Boğaza Açılan Kapılar: Yaşanmışlıklarıyla İstanbul İskeleleri

Boğaza Açılan Kapılar: Yaşanmışlıklarıyla İstanbul İskeleleri

Paylaş
Sevgi Özdil  
Eklenme: 08 Mart 2017
 • Son Güncellenme: 17 Mart 2023
Boğaza Açılan Kapılar: Yaşanmışlıklarıyla İstanbul İskeleleri
İstanbul'da iskeleler kimi zaman arkadaşların kimi zaman sevenlerin ilk buluşma duraklarından biri olmuştur. Yapıldıkları günden bu yana yaşanmışlıkları ve ziyaretçileri ile tarihe tanıklık eden bu iskelelerin kimisi günümüzde halen kullanılmaya devam ediyor. 8 numaralı Meymenet, 29 numaralı Nüzhet, 30 numaralı Refet, 31 numaralı Amed vapurları… İstanbul'da yük ve yolcu taşımacılığı yapan Şirket-i Hayriye'nin sadece birkaç tane vapurunun adıdır. İstanbul'un ilk iskeleleri arasında mekik dokuyan bu vapurların kullandığı tarihi iskelelerinin birçoğunun yeri değişti, birçoğu da çeşitli bakımlardan geçti. Bizler de sizler için bu yazımızda İstanbul'un boğaza açılan kapısı olan vapur iskelelerini derledik. 1 - Sarıyer İskelesi Sarıyer İskelesi

{ad:0} Sarıyer kayık iskelesine yeni ilaveler yapılarak ortaya çıkartılan bu iskele Sarıyer’in ilk iskelesi. Bu nokta halk arasında Mezar Burnu olarak söylenegelirmiş. Kötü bir anlama sahip bu isim Şirket-i Hayriye ile mesire anlamına gelen Mesar Burnu olarak değiştirilmiş. 1890’da, Şirket-i Hayriye tarafından hem yenilenmiş hem de genişletilmiştir. İlerleyen zamanlarda iskelenin üst katı kapatılarak gazino haline getirilmiş. 2003 yılında da bu tarihi iskele betonarme olarak yenilenmiştir. 2 - Beşiktaş İskelesi Beşiktaş İskelesi

1851’de Şirket-i Hayriye’nin kuruluşu ile birlikte Beşiktaş'ta Hayrettinönü denen yerde ilk vapur iskelesi inşa edilmiştir. Tarih 1884’ü gösterdiğinde ise bu iskele artık Beşiktaş için oldukça yetersiz gelmeye başlamıştı. Bunun üzerine ilk bina yıktırılarak yeni bir iskele yapıldı. Ne kadar güçlendirme çalışmaları ve rıhtım yapılsa da yıllar yılı yıpranan iskele 1913’te, eskisinin yerine yeniden inşa edilmiştir. Yeni iskele çatısında iki kubbesi bulunan, yığma, kargir bina, bugün halen kullanılmakta olan iskele binasıdır. Yapı zaman içinde birkaç kez yenilenmiştir. Günümüzde bu iskeleye Boğaz vapurları ile Üsküdar - Beşiktaş arasında çalışan vapurlar yanaşmaktadır. 3 - Sütlüce İskelesi Sütlüce İskelesi

Yapıldığı günden bugüne kadar birçok badire atlattı, kapandı, açıldı, atıl duruma düştü ve sonunda günümüzde artık kullanılır bir hale geldi. Mega kent İstanbul'un Beyoğlu ilçesine bağlı Sütlüce adını, Evliya Çelebi’nin yazdığına göre, bölgede otlayan, besili, lezzetli, bol süt veren ineklerinden almış. Sütlüce'ye inşa edilen ilk iskele diğerleri kadar eski değil. 1913 yılında yapımı tamamlanan iskele 1967’de kapatıldı. Belli bir zaman sonra yeniden inşa edilip 1989 yılında yeniden faaliyete geçti. Faaliyete geçmiş olsa da teknelerin yanaşma yerinin derinliği ancak 2 metreye kadar indiğinden dolayı bu bahtsız iskelenin, 1991 yılında yeniden faaliyeti durduruldu. Bu sırada atıl bir şekilde terk edilen iskele oldukça yıprandı. Haliç’in temizlenmesinden sonra baştan sona yenilendi ve 1998 tekrar kullanılmaya başlandı. 4 - Ortaköy İskelesi Ortaköy İskelesi

