Mesir Macunu Festivali’nde her yıl dualar okunarak macunlar hazırlanır ve geleneksel giysiler giyen kadınlar tarafından halka dağıtılır. Yaklaşık üç ton hazırlanan mesir macunu, tıpkı 400 yıl önceki gibi cami meydanından halka saçılır. Meydandaki kalabalıksa usulünce macunları yere düşmeden havada yakalamaya çalışır. Geleneksel macun hazırlama ve dağıtma geleneklerinin yanında festival yürüyüşü, yemek yarışması, halk konserleri, tiyatro, halk oyunları gibi etkinlikler de düzenleniyor. Eğer siz de 400 yıllık süren bu geleneğin bir parçası olmak isterseniz, festivale tok olarak gitmenizi tavsiye ederiz. 2022 yılında Mesir Macunu Festivali global çapta yaşanan pandemi nedeniyle gerçekleşmeyecek fakat gelecek yıllarda olacak festivalleri kaçırmamanızı tavsiye ederiz. İlkbahar'da Manisa'da nerelere gidilir diye soruyorsanız, Keşif Rehberi'nden Bir İlkbahar Rostası: Kula adlı yazıyı okuyabilirsiniz.
Adana’da Nisan’ın ilk veya ikinci haftasında kutlanan festival, birbirinden renkli karelere sahip. 2013 yılında kutlanmaya başlayan Portakal Çiçeği Festivali’nin fikir öncüsü Adanalı iş adamı Ali Haydar Bozkurt, aynı zamanda ülkemizin ilk karnavalının da öncüsü. Şenliğin sloganı "Nisan’da Adana’da" olarak biliniyor. Adana'ya gitmişken meşhur yemeklerinden tatmayı unutmayın deriz. Adana neleri ile meşhur olduğunu öğrenmek için Adana Gastronomi Rehberi yazımıza göz atabilirsiniz.
Festival boyunca portakal kokan sokaklarda çeşitli etkinliklere katılabilirsiniz. Bunlar arasında sokak gösterileri, dans gösterileri, üniversite müzik gruplarının konserleri, spor müsabakaları ve bando gösterileri gibi eğlenceler yer almakta. Kortej geçişi ve renkli karnaval görüntüleri alışık olduğumuz festivallerin biraz daha dışında olduklarından, kendinizi yurt dışında gibi hissedebilirsiniz. Tüm bu festival etkinlikleri gerçekleştirilirken, Adana’ya özgü bir lezzete sahip portakallar da katılımcılara dağıtılıyor. Verilere göre festivale 100 bini Adana dışından olmak üzere yaklaşık 1,5 milyon kişi katılıyor.
Alaçatı’da düzenlenen geleneksel ot festivalleri, zamanla ünlenerek dışarıdan gelenlerin de merakını uyandırmayı başardı. Yörede yetişen şifalı otların yanı sıra, bu otların yemeklere eklenme usulleri de ustalık istiyor. Çeşme Belediyesi’nin her yıl düzenlediği ot festivali, pandemi süresince diğer festivaller gibi sekteye uğrasa da, bu yıl düzenlenmesi düşünenler arasında. OT festivali için bu yıl İzmir'e gelmeyi düşünenlerdenseniz İzmir'in En güzel İlkbahar Rotalarını derlediğimiz yazımıza bakabilirsiniz.
Alaçatı’nın dar sokaklarında kurulan tezgahlar sıcak ve samimi bir festival ortamı hazırlıyor. Pek çok çiftçi ve emekçi, hasat ettiği ot türlerini tezgahlarda satışa sunarken, hünerli kişiler de bu otlardan yaptıkları yemekleri katılımcılarla buluşturuyor. El yapımı reçellerin ve yemeklerin tadı, gerçekten çok kaliteli oluyor. Festivalle asıl eğlencesini katan şeylerse düzenlenen etkinlikler. Her yıl çeşitli sanatçıların katılımıyla gerçekleşen müzik konserleri ve ot toplama yarışmaları düzenleniyor. Alaçatı Açıkhava Tiyatrosu’nun ev sahipliği yaptığı bu etkinlikler, en iyilere verilen çeşitli ödüllerle son buluyor. Eğer bir Alaçatı gezisi planlıyorsanız bunu ot festivallerine denk getirerek bahar aylarında gezinize gerçek anlamda renk katabilirsiniz. Alaçatı Ot Festivali yazımızı okuyarak, hemen festival planlarınızı yapabilirsiniz.
