Hadi gelin şimdi Ürgüp’ün perili vadilerinde kısa bir tur atmaya ne dersiniz?
Aslında vadilerin oluşum hikayesi ve hikayedeki aktörlerin hepsi peribacalarıyla aynı. Yani yanardağdan fışkıran lavlar yumuşak tüf kayalara dönüşüyor, yağmurlar ve seller de bu kayaları aşındırarak şimdiki eşsiz görüntülerine kavuşturuyor. Tabii bu dönüşüm öyle hemencecik, 100 yılda, 1000 yılda olmuyor; doğanın bu hediyeyi hazırlayıp sunması neredeyse milyon yılları buluyor.
Sonra sonra tıpkı Yaşar Kemal’in O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler dizelerinde olduğu gibi, bir sürü medeniyetin yüzbinlerce insanı buraları yurt yapıyor. Kayalara evler, kiliseler oyuyor; her köşeye at izlerini bırakıp miadı dolunca da tarih sayfasından çekiliyor. Vadilerin milyon yıla yayılan hikayelerinin en bilineni bu. Ama bilmediğimiz o kadar insan hikayesiyle dolu ki esas büyüsü de bilinmeyenin yaydığı o enerjiden kaynaklanıyor.
Göreme – Ürgüp karayolu kenarındaki vadiyi hem Ürgüp hem de Göreme sahiplenmiş. Ürgüp’ün merkezine 5 km mesafede olan vadinin Göreme’ye uzaklığı da sadece 7 km. Kızıl Vadi diğer Kapadokya vadilerinden farklı olarak kırmızı tüf kayalıklardan oluşuyor. Ve bu kayalar tam da güneşin battığı vakitlerde kızıl bir renge boyanıp Kapadokya’nın masalını yazıyor. Yani bölgede bir gündoğumu izleyeyim derseniz en unutulmazını vadeden yerlerin başında bu vadi geliyor. Haritadan baktığınızda 1,5 km’lik uzunluğu gözünüze küçük ve yürünür gibi gelse de Kızıl Vadi öyle terlemeden, yorulmadan çıkabileceğiniz bir vadi değil. Engebeli coğrafyası nedeniyle vadinin üst kısımlarından girmeniz ve Çavuşin Köyü rotasına yönlenmeniz daha rahat ilerlemenizi sağlıyor. Bu yüzden de vadiye Ortahisar’dan girmenizi öneriyoruz.
Yürürken kayalıklarında bolca güvercinlik göreceğiniz vadi varacağınız hedeften çok, anlara yoğunlaşacağınız güzelliklerle dopdolu. Üzüm bağlarının eşlik ettiği patika üzerinde Direkli Kilise, Haçlı Kilise ve Üzümlü Kilise gibi tarih elçileriyle de karşılaşıyor; Üzümlü Kilise’nin fresklerine bakarken bir Romalı, Haçlı Kilise’nin yamaçlarındaki günbatımında ise romantik bir sevdalı olabiliyorsunuz. Bu anlattıklarımız vadi gezisinin duygusal tarafı, bir de aksiyon yönü var ki o da en uzunu 37 metre olan tünellerden geçerken başlıyor. Ama şunu da söyleyelim, vadiyi gezerken ille de macera yaşamak zorunda değilsiniz. Elinizde bir fener ve ayağınızda kaymayan bir ayakkabı yoksa zaten işin bu yönüne de girmeyiniz. Vadide günbatımını izlemeye gelirken oturmak için bir minder, göğün kızılına eşdeğer bir şarap ve pek tabii sevdiceğinizi de yanınızda getirmeyi de unutmayın. Ve sırf burası için taaa nerelerden kalkıp gelen turistlerden önce yer bulabilmek için, gün batımından en az iki saat önce orada olmaya özen gösterin.
6 km’lik bir yürüyüş parkuruna sahip ve ortalama 4- 4,5 saatte yürüyüp bitirebileceğiniz bu vadi Ortahisar’la Ürgüp arasında uzanıyor. Gomeda ismini girişinde bulunan tarihi kalıntılardan, Üzengi ismini ise ortasından akan küçük dereden alıyor. Buraya aynı alanda iki vadinin kesiştiği yer de deniyor. Ihlara Vadisi’ni gördüyseniz çok benzeteceğiniz bu vadiyi bazı gezginler Küçük Ihlara olarak da adlandırıyor.
