Anıtkabir'in bulunduğu alana giriş için öncelikle yüksekliği 4 metre olan ve 26 adet basamağı bulunan bir merdiveni aşmanız gerekmektedir. Bu merdiven 14 ve 12 basamak şeklinde bir sahanlıkla iki kısma bölünmüştür. İlk girişte sizi karşılayan basamakların 26 tane olması sembolik olarak 26 Ağustos'taki Büyük Taarruza ithafen yapılmıştır. 26 adet merdiveni aştıktan sonraki 5 basamak ise, Türk ordusu tarafından Yunan ordusunun bozguna uğratıldığı tarih olan 26 Ağustos'tan sonraki ‘5 günü' simgeler. Bu iki ayrıntıdan sonra, merdivenlerin yüksekliği olan 4 metre ile basamakların sayısı olan 26'yı çarptığımızda 104 sayısı karşımıza çıkar. Elde ettiğimiz 104 sayısı ise Maya takviminde sıkça yer alan bir sayı olup karşılığı tam olarak 1 asır demektir.
Maya Uygarlığı nereden çıktı şimdi, ne alaka demeyin. Çünkü; Mustafa Kemal Atatürk'ün Maya'lara özel olarak ilgi duyduğu ve bu medeniyete önem verdiği herkesçe bilinmektedir. Bu yüzden de Anıtkabir'in yapımında Maya medeniyetinin geliştirdiği uzay ve takvimle ilişkili olan 29.5, 52, 63, 72, 104, 144, 3744 ve 1366560 gibi daha birçok sayıya rastlamak mümkündür. Merdivenlerin bittiği noktada solda erkek, sağda kadın heykeller vardır ve bu heykeller Türk heykeltraş Hüseyin Özkan tarafından yapılmıştır. Anıtkabir'in girişi olan ve aslanlı yol olarak adlandırılan bu koridor (alle) 262 metredir. Aslanlı yolun sağında ve solunda karşılıklı olarak Türk heykeltraşların ellerinde hayat bulan 24 adet aslan heykeli mevcuttur. Aslanların 24 tane olması, onların 24 Oğuz boyunu temsil etmesinden dolayıdır.
Yukarıdaki maddede de anlattığımız gibi Ata'nın huzuruna yapının doğu yönündeki sağlı ve sollu 24 adet aslan heykelinin sıralandığı 262 metre uzunluğundaki bir yoldan girilmektedir. Aslanların sıralandığı bu yürüyüş yolunda bulunan taşlar asimetrik olarak döşenmiştir. Asimetrik olan bu taşların, döşeme aralıkları 5 santimetredir. Girişteki taşların bu şekilde yerleştirilmesinin sebebi ise, onun huzuruna çıkacak olan herkesin önce başını öne eğmesini sağlamaktır.
Aslanlı yolun bitiminde ‘Tören Meydanı' olarak adlandırılan alana varılmaktadır. Tören meydanı, TBMM ve Ankara Kalesi'nin kesiştiği noktada konumlanmaktadır.. TBMM yapısının mozoleye uzaklığı 1920 metredir. Bu uzaklık TBMM'nin kuruluş tarihi olan 1920'ye işaret etmektedir. Bu noktaları düşününce mozolenin konumu mükemmel bir ayrıntıyı bizlere göstermektedir. Mozolenin büyük sütunlarının her biri 19,44 metre yüksekliğe sahiptir. Bu da Anıtkabir'in temelinin atıldığı yıl olan 1944 yılını bizlere hatırlatmaktadır.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün boy uzunluğu 1.73 metredir. Onun boyunun uzunluğu olan 1.73 ile mozole sütunlarının yüksekliği olan 19,44'ü çarptığımızda 33,6 sayısı karşımıza çıkar. Bu sayı da Anıtkabir'deki 33 metrelik bayrak direğinin yüksekliğinin belirlenmesinde kullanılmıştır. Tören meydanından sütunlu mozoleye toplam 42 adet basamaklı merdivene tırmanarak ulaşılmaktadır. 