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde şehrin kalbi niteliğindedir. Günümüz İstanbul'unda Sultanahmet (At) Meydanı olarak bilinen yer ya da Hipodrom, milattan önce 196'da dönemin Roma İmparatoru tarafından yapılmıştır. Bizans döneminde geliştirilerek at yarışlarının ve gösterilerin yapıldığı yer olmuştur. Hipodromun bir dönem görkemli kapısının bulunduğu yerin yakınında bugün Alman Çeşmesi yer almaktadır. Alman Çeşmesi 1898 yılından İstanbul'a ikinci kez gelen Alman İmparatoru 2. Wilhelm'in, 2. Abdülhamit'e hediyesidir. Hipodrom'un tam ortasında yer alan çok sayıda heykel ve anıttan günümüze kadar sadece Dikilitaş, Yılanlı Sütun ve Örme Sütun gelebilmiştir. 6 - Türk İslam Eserleri Müzesi Türk İslam Eserleri Müzesi

Hipodrom'da bulunan sütunların tam karşısında yer alan başvezir İbrahim Paşa'nın sarayı şimdilerde Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak kapılarını ziyaretçilerine açmaktadır. Bu müze Türk ve İslam eserlerini topluca kapsayan ilk Türk müzesi olarak önemlidir. 19. yüzyıl sonunda başlayan kuruluş çalışmaları 1913 yılında tamamlanabilmiştir. Önceleri Süleymaniye Cami'nin külliyesi içerisinde bulunan imaret binasında açılmış ve sonrasında da şimdiki yeri olan İbrahim Paşa Sarayı'na taşınmıştır. 7 - Kapalı Çarşı Kapalı Çarşı

Kapalı Çarşı, dünyanın en büyük ve en eski kapalı çarşılarından biridir. Gün içerisinde en yoğun zamanlarda yarım milyona yakın insan olduğu söylenen bu devasa çarşının temeli 1461 yılında atılmıştır. 66 kadar sokağı, 4.000 kadar dükkanı ile Kapalı Çarşı, mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yer alır. 8 - Tatlı Bir Bonus: Edebiyat Kıraathanesi Kapalı Çarşı Yorucu ama bir o kadar keyifli bir Tarihi Yarımada turunuzda bir durak ya da final yeri olarak seçmeniz gereken bir mekan, Sultanahmet: Edebiyat Kıraathanesi. Osmanlı döneminde Cevri Kalfa Sıbyan Mektebi olarak kullanılan tarihi bina, günümüzde Edebiyat Kıraathanesi olarak hizmet vermektedir. Türk Edebiyat Vakfı kurucusu Ahmet Kabaklı İstanbul’un tarihi semtlerinden birinde burayı hayata geçirmiş. Yazar - kafelerden biri olarak göze çarpan bu kıraathane tatlı menüsü ile sizi kendinizden geçirmeye hazır.

Yorumlar

Deniz Milasli 
16.12.2016
Kıraathane dışında hepsini çok iyi bilirim. Kıraathane’nin de adresini verirseniz memnun olurum, orayı da gezerim. Ama Arkeoloji Müzesi’ni de ilave etmeniz şart.
Özkan Hacıoğlu 
28.11.2016
Vatikan'ı gezmek lazım diye 1001 takla atan yurdum insanının kaçı Tarihi Yarımada’ya ayak bastı, kaçı Ayasofya'yı, Sultanahmet Camii'ni gördü acaba merak ediyorum. Yol gösterici ve hatırlatıcı, değerli bir yazı olmuş. Elinize, yüreğinize sağlık...
tokay ceritoğlu 
28.11.2016
Yabancı gezgin dünyanın öbür ucundan geliyor, elinde kitabı ile her şeyi önceden tetkik ederek, bilerek. Çok merak ediyorum 80 milyon içinde kaç milyonumuz bu eşsiz eserleri ziyaret etti? Okullar rehber öğretmen eşliğinde öğrencilere ziyaret fırsatı vermeli.
Editor 
28.11.2016
Yerebatan Sarnıcı’ndaki Medusa Başı ile ilgili de yeni öğrendiğim bir bilgi. Baş aşağı duran bu heykel eğer düzeltilirse, dünyanın da ters döneceğine inanılıyormuş. Ece’nin görüşüne katılıyorum, giriş ücretleri kesinlikle daha az olmalı.
Ece Apakgün 
28.11.2016
İstanbul’u İstanbul yapan yerler. Kendi adıma hepsini gezmiş biri olarak diyebilirim ki bu yerlerde insanın tüyleri diken diken oluyor ve tarihi ile yüzleşiyor. Ama şunu da söylemeden geçemem. Giriş ücretleri konusunda mutlaka indirim yapılmalı.