Rota Önerileri Arzu Aksaya
Deyrulzafaran'a bir günbatımında gidecek olursanız Mezopotamya Ovası'nın güneşle cilveleşen rengarenk hallerini görebilir, Mardin'i farklı kılan tüm değerleri derinlerinizde bir yerde hissedebilirsiniz. Peki taştan bir dağ şehrinin süslü tarihinden nasibini almış bu manastırın kadim hikayesi nedir ve gezerken sizi neler bekliyor, bilmek ister misiniz?
Hem tarihi hem de dini bir öneme sahip Deyrulzafaran Manastırı dünyanın dört yanına dağılmış Süryaniler için Mekke gibi. Öyle ki tam 640 sene boyunca dünyadaki tüm Süryanilerin patriklik merkezi burası olmuş. Patriklik merkezi 1932'den sonra önce Humus'a sonra da Şam'a taşınmış. Manastır sadece ibadet değil eğitim amacıyla da kullanılmış ve bölgedeki ilk matbaa da burada kurulmuş. Manastırın 19. yüzyıl patriklerinden 4. Petrus oldukça reformcuymuş. İngiltere'den satın aldığı matbaa makinesiyle Süryanice, Osmanlıca, Arapça, Türkçe onlarca kitabın basılması da onun döneminde başlamış ve 1969 yılına kadar sürmüş. 50 yıldır emekli olan matbaa makinesinden kalan parçaların bir kısmını manastırda, bir kısmını da Kırklar Kilisesi'nde görebiliyorsunuz.
Mor Hananyo Kilisesi: Bizans Dönemi'nde, M.S. 491 – 518 yıllarında, mimar olan iki Süryani kardeş tarafından inşa edilmiş. Kubbesi haç şeklinde olduğu için Kubbeli Kilise adını alan yapının en dikkat çekici yönü dış duvarlarına nakşedilen hayvan figürleri. İç kısmında ise kutsal kitaptan uyarlanan freskler varmış ama Aziz Hananyo'nun resmedildiği biri dışında hepsi zamana yenik düşmüş. Kilisenin ana apsisindeki iki kürsüden biri 350 yıllık ve ahşaptan yapılmış. Diğeri ise fildişinden ve onun da 500 yıllık olduğu söyleniyor. Bu iki kürsü de dönemlerine denk gelen bütün patrikler tarafından kullanılmış.
Azizler Evi (Beth Kadişe): Manastırın güneydoğusunda kalan bu yapının geçmişi manastırla aynı ve 5. yüzyıla kadar uzanıyor. En son tadilat ise Patrik IV. Petrus döneminde, 1884 yılında yapılmış. Manastırın patriklerinin ve bazı azizlerin naaşları da bu kilisede bulunuyor. Toplam 7 mezarda en son 1969 yılında gömülen din adamıyla birlikte 52 mezar bulunuyor. Bu bölümü ve hatta manastırı akıllara kazıyacak en önemli özellik ise din adamlarının ayinlerde giydikleri kıyafetlerle, oturur pozisyonda yüzleri doğuya dönük gömülmeleri. Süryaniler, Hz. İsa'nın diriliş gününde doğudan geleceğine inanıyor ve karşılaşmayı umuyorlar. Kilisenin bir diğer özelliği de iç duvarlarında göreceğiniz taş işlemeleri. Yunusların çevrelediği haç motifi, çiçekli vazo figürleri ve üzüm salkımları gibi işlemeler yüzyıllara yayılan sanatsal bir hikâye gibi. Yapının duvarlarındaki yılan motiflerinden olsa gerek çok eski zamanlarda tıpla ilgili kullanıldığı da söylentiler arasında.
Meryem Ana Kilisesi: Avluya girdiğinizde kuzeydoğuda kalan yapı olup, manastırın ilk kilisesi. 1500 yaşında olduğu tahmin edilen ve artık kullanılmayıp sadece sergilenen vaftiz taşı ise bu bölümün simgesi gibi. Kilise 153 metrekarelik bir alan kaplıyor. En ilgi çeken yerleri arasında da ahşaptan yapılmış 3 kapısının üzerindeki Süryanice mısralar geliyor ki, bunların Davut Peygamber zamanında yazıldığına inanılıyor. Ayrıca eskiden kullanılan matbaanın bazı parçalarını da burada görebiliyorsunuz.