Vadiye Mustafapaşa kasabasından girdiğinizde (Ürgüp’e ortalama 5 km uzaklıkta) ilk göreceğiniz Gomeda Harabeleri oluyor ki burası daha önce Türk yapımı bir korku filminde fon olarak kullanılmış. Eğer serüvenden hoşlanıyor ve mağaralara girip çıkmaktan korkmuyorsanız vadinin bu kısmının ucu nereye çıkar bilinmeyen tüneller ve karanlık mağaralarla donanmış koca bir yeraltı gizemi olduğunu da söylemeden geçmeyelim. Gomeda Vadisi’nin kara delik misali mağaralarını geçip Üzengi’ye ilerlediğinizde ise korku ve gizem yerini dere kenarında bir doğa seyrini bırakıyor. Kayalara oyulmuş apartman misali kat kat sıralanmış güvercinlikler, kükürtlü maden suyunu avuçlayarak içebileceğiniz kaynaklar ve Kaya Kemer, yeraltı şehri, Alakara ile Aziz Basil Kilisesi gibi tarihi kalıntılar vadi yürüyüşünüze renk katıyor.
Gomeda – Üzengi Vadisi’nde çok peribacası görmüyorsunuz. Ama bahar ayında giderseniz meyveleri dalından koparıp yiyebileceğiniz, kuş sesleriyle mest olabileceğiniz ve kelebeklere uyup koşabileceğiniz kadar doğa kokuyor bu vadi.
Kapadokya’da günbatımında en güzel kareler yakalayabileceğiniz yerlerden biri de Pancarlık Vadisi. Sporcuysanız ya da kampçıysanız Kapadokya’nın en seveceğiniz zeminine sahip bu vadinin Ürgüp’e uzaklığı ise 5 km. Uzaktan kayalara baktığınızda gördüğünüz renk değişimleriyle ve eski kiliseleriyle hatırlayacağınız vadiye Ortahisar’dan girebiliyorsunuz.
Vadinin içinde ustaca oyulmuş birçok güvercinliğin yanı sıra, en göze batan tarihi yapı da 11. Yüzyıldan kalma ve iyi korunmuş yeşil renkteki freskleriyle etkileyen Pancarlık Kilisesi. Ama göreceğiniz tek kilise de Pancarlık’la sınırlı değil, aynı zamanda Ala Kilise, Sarıca ve Kepez Kilisesi de tarih seven biriyseniz sizi durduracak noktalar arasında. Vadiye çok yakın konumdaki at çiftliğinde kendinizi kovboy gibi hissedebiliyor, hızlı bir keşif isterseniz ATV’yle vadiyi turlayabiliyorsunuz. Pancarlık Vadisi Üzengi Vadisi’ne çok yakın bir konumda bulunuyor.
Not:Kapadokya’da bulunan tüm vadileri ister yürüyerek isterseniz kiralayacağınız araçlarla gezebilirsiniz. Kapadokya Vadilerini yürüyerek gezebileceğiniz önerilerimizi bu yazımızda okuyabilirsiniz.
Kapadokya Ürgüp Vadileri’ne havayolu ile ulaşabilirsiniz. Nevşehir veya Kayseri üzerinden uçak ile gelebilir, sonrasında kiralayacağınız araçla rahatlıkla bölgeyi gezebilirsiniz. Kendi aracınızla gelmek istediğinizde Otobandan Nevşehir, Aksaray, Kayseri, Kırşehir, Niğde ve Konya tabelalarını takip ederek bu ana merkezlerden tabelalar yardımıyla Kapadokya yoluna rahatlıkla ulaşabilir, sonrasında Ürgüp Vadileri’ne kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Kapadokya birbirinden eşsiz konaklama seçenekleriyle herkese hitap eden çeşitliliğe sahip. İsterseniz Kapadokya’nın En iyi Otelleri yazımızı inceleyebilir, Kapadokya Otel Seçenekleri arasından bütçenize ve zevkinize uygun otelleri Neredekal.com üzerinden seçebilirsiniz.