Karaca Mağarası

İnsan tarihine ilişkin günümüze uzanan sayısız tarihi miras bulunuyor. Ülkemizin de özellikle tarihi mimariler, antik kentler ve dini yapılar açısından oldukça zengin olduğu tüm dünya tarafından kabul edilen bir gerçek. Eğer dünyanın tarihine bakacak olursak da en güvenilir kaynaklardan biri hiç şüphesiz mağaralardır. Kayaçların oluşumları, suların pozisyonu ve bölgelerin şekillenmesi gibi tüm izler hakkında bize ipuçları veren mağaralar, ziyaret etmesi keyifli ve gizemli bölgeler olarak biliniyor. Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Cebeli köyünde yer alan Karaca Mağarası, bu tarife kesinlikle uyuyor. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmesi de bunu onaylar nitelikte. 15 milyon yıllık bir tarihi dokuyu içerisinde barındıran, ülkemizin doğa turizmi açısından en önemli yelerinden Karaca Mağarası, devasa bir yeraltı sarayı. Özellikle doğal oluşular göz önüne alındığında pek çok kişinin dikkatini çekebilecek özelliklere sahip.

Karaca Mağarası’nın Özellikleri

Karaca Mağarası’nda damlataşı oluşumları, dikitler, sarkıtlar, mağara incileri ve çiçekleri, traverten basamakları gibi büyüleyici doğa eserleri, harika bir atmosfer oluşturuyor. Normalde kuru bir mağara olsa da duvarlarında gerçekleşen su akıntıları, zamanla içerisinde küçük gölcükler meydana getirmiş. Mağaraya ilk girdiğinizde merdivenlerden inmeye başladığınız andan sonuna kadar müthiş manzaralarla karşılaşıyorsunuz. Sarkıtlarını ve duvarlarını incelemekse tıpkı bulutlara bakmak gibi; hayal gücünüzle birleşince çeşitli şeyleri anımsatmaya başlıyor. 1996’da ziyaretçilerine açılan Karaca Mağarası’nın ışıklandırmaları da oldukça başarılı. Bu doğal güzelliğin atmosferini ve gizemini bozmak yerine adeta onları öne çıkarıyor. Tüm büyüleyici yönleri bir kenara dursun, mağaranın en önemli özelliğinden henüz bahsetmedik bile. Karaca Mağarası, pek çok solunum hastalıklarına şifalı gelen özel bir havaya sahip. Mağaranın bu özel havasına ve daha pek çok güzelliklerine yazımızın ilerleyen bölümlerinde detaylı olarak değineceğiz.

Karaca Mağarası’nın Oluşumu

Karaca Mağarası aslında yüzyıllar süren doğal aşınımlarla, fırtınalarla ve yağmurlarla oluşmuş. Mağaranın genel yapısı oluştuktan sonraysa içerisindeki volkanit içeren kireçler, mağaranın gelişimini sürdürmesini sağlamış. Tüm bu gelişimler ve mağaranın içindeki tepkimeler sonucunda ise günümüzdeki 1500 metrekarelik büyüklüğüne ulaşmış. Denizden yüksekliği 1550 metre olduğu için zaten su basma tehlikesi olmadığından, kuru ve gezilebilir özelliklerini hala korumakta. Sadece duvarlarından sızan kaynak suları, zamanla mağara içerisinde küçük gölcükler oluşmasını sağlamış. Aynı zamanda sarkıtların oluşması da bu nedenden kaynaklanıyor. Mağara günümüzde hala gelişmekte. Yani farklı aralıklarla ziyaret ederseniz oluşan aşınmalara ve sarkıtlara bizzat tanıklık edebilirsiniz.

Eğer mağaranın nasıl keşfedildiğini merak ederseniz, ondan da kısaca bahsetelim. Civar köy sakinlerinden Jeoloji Mühendisi Şükrü Eroz tarafından 1983 yılında keşfedilmiş ve incelenmiş. Sadece manzaralarıyla değil, bilimsel açıdan da özel bir mağara olduğunun anlaşılmasından sonra belediye yardımlarıyla 1996 yılında ziyaretçilerine açılmış ve yol, ışıklandırma gibi geliştirmeler yapılmış.

Karaca Mağarası Hangi Hastalıklara İyi Gelir?