Asıl Ortaköy İskelesi artık sadece fotoğraflardan bizlere gülümsüyor. İskelenin eski fotoğrafları dikkatli incelendiğinde günümüzdeki yerinde değil de Büyük Mecidiye Cami’nin yani Ortaköy Cami'nin biraz kuzeyinde olduğu anlaşılıyor. 1909’da, 38.144 kuruş sarfıyla caminin güneyine, bugünkü iskelenin olduğu yerde yeni iskele yapılıp kullanılmaya başlanınca eski iskele de kaldırılarak tarihin tozlu sayfalarına gömülmüştür. 5 - Moda İskelesi Moda İskelesi

Yapıldığı döneminin ekonomik, kültürel ve tarihi özeliklerini yansıtan bir yapı olup semtin kültürel dokusunun vazgeçilmez bir parçası oldu Moda İskelesi. Atatürk, İsmet İnönü, İngiltere Kralı Edward, İran Şahı Rıza Pehlevi, Irak Kralı Faysal gibi önemli şahsiyetlerin ziyaret ettiği iskele çok uzun yıllar sportif ve sosyal aktivitelerle yaşayan bir mekandı. Bir süre sonra sosyal yönünü kaybeden iskele 1986 yılına gelindiğinde yolcu azlığı nedeniyle, önce vapur seferlerini kaybetti. Bir zaman sonra da bakımsızlık nedeniyle kaderine terk edildi. Böylece Moda semti, kültürel kimliğinin sembolü olan bu tarihi iskeleyi kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya geldi. Semt sakinlerinin 'İskelemizi kurtarın' çağırılarına kulak verilerek iskelenin kurtuluşu için 2000 yılında çalışmalar başladı. İskelenin sürekli olarak bakımının ve korunmasının sağlanması üzerine, vapur seferlerinin yeniden yapılmasının önünü açıldı. Tarihlerin 1 Temmuz 2001 Kabotaj Bayramı'nı göstermesi ile de yeniden hizmete giren tarihi Moda İskelesi, hem halka hizmet vermekte hem de yerli ve yabancı birçok sanat ve devlet adamını ağırlama misyonunu yeniden sahip olmanın haklı gururunu yaşamaktadır. 6 - Emirgan İskelesi Emirgan İskelesi

1851’de hizmete açılan Emirgan İskelesi birçok boğaz iskelesi gibi oldukça eski bir tarihe sahip olup 1. Abdülhamid Cami’nin önündeymiş. İlk iskele 1897’de onarım görmüş. 1900’de ise biraz güneyinde bulunan boş bir araziye yeni bir iskele binası yapılınca eski bina kaldırılmış. 1989 yılı kapatılmış ve 12 yıl kadar kapalı kalmış. 2001 yılında yeniden hizmete açılmış. 7 - Kadıköy İskelesi Kadıköy İskelesi

İstanbul'a yeni gelmiş ve çok fazla bilmeyen birine Kadıköy İskelesi'nde buluşalım dediğiniz zaman o kişinin aklına ilk şu soru gelir; 'Beşiktaş'taki Kadıköy İskelesi mi yoksa Kadıköy'deki Beşiktaş İskelesi mi?' Bizim burada kast ettiğimiz Kadıköy'deki Beşiktaş İskelesi. Kadıköy'de ilk vapur Sultan Abdülmecit döneminde Fevaid-i Osmaniye idaresi tarafından Kadıköy'e 1846 yılında çalıştırılmaya başlandı. O zamanlar köprü ile bağlanmış bir dubadan kalkarken günümüzde gayet gösterişli ve heybetli bir iskeleden kalkıyor. Bir dönemin ünlü gazetecilerinden Hikmet Feridun Es, bir gün yıllarını Şehir Hatları'na veren bir iskele görevlisinin, iskele saatinin altında randevu verenlerin sayısının günde 200'u bulduğunu söylediğini anlatmıştı. Bu emektar memurun dediğine göre, bir o kadar da boşu boşuna bekleyenler olurmuş, o meşhur iskele saatinin altında... 8 - Haydarpaşa İskelesi Haydarpaşa İskelesi İstanbul'u demiryoluyla Anadolu'ya bağlayan Haydarpaşa Garı'nın hemen önünde yer alan ve Vedat Tek'in mimarlığını yaptığı bu tarihi iskele gar ile İstanbul'un Avrupa Yakası arasında kolay ulaşımı sağlamak amacıyla inşa edilmiştir. Tarihi iskele dış cephesindeki vitray çalışmaları, çini ve taş işçiliği ile dikkat çekmektedir. İskele günümüzde de halen hizmet vermektedir.