42 basamak bize Atatürk'ün Cumhuriyeti ilan ettiğindeki yaşı olan 42 sayısını göstermektedir. Anıtkabir'in dış cephe duvarlarında Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi ve Onuncu Yıl Nutku bulunmaktadır. Bu yazıların duvarlardaki yerleri onların oraya konulurken Orhun yazıtlarından esinlenildiğini göstermektedir. Dış cepheden iç cepheye geçtiğimizde ise ‘Şeref Salonu' olarak adlandırılan alana ulaşılmaktadır. Bu alanın zemin döşemlerinde, tavan alanında ve iç kolon süslemelerinde; yay, ok, yaba, koçbaşı, koç boynuzu, bereket ve kurt ağzı motifleri göze çarpar. Bu motifler de Hun ve Göktürk kurganlarındaki motiflerin birebir aynısıdır.Mozolenin uzun kenarı 72 metre ve kısa kenarı 52 metre uzunluğa sahip olup 3744 m²'lik bir alanı kaplamaktadır. Maya takviminde 365 gün vardır. 365 ile 3744 sayısını çarptığımızda 1366560 sayısı karşımıza çıkar. Bu sayı bizi, Maya takvimine göre Güneşin kendi etrafında 3744 yılda ya da 1366560 günde dönmesini tamamladığı sayılara götürür.
Şeref salonunun ölçülerine bakıldığında bir kenarı 32 metre diğer kenarı ise 60 metre uzunluğunda olup toplamda 1920 m² alanı kaplamaktadır. Bu sayı da yine bizi TBMM'nin kuruluş yılı olan 1920'ye götürmektedir.
Anıtkabir'in projelendirilip inşa edilmeye başlandığı ve hemen hemen inşasının bitirildiği 1940 – 1950 yılları, Türk mimarlığı için II. Ulusal Mimarlık Dönemi olarak kabul edilmektedir. Bu dönemin eserlerine baktığımız zaman anıtsal yönleri ağır basan, kesme taş malzemenin kullanıldığı, simetrik açıdan önem taşıyan yapılar olduklarını görebiliriz. Anıtkabir de bu dönemin özelliklerini tamamen taşımakla birlikte Selçuklu ve Osmanlı mimari özelliklerini de yansıtmaktadır.
Dış cephelerde, bilhassa duvarların çatı ile birleştiği yerlerde kuleleri dört taraftan saran Selçuklu taş işçiliğinin testere dişi olarak adlandırdığı bordürler bulunmaktadır. Mehmetçik Kulesi ve Müze Müdürlüğünde kullanılan çarkıfelek ve rozet isimli taş süslemeler Osmanlı ve Selçuklu sanatından izler taşımaktadır.
Yukarıda bahsettiğimizden çok daha fazla gizemi ve güzelliği içinde barındıran Anıtkabir'i, bir de bu bilgileri okuduktan sonra ziyaret edin ve her şeyin bir anda nasıl da anlam kazandığını fark edin. İlgili özellikleri itibarıyla döneminin en iyi örneklerinden biri olarak kabul edilen Anıtkabir; 750.000 metrekarelik bir alanda bulunmaktadır. Barış Parkı ve Anıt Bloku olarak iki kısma ayrılan Anıtkabir'in bölümlerine gelin yakından bakalım…
1- Barış Parkı: Atatürk'ün ''Yurtta sulh, cihanda sulh'' sözü temel alınarak tasarlanan Barış Parkı; bu anlayışı temsil edecek şekilde yabancı ülkeler ve ülkemizin bazı bölgelerinden getirilen fidanlarla oluşturulmuştur. ABD, Afganistan, Almanya, Avusturya, Belçika, Çin, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hindistan, Irak, İngiltere, İspanya, İsrail, İtalya, Japonya, Kanada, Kıbrıs, Mısır, Norveç, Portekiz, Yugoslavya ve Yunanistan'dan getirilen ağaç ve fidanlar da dahil; 104 farklı türde yaklaşık 49.000'e yakın süs ağacı ve süs bitkileri yer almaktadır.