Güneş Tapınağı'nın yaşının milattan öncelere, Mardin'in ilk kurulduğu dönemlere denk geldiği tahmin ediliyor. Ve onunla manastırdaki Mor Hananyo Kilisesi'nin doğu köşesinde karşılaşıyorsunuz. Hristiyan olmadan önce güneşe tapan Süryanilerin ibadet ettiği yer olan tapınağın tavanı harç kullanmadan, taşlar birbirine yaslanarak yapılmış. İbadetler odanın tek ve küçücük penceresinden gelen ışık kaybolana kadar yapılır ve buradaki sunak taşında da güneşe kurban adarlarmış. Bu kurbanın bazen bir insan olduğuna dair görüşler de var ki, gezerken aklınıza geldiğinde biraz ürperiyorsunuz.
Manastırda eğitim devam ettiği için bireysel girişlere izin verilmiyor. Ziyarete gittiğinizde Süryani bir görevli sizi bir grup oluşana kadar bekletiyor sonra birlikte içeri alıyor. Bu bir anlamda iyi çünkü profesyonel bir rehberlik hizmeti alabiliyor ve ayrıyeten ücret de ödemiyorsunuz.
Manastırın yerel ürünler satan butik bir kafesi var. Dilerseniz kahve, zafaran çayı, kiliçe, çörek, hurmalı kurabiye gibi meşhur Süryani lezzetlerini tadabilir ya da hediyelik eşya alışverişi yapabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Mistik Atmosferleriyle Büyüleyen Mardin Manastırları
İzmir'in güzel havası ve güzel restoranları ramazan ayında da yüzleri güldürmeye devam ediyor. Sadece iftar...
Antalya'daki antik şehirler arasında belki de en az bilineni ancak doğanın tarihle en fazla bütünleştiği...
Tarihi ve estetik değerleriyle masalsı bir şehir deneyimi sunan Mardin, ziyaretçilerini görsel bir şölenle karşılıyor....
İzmir Milli Kütüphane'nin kuruluşu ve günümüzdeki binasına kavuşma hikayesini buradan okuduysanız, bu hikayede önemli...
Dini anlayışlara göre muhafazakar olarak adlandırılan aileler, kendi inanç ve özgürlükleri için islami otel veya...
Antalya'nın doğa içinde huzur veren, masmavi denizi ve begonvilli sokaklarıyla büyüleyen beldesi Kaş, bahar ve...
Baharın gelişinin kutlandığı, dileklerin tutulduğu ve eğlenceli anların yaşandığı Hıdırellez, pek çok kişi tarafından dünyanın...
Yaza bir adım daha yaklaştığımız Mayıs ayında hem farklı bir şehri keşfetmek, hem de o...
Karadeniz'in incisi olarak anılan Samsun, tarihi değeri ve doğal güzellikleri ile bölgenin görülesi şehirleri arasında...
İzmir'in ilk anıtsal yapısı olarak kabul edilen ve Molla Yakup ya da Yakub Bey isimleriyle...
Yaylalar doğal güzellikleri ile turistlerin son yıllarda odak noktası konumunda ve biyoçeşitliliği yanında bol su...
Evlilik tarihiniz gelip çattıysa ve henüz balayı tatili için seçiminizi yapmadıysanız; yazıyla kışıyla ayrı güzel...
Yeşim ozdemir - 15 Mayıs 2021, Cumartesi 17:49
Taş basamakli kafelerden çıkip ta deniz görme hayali sanırım bu şehre özgü. Tahıl ambarı konyavovasindan coook daha farklı ve çok güzel yorumlamissiniz
Ezgi Balaban - 20 Mayıs 2021, Perşembe 20:41
Yıllar önce gezmiş ve cok etkilenmiştim. Geçtiğimiz hafta Ahmet Ümit'in Kavim adlı kitabını okurken Mardin, Deyrul Zafaran manastır, Mor Gabriel hep gözümün önündeydi. Bugun de sayenizde hem anılarımı tazeledi hem de bilmediklerimi ogrendim. Elinize sağlık.