Lalelerin tarihimizde ne kadar önemli bir sembol taşıdığı herkes tarafından bilinir. İstanbul’da düzenlenen geleneksel lale festivalinde, çeşitli semtlerde renkli ve şirin çiçek sergileri hazırlanıyor. Lalelerin ağırlıklı olduğu festivallerde farklı çiçek türlerini de yakından görebilirsiniz. Emirgan Korusu, Göztepe 60. Yıl Parkı ve Sultanahmet Meydanı’nda gerçekleştirilen festival, İstanbul’da bulunanlar için baharı karşılamak adına en iyi seçeneklerden. Lale dikme etkinliği sayesinde tüm şehir lalelerle kaplanıyor; hatta öyle ki 2018 yılında yaklaşık 20 milyon lale dikilmiş. Festival kapsamında çeşitli spor etkinlikleri, müzik konserleri ve lale satışı da yer alıyor. Aynı zamanda öncü özellikleri arasında olan halı dikimini de atlamamak gerek. 2015 yılında Sultanahmet Meydanı’nda 545 bin lale kullanılarak yapılan halı, dünyada da bir ilk olma özelliği taşıyor. Eğer siz de şehrin içinde, mis çiçek kokularıyla ve rengârenk sokaklarda bahara hoş geldin demek isterseniz, 9 Nisan’da İstanbul’da düzenlenmesi planlanan Lale Festivali’ne katılabilirsiniz.
Fethiye’nin ovalarıyla göz kamaştıran yöresi Yeşil Üzümlü, her yıl kendine has mantar festivalleri düzenliyor. Masmavi deniz manzaralarından yeşil ovalara seyahat etmek bile başlı başında bir bahar festivali sayılabilecekken, çeşitli etkinliklerin düzenlendiği yörede eğlenceli vakitler geçirmek neredeyse kaçınılmaz oluyor. Festival boyunca çeşitli mantar uzmanlarıyla söyleşiler ve oturumlar gerçekleştiriliyor. Bunun en önemli amacı toplumsal olarak zehirli – zehirsiz mantar bilincini geliştirmek.
Doğal tarımın yaygınlaştırılması, mantarların doğru şekilde toplanmasının inceliklerinin öğretilmesi, dastar gibi yöresel el sanatlarının devam ettirilmesi ve yöresel türkülerimizin hatırlanması gibi amaçlara sahip etkinlik bu değerleri pekiştirirken, bölgedeki kültürel ve sosyal kaynaşmayı da arttırıyor. Birbirinden leziz yöresel yemekleri tadabilir ve ovalardaki mantar toplama gezilerine katılabilirsiniz. Yeşil Üzümlü Kuzugöbeği Mantar Festivali, her yıl Nisan’ın ilk haftasında gerçekleştiriliyor. 3 – 5 Nisan aralığını şenlendiren festivalde sürdürülebilir tarım ve mantarlar hakkında çeşitli, ilginç bilgiler edinebilirsiniz.
Bahar’ın gelişini haber veren Hıdrellez, Edirne de büyük bir coşkuyla karşılanıyor. Hızır ve İlyas peygamberlerinin bir gül ağacının altında buluştuklarını temel alan inanç, Romanlar tarafından da her yıl heyecanla bekleniyor. Kakava festivali Edirne’de 5 – 6 Mayıs tarihlerinde, iki ana mekanda gerçekleştiriliyor. Konser, yarışmalar ve dans gösterileri Saraçlar Caddesinde, diğer dini etkinliklerse Kırkpınar Güreşleri’nin de düzenlendiği Sarayiçi’nde meydana geliyor. Şenlikler her iki gün de baharı karşılamaya yönelik iki özel ritüelle başlıyor. Festivalin ilk gününde bereketlerin artması ve güzelliklerin paylaşılması inancını simgeleyen Kakava Ateş’i yakılıyor, pilav ikramı yapılıyor ve geleneksel danslar sergileniyor. Daha çok anmaya ve doğanın uyanışını selamlamaya yönelik bahar ritüelleri ise festivalin ikinci gününde gerçekleştiriliyor. Etkinliklere Türkiye’de bulunan tüm Romanlar yanı sıra dernek temsilcileri, pek çok fotoğraf sanatçısı ve 10 bini aşkın izleyici katılım gösteriyor. Aynı zamanda turistik olarak da çoğu kişinin dikkatini çektiğini ve basın aracılığıyla yakından takip edildiğini de ekleyelim.