2- Anıt Bloku: Anıt Bloku, esasında bir bölüm değil farklı bölümleri kapsayan genel bir yere işaret etmektedir. Anıtkabir tasarım icabı olarak Barış Parkı ve Anıt Bloku olarak iki kısımdan oluşturulmuştur. Anıt Bloku ise kendi içinde üç bölüm taşımaktadır: Aslanlı Yol, Tören Meydanı ve Mozole.
3- Aslanlı Yol: Ziyaretçileri, ulu önderin huzuruna hazırlamak için yapılmış Aslanlı Yol toplam 262 metre uzunluktadır. Yolun iki yanında oturmuş pozisyondaki 24 aslan heykeli bulunmakta olup; bu tercih pek tabii ki tesadüfi değildir. Atatürk'ün Anadolu ve Türk tarihine verdiği önemden hareketle, Anadolu'da uygarlık kurmuş Hititlerin sanat üslubunu yansıtacak şekilde Hüseyin Özkan tarafından tasarlanmış olan aslanlar kuvvet ve sükuneti temsil etmektedir.
4- İstiklal Kulesi: Aslanlı Yol'un sağ başında yer alan ve iç duvarlarında ayakta durarak iki eliyle kılıç tutan bir genç ile onun yanındaki kaya üzerine konan kartal figürünün işlendiği yapı; İstiklal Kulesi'dir. Mitolojide ve Selçuklu sanatında güç, istiklal ve bağımsızlık sembolü olan kartal ve istiklali savunan Türk milletini temsil eden kılıç tutan genç figürleri; Zühtü Müridoğlu'nun eseridir. Kulenin duvarlarında Atatürk'ün istiklalle ilgili sözleri yer almaktadır. Kulenin içinde ise Anıtkabir maketi ile Anıtkabir'i tanıtan ışıklı panolar vardır.
5- Kadın Heykel Grubu: İstiklal Kulesi'nin önünde duran, ulusal kıyafetler giymiş üç kadından oluşan heykel grubudur. Bu kadınların kenarda yer alan ikisi, yere kadar uzanan geniş bir çelenk taşımaktadır. Başak demetlerinden oluşan bu çelenk, ülkemizin bereketli topraklarını temsil etmektedir. Soldaki kadın ise, elini ileriye uzatarak Atatürk'e tanrıdan rahmet dilemekte; ortadaki kadın ise ağladığı için eliyle yüzünü kapatmaktadır. Türk kadınlarının Atatürk'ün ölümünün derin acısını yaşarken dahi ağırbaşlı, gururlu ve azimli oluşunu tasvir eden bu yapıt grubu Hüseyin Özkan eseridir.
6- Hürriyet Kulesi: Aslanlı Yol'un sol başında yer alan ve içindeki kabartmada elinde kağıt tutan melek figürüyle meleğin yanında şaha kalkan bir atın tasvir edildiği yapı, Hürriyet Kulesi'dir. Bağımsızlığın kutsallığını simgeleyen ve elindeki kağıtla Hürriyet beyannamesini taşıyan melek figürü ile hürriyeti ve bağımsızlığı sembolize eden at figürleri Zühtü Müridoğlu'nun eseridir. Kulenin duvarlarında Atatürk'ün hürriyet ile ilgili sözleri yer almaktadır. Kulenin içinde ise Anıtkabir'in inşaat çalışmalarını gösteren fotoğraf sergisiyle inşaatta kullanılan taş örneklerine yer verilmiştir.
7- Erkek Heykel Grubu: Hürriyet Kulesi'nin önünde, üç erkekten ibaret bir heykel grubu vardır. Sağdaki erkek; miğfer ve kalın kıyafetiyle Türk askerini temsil etmektedir. Onun yanında yer alan kitap tutan erkek ise aydın Türk gençliğini, onun biraz gerisinde yerel kıyafetli erkek heykeli ise Türk köylüsünü temsil etmektedir. Her üç erkeğin de yüzünde yer alan derin acı ifadesine rağmen Türk milletinin ağırbaşlılığı ve yüksek irade gücü de hissedilmektedir. Heykel grubunun altında, Hüseyin Özkan'ın imzası bulunmaktadır.