Karaca Mağarası’nın en büyük özelliği, astım başta olmak üzere çoğu solunum hastalığına iyi gelmesi. Peki bunu nasıl başarıyor? Öncelikle mağaranın ısısı ortalama olarak 10-18 derece arasında. Yani doğal bir klima gibi olduğunu düşünebilirsiniz. Buna ek olarak %75 civarındaki ideal nem oranı, polen ve toz içermeyen bol oksijenli havası da düşünülünce solunum hastalarının rahat nefes almasını kolaylaştıran bir havaya sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Karaca Mağarası’nı Gezerken

Yeri gelmişken hemen belirtelim; mağaranın herhangi bir çökme riski bulunmuyor. Eğer mağaralardan ve kapalı alanlardan çekinen biriyseniz içiniz rahat etsin.

Mağaranın girişinde yer alan köprüden geçtiğinizde 15 metre yüksekliğe sahip geniş bir galeriye ulaşıyorsunuz. Bu alanda dünyanın en uzun traverten sütununu görebilirsiniz. Galeri ana hat olarak iki bölümden oluşuyor. Sağ kanatta yürüyüş yapabileceğiniz ve kayaçları inceleyebileceğiniz yollar bulunurken sol kanatta önemli damlataşları, sarkıtlar ve dikitler yer alıyor. Mağara içerisinde özellikle dikkat edilmesi gereken bazı oluşumlar var ve bunlar zaten size içerideki görevliler tarafından el feneri yardımıyla gösterilecektir. Özellikle kucağında bir çocuk tutan oluşum enteresan şekilde Meryem Ana’yı andırıyor. Bunun yanında fes takmış bir insan figürü ve dua eden kabileleri andıran çoklu sütunlar da gözlemlenebilir.

Mağaranın içine klimalı bir ortam hazırlanmış. Bu yüzden her mevsim sıcaklığı sabit olarak düşünülebilir. Nadir olarak 10-12 dereceye düşse de genellikle 18 derecede sabit bir sıcaklık mevcut. Mağaranın havasında bulunan kalsiyum karbonat, solunuma iyi gelen yardımcı etmenlerden biri. Elbette fazlasına maruz kalmak, her şeyde olduğu gibi, zararlı bir hal alabilir. Fakat solunum açısından mağaradan yararlanmak isteyen kişilerin 21 gün boyunca 1 saatlik periyodlarla havayı solumaları tavsiye ediliyor. Ayrıca mağara içerisinde yarasa, yılan, böcek gibi canlıların yer almamasının sebebi de onları rahatsız eden kalsiyum karbonat bileşeni.

Karaca Mağarası Giriş Ücretleri ve Ziyaret Saatleri

Görsel şölenleri ve şifayı buluşturan Karaca Mağarası, mütevazi giriş ücretlerine sahip. Yetişkinler için 10TL, öğrenci ve küçükler içinse 5TL olarak 2020 yılında fiyatlandırılmış. Müzekart geçerli mi sorusunun yanıtıysa maalesef hayır, Müzekart burada kullanılamıyor. Ayrıca mağaranın her zaman açık olmadığının da bilgisini verelim. Karaca mağarası yalnızca 15 Kasım ve 15 Nisan aralığında ziyaretçilerini ağırlıyor. Hizmet saatlerinin de 09:00-19:00 olduğunu ekleyelim.

Karaca Mağarası’na Ulaşım

Karaca Mağarası, şehir merkezine 17km mesafede yer alıyor. Şahsi aracınızla ulaşım sağlayacaksanız Gümüşhane Anayolunu kullanabilirsiniz. Yaklaşık 12.km’sinden kuzey istikametine ayrılan yolu takip etmeniz yeterli. Zaten tabelalar da yolunuzu bulmanızı kolaylaştırıyor.

Aynı zamanda Gümüşhane tarafından kalkan tur otobüslerinden de yararlanabilirsiniz. Yolların bakımlı ve rahat olmaları güvenli bir sürüşe imkan tanıyor. Mağara girişine gelmeden önce kır kahvesi, çay bahçeleri ve dinlenme tesisleri gibi çeşitli ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz alanlar da yer alıyor.

Mağara, 15 Nisan ve 15 Kasım aralığında ve 09:00-19:00 saat aralığında ziyarete açılmakta. Geriye kalan günlerde yazımızda da belirttiğimiz gibi nem oranını korumak için kapalı tutuluyor.