8- Tören Alanı (Meydan): Aslanlı Yol'un sonunda yer alan, 129 x 84,25 metre boyutlarındaki bölüm tören alanıdır. 15.000 kişilik kapasiteye sahip olan meydanın zemini kırmızı, siyah, sarı ve beyaz renkli traverten taşlarından oluşan 373 kilim ve halı deseniyle bezelidir.
9- Mehmetçik Kulesi: Aslanlı Yol'un bitiminde, sağda yer alan; dış yüzeyindeki kabartmada cepheye gitmekte olan Mehmetçiğin evden ayrılışının tasvir edildiği yapının ismi Mehmetçik Kulesi'dir. Elini asker oğlunun omzuna atmış, onu vatan için savaşmaya gönderen gururlu ve hüzünlü bir annenin tasvir edildiği kabartma, Zühtü Müridoğlu eseridir. Kulenin duvarında Atatürk'ün Türk kadınları ve Mehmetçik hakkındaki sözlerine yer verilmiştir. Kulenin içinde ise Atatürk ve Anıtkabir ile ilgili kitaplar ve hediyelik eşyalar ziyaretçilere sunulmuştur.
10- Zafer Kulesi: Aslanlı Yol'un bitiminde yer alan bir diğer kule ise Zafer Kulesi'dir. Kule duvarlarına Atamızın en önemli üç zaferinin tarihi işlenmiş, bu zaferlerle ilgili özlü sözleri yazılmıştır. Kulenin içinde ise Atatürk'ün naaşını 19 Kasım 1938'de İstanbul Dolmabahçe Sarayı'ndan alıp Sarayburnu'nda donanmaya teslim eden top arabası bulunmaktadır.
11- Barış Kulesi: Aslanlı Yol'un bitiminde yer alan bir diğer kule olan Barış Kulesi'nde ''Yurtta Barış, Dünyada Barış'' ilkesinin gözlenebileceği bir kabartma bulunmaktadır. Bu kabartmada, çiftçilikle meşgul olan köylüler ile onları korumak için kılıcını uzatmış bir asker tasvir edilmektedir. İnsanların, Türk ordusunun sunduğu huzur ortamı içinde günlük yaşamlarını idame ettirdiğine dair tasarlanmış bu eser Nusret Suman imzalıdır. Duvarlarında Atatürk'ün barış ile ilgili sözlerinin yer aldığı kulenin içinde Atatürk'ün 1935 – 1938 yıllarında kullandığı Lincoln marka tören ve makam otomobilleri sergilenmektedir.
12- İsmet İnönü'nün Lahdi: Zafer Kulesi ve Barış Kulesi'nin arasında, açık sütunlardan oluşan bir galerinin ortasında İsmet İnönü'nün lahidi bulunmaktadır. Mezar odasının ikinci katta yer aldığı alanda, sembolik bir lahit açıkta durmaktadır. 25 Aralık 1973 tarihinde vefat eden ikinci cumhurbaşkanımız İsmet İnönü; 28 Aralık 1973'te Bakanlar Kurulu kararı ile Anıtkabir'e defnedilmiştir.
13- Atatürk ve Türk Devrimi Kütüphanesi: Zafer Kulesi ve Mehmetçik Kulesi arasında yer alan Atatürk ve Türk Devrimi Kütüphanesi'nde Atatürk, inkılâplar, milli mücadele konulu Türkçe ve yabancı dillerdeki kitaplar yer almaktadır. İhtisas Kütüphanesi ismiyle de anılan bu kütüphane hafta içi 09.00 – 12.30 / 13.30 – 17.00 saatleri arasında herkese hizmet vermektedir.
14- 23 Nisan Kulesi: 23 Nisan Kulesi, iç duvarında 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının temsil edildiği bir kabartmaya sahiptir. Ayakta duran kadının bir elinde tuttuğu kağıdın üstünde günün tarihinin yazılı olduğu, diğer elinde ise yüce meclisin açılışını simgeleyen bir anahtarın tutulduğu kabartma Hakkı Atamulu'nun eseridir. Kulenin duvarlarında ise Atatürk'ün bağımsızlık ve egemenlikle ilgili sözlerine yer verilmiştir. Kulede ise 1936 – 1938 yıllarında ulu önderin kullandığı Cadillac marka özel otomobili sergilenmektedir.
15- Bayrak Direği ve Kaidesi: Anıtkabir'in Çankaya istikametindeki 28 basamaklı tören meydanına giriş merdivenlerinin ortasında, tek parçalı yüksek direğin üstünde Türk bayrağı dalgalanmaktadır. 33.54 metre yüksekliğe sahip olan bu direk; Avrupa baz alındığında tek parça çelik bayrak direklerinin en yükseği olma özelliğini taşımaktadır. Direğin dört metresi kaidenin altındadır. Amerika'da yaşamakta olan Türk asıllı Amerikan vatandaşı Nazmi Cemal'in kendi bayrak direği fabrikasında imal ettiği ve 1946 yılında Anıtkabir'e hediye ettiği bu direğin kaidesinde Türk medeniyetini tasvir eden meşale, taarruz gücünü yansıtan kılıç, savunma gücünü ortaya koyan miğfer, zaferi ifade eden meşe dalı ve barışı simgeleyen zeytin dalı bulunmaktadır. Kabartma, Kenan Yontuç imzası taşımaktadır.
16- Misak-ı Milli Kulesi: Anıtkabir Atatürk Müzesi'nin girişinde yer almakta olan kuledir. Bu kulede, tek vücut olarak ulusça kenetlenmemizi sembolize eden bir kabartmaya yer verilmiştir. Bir kılıç kabzasının üzerine konulmuş dört elden ibaret olan kabartma Nusret Suman eseridir. Kulenin duvarlarında Atatürk'ün misak-ı milliye dair sözleri yer almakta olup; kulenin ortasında Anıtkabir'de icra edilen törenler için heyetlerin imzalamaları gereken özel defterin yer verileceği imza kürsüsü bulunmaktadır. Kulenin duvarlarındaki panolarda ise Anıtkabir'de yapılan önemli törenlere ait fotoğraflar sergilenmektedir.
17- Anıtkabir Atatürk Müzesi: Anıtkabir projesinin kapsamı gereği, Misak-ı Milli ve İnkılâp kulelerinin arasında yer alan bölüm Anıtkabir Atatürk Müzesi olarak şekillendirilmiştir. 21 Haziran 1960'ta açılan müzede Atatürk'ün kullandığı eşyalar, kendisine hediye edilen armağanlar ve giysiler sergilenmektedir. Bunların yanı sıra Atatürk'ün madalyaları, nişanları ve manevi evlatlarından Afet İnan, Rukiye Erkin ve Sabiha Gökçen'in müzeye bağışladıkları Atatürk'e ait kişisel eşyalar da müzede yer almaktadır.
18- İnkılâp Kulesi: Anıtkabir Atatürk Müzesi'nin devamı olarak tasarlanmış olan İnkılâp Kulesi'nde Atatürk'ün kıyafetleri sergilenmektedir. Kulenin iç duvarında zayıf, güçsüz bir elin tuttuğu sönmek üzere tasvir edilmiş olan meşale ile Osmanlı İmparatorluğu; güçlü bir diğer elin göğe doğru kaldırdığı ışıklar yayan meşale ise Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Atatürk'ün çağdaş uygarlık düzeyini tasarlarken ortaya koyduğu inkılâpları simgelemektedir. Kabartma, Nusret Suman imzalıdır. Duvarlarında Atatürk'ün inkılâplarla ilgili sözlerinin yer aldığı kulede Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in yaptığı, Atatürk'ün gerçek boyutlarda balmumu heykeli de bulunmaktadır.
19- Cumhuriyet Kulesi: Sanat Galerisi'nin girişi olarak tasarlanmış olan Cumhuriyet Kulesi'nin duvarlarında Atatürk'ün Cumhuriyet hakkında sözü bulunmakla birlikte kulenin içinde de Manastır Askeri İdadisi, Sivas ve Erzurum Kongre binaları ile 1. TBMM binasının maketleri ve dönemin fotoğrafları yer almaktadır.
20- Sanat Galerisi: Cumhuriyet Kulesi ile Müdafaa-i Hukuk Kulesi'nin arasında yer alan Sanat Galerisi; Atatürk'ün özel kitaplığını sergilemektedir. Duvarlarında Atatürk'ü ziyaret eden yabancı devlet adamlarının tasvir edildiği yağlı boya tablolar yer almaktadır. Tablolar, ressam Rahmi Pehlivanlı'ya aittir. Atatürk, milli mücadele ve Anıtkabir'i konu edinen belgesel filmlerin gösterildiği sinevizyon bölümü de bu alandadır.
21- Müdafaa-i Hukuk Kulesi: Dış yüzeyinde bir elinde kılıç tutan ve diğer eliyle sınırları geçen düşmana ''Dur!'' ihtarında bulunan bir erkek figürüyle müdafaa-i hukukun temsil edildiği kulenin duvarlarında Atatürk'ün bu konuda söylediği sözler bulunmaktadır. Tasvir, Nusret Suman imzasını taşımaktadır. Kulenin içinde Harbiye Mektebi'nin maketi yer almakla birlikte bu alanda periyodik olarak Atatürk ve Milli Mücadele temalı sergiler düzenlenmektedir.
22- Mozole: Anıtkabir'in en önemli bölümüdür. 42 basamaklı, ortasında hitabet kürsüsünün yer aldığı merdivenlerle çıkılmaktadır. Mermer kürsünün tören meydan cephesinde dairesel geometrik motifler ve Atatürk'ün ''Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir'' sözü bulunmaktadır. Sol cephesinde Atatürk'ün Türk gençliğine hitabı, sağ cephesinde ise 10. Yıl Nutku bulunmaktadır. Metinler taş kabartma üzerine altın yaldızlarla işlenmiştir. Kürsü, Kenan Yontuç eseridir.
23- Şeref Holü: Bronz kapılardan girilen Şeref Holü girişinde sağ tarafta Atatürk'ün 29 Ekim 1938 tarihli Türk ordusuna son mesajı, sol tarafta ise İsmet İnönü'nün Atatürk'ün vefatı üzerine 21 Kasım 1938 tarihli Türk milletine taziye mesajı bulunmaktadır. Bu yazıtların bir özelliği ise, Atatürk'ün doğumunun 100. yılında, 1981 yılında yazılmış olmalarıdır. Girişin karşısında, büyük pencerenin bulunduğu nişte Atatürk'ün sembolik lahidi yer almaktadır. Lahit taşı tek parça kırmızı mermerden oluşmakta ve ağırlık olarak 40 tona tekabül etmektedir. Anıtkabir mimari özellikleri arasında bölgesellik yaklaşımı ile dikkat çeken bir bölümdür. Lahit taşının yer aldığı bölüm beyaz Afyon mermeriyle kaplıdır. Şeref holünün zemini Hatay ve Adana'dan, yan duvarları ise Bilecik ve Afyon'dan getirilen siyah, yeşil, kırmızı ve kaplan postu mermer ile kaplıdır. Şeref holünün tavanı 27 kirişten oluşmakla birlikte holün yüksekliği 17 metredir. Yan duvarlarında ise 12 adet bronz meşale bulunmaktadır.
24- Mezar Odası: Atatürk'ün naaşı, mozolenin zemin katında doğrudan toprağa kazılmış bir mezardadır. Mozolenin ilk katı olan şeref holünde konuşlanmış sembolik lahit taşının tam altına denk gelen mezar odasının tasarımında Anıtkabir'in mimari yaklaşımı birebir yansıtılmıştır. Selçuklu ve Osmanlı mimari stilinden izler taşıyan mezar odası sekizgen planlıdır, piramidal külaha sahiptir ve tavanı geometrik motifli mozaiklerle süslüdür. Zemini ve duvarları siyah, kırmızı ve beyaz mermerlerle kaplanmıştır. Mezar odasının ortasında kıble yönünde kırmızı mermerden ibaret sanduka bulunmaktadır. Mermer sandukanın etrafına ise bütün şehirlerimizden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden gönderilen toprakların konulduğu pirinç vazolar konulmuştur.
25- Alagöz Karargâh Müzesi: Sakarya Savaşı'nda, düşman Polatlı yakınlarına kadar ilerlemiştir. Bu dönemde Batı Cephesi Komutanlığı Ankara ile Polatlı arasında yer alan Alagöz Köyü'nü cephe karargâhı olarak seçmiş, köy halkından Türkoğlu Ali Ağa'nın çiftlik evi karargâh olarak kullanılmıştır. 1965 yılında bina, sahipleri tarafından Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmiş; 1967 yılında ise Anıtkabir Müze Müdürlüğü tarafından devralınarak restore edilmiştir. 10 Kasım 1968 tarihinde üst katı tanzim edilip teşhire açılmış olan binanın alt kat odaları ise 1983'te yapılan yeni bir düzenleme ile teşhire açılabilmiştir.
İki katlı olan binada giysi odası, kitaplık ve hatıra eşya odası, mutfak, muharebe odası, zabitan yemek odası, kurmay heyeti odası, başkumandanlık odası, dinlenme odası, yaverler odası, Atatürk'ün yatak odası, Atatürk'ün yemek odası, hizmet odası olmak üzere 12 oda yer almaktadır.
Anıtkabir'de, çoğunlukla sanılanın aksine mini etek, şort ya da atletle gelmek yasak değil. Sadece, ülkemizin kurucu önderi olan Atatürk'e saygıdan dolayı bu kıyafetler tavsiye edilmemektedir. Anıtkabir'e yerli veya yabancı turistlerin sadece kara çarşafla giremeyeceği ifade edilmektedir.
Karayolu ile gelenler: Özel araçla gelenler İstanbul, Samsun veya Eskişehir yolundan Ankara'ya giriş yapabilirler. Anıtkabir'in yer aldığı Çankaya ilçesine ulaşıp Tandoğan Meydanı Kavşağı'ndan geçtikten sonra Anıt Caddesi takip edilmeli.
Tren ile gelenler: Ankara Tren Garı'nda indikten sonra 15 dakikalık bir yürüyüşle Anıtkabir'e ulaşılabilmektedir. Gardan çıktıktan sonra Anadolu Meydanı olarak nitelendirilen noktaya doğru yürümek kafidir.
Şehirler arası otobüs ile gelenler: Otobüs terminalinden çıktıktan sonra, AŞTİ ismini taşıyan metro istasyonunda inmeniz gerekmektedir. Kızılay yönüne giden metroya binip Anadolu (Tandoğan) istasyonunda inip yeryüzüne çıkmalı, ardından beş dakikalık bir yürüyüşle Anıtkabir'e ulaşabilirsiniz.
Uçak ile gelenler: Anıtkabir'e gitmek için HAVAŞ veya belediye otobüsüne, taksiye binebilir veya araç kiralayabilirsiniz. HAVAŞ otobüslerine binmeniz halinde Hipodrom durağında inerek Anıtkabir'e ulaşabilirsiniz.
Gelişmiş olmasının yanı sıra birçok aktivite ve eğlenceye ev sahipliği yapan ülkemizin güzide şehri İstanbul'da...
Şubat ayı kimileri için Sevgililer Günü temasıyla envai çeşit etkinliğin yer aldığı bir ayken; sevgilisi...
Erken rezervasyon villaları ile tatiliniz için hazırlıklara başlarken çeşitli indirim fırsatlarını da yakalayabilirsiniz. Son güne...
2023 konser takvimi içerisinde yabancı müzisyenlerin, grupların Türkiye'deki programları da büyük ilgi uyandırıyor. Farklı pek...
Eski dönemlerin en büyük sosyal mekanları arasında gösterilen hamamlar, kent belleği açısından da büyük önem...
Başarının sırrı çok çalışmanın yanı sıra verimli çalışmaktan da geçiyor. Dolayısıyla günümüz akademik yaşamda verimli...
Ülkemizin en kalabalık şehri olan İstanbul binbir güzelliğiyle şehrin sakinlerini büyülese de kalabalığı ve koşturmacası...
Trakya, Güneydoğu Avrupa'da yer alan güney Bulgaristan, kuzeydoğu Yunanistan ve Türkiye'nin Avrupa kıtasındaki topraklarını içeren...
Tam pansiyon ve her şey dahil konseptinde oteller birçoğumuzun otel seçiminde tercih sebebi olabiliyor. Yeme...
Güzel Atlar Ülkesi Kapadokya'nın en büyülü yerlerinden biri olan Mustafapaşa Ürgüp'e 6, Nevşehir'in merkezine 25...
Bir şehrin tarihi hakkında bilgi almak için gidebileceğimiz en güzel yerlerin o şehrin müzeleri olduğunu...
İstanbul'un zengin kültürel ve doğal mirası, her yıl dünyanın dört bir yanından binlerce turisti cezbediyor....
Hatice alti - 10 Kasım 2019, Pazar 09:19
Çok beğendim. Bilmiyordum. Yeniden Anıtkabir'i gezeceğim.
Nihat TAŞ - 10 Kasım 2019, Pazar 09:33
İlk defa Anıtkabir'i detaylı anlatan bir yazı okudum. Duygulandım. Hazırlayanların ellerine sağlık. Çok teşekkür ediyorum.
Özkan Hacıoğlu - 10 Kasım 2019, Pazar 09:51
Bu anlamlı günde (10 Kasım), yüce Atamızın ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir hakkındaki bu paylaşım beni hem çok mutlu etti hem de sayıların sihrine inanan bir adam olarak çok da etkiledi. 42 sayısının Otostopçunun Galaksi Rehberi eserindeki yerini de incelemenizi tavsiye ederim. Sana olan minnettarlığımızın her geçen daha da arttığı şu günlerde, aziz hatıran önünde saygıyla eğiliyoruz...
ömür özonur kancoğlu - 10 Kasım 2019, Pazar 10:21
Anıtkabir'in Şifresi isimli kitabı bulursam kesinlikle alacağım. Bunlar çok anlamlı sayılar. Atamın büyüklüğüne yakışır bir bütünlükte şekillendirilen, tasarlanan ve inşa edilen Anıtkabir konusundaki bilgileri öğrenmek için sabırsızlanıyorum.
Mehmet yalçın - 10 Kasım 2019, Pazar 11:53
İşte Kabe arıyorsanız buraya gelin. Her yönüyle Türk halkını geçmişine ve geleceğine uygun olarak hesaplanarak yapılmış bu eseri sonsuza dek yaşatmayı, gençlere ilelebet korumayı, onların gönüllerinde birer taht kurması için kendimizi adayalım.
İbrahim Arısoy - 10 Kasım 2019, Pazar 22:11
Anıtkabir' in görkemli ve etkileyici mimarisinde kullanılan ölçülerin geçmiş ve yakın Türk Tarihini ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk' ün bedensel özelliklerini yansıtmasını çok anlamlı buldum. Anıtkabir'in oluşmasında emeği geçen herkesi minnet ve saygıyla anımsamalıyız.
VESİLE ŞÜKÜR - 11 Kasım 2019, Pazartesi 16:10
Çok güzel bir bilgi paylaşımı olmuş. Yüreğinize, emeğinize sağlık.
Orhan UGUR - 14 Kasım 2019, Perşembe 19:25
Bu yazınızı okuduktan sonra, aklıma meşhur bir deyim geldi: "Geçmişini öğrenmeyen nesiller geleceğe hazırlanmakta oldukça güçlük çekerler". Bugünkü günlere gelişimizin ne kadar zor bir evreden geçtiğini bildirmek, bilim ve teknolojinin önemini kayıtsız şartsız kabul etmek, geleceğimizi güven altına almak yolunda gayet iyi bir başlangıç olacaktır fikrindeyim. Hür fikirli, çalışkan ve dürüst insanlara ne kadar çok ihtiyaç var değil mi?