Sonbaharı İliklerinize Kadar Hissedeceğiniz Şehirler ve Ünlü Parkları

Sonbahar kimimiz için hüzün demek olsa da aslında içimize döndüğümüz, dinginleştiğimiz, doğanın ve renklerin sihrini keşfettiğimiz mevsimlerden biri olarak oldukça özel bir yere sahip. Belki çocukluğumuzdan beri bize öğretilenler, belki de uğruna yazılmış onlarca şiir bizde hüzün duygusunun ağır basmasına neden olsa da, birden fazla duyguyu ve heyecanı yaşatan bu mevsimi sevmek için düşündüğünüzden çok daha fazla sebebimiz var. Onlardan biri de hiç şüphesiz parklar. Parklar her mevsim güzeldir ama sonbaharda bir başka güzeldir. Şehirlerin en ünlü parklarını keşfetmek için ise emin olun ki en doğru zaman işte bu zamandır.

Vondelpark / Amsterdam

Amsterdam’ın ünlü parkı Vondelpark’ın yılda ortalama 10 milyon ziyaretçi ağırladığı biliniyor. Bu ziyaretlerin kaçı sonbaharda gerçekleşiyor bilinmez ama “Bu kadar insanın elbet bir bildiği vardır.” diyerek başlanan park seyahati, Amsterdam’da kaldığınız süre boyunca ayaklarınızın kendiliğinden hatta defalarca parka gitmesine neden oluyor. Şehirde bir durup soluklanmak ve yazın ardından özlediğiniz sonbahar serinliğini tüm benliğinizde hissetmek isterseniz yeni adresiniz belli…

National Garden / Atina

Ünlü parklarının şehrin tam göbeğinde, herkesin kolaylıkla ulaşabileceği bir yerde olduğu yapılanmayı tahmin ediyoruz ki herkes sever. Yunanistan’ın başkenti Atina’da da biraz nefes almak, dinlenmek ve günlük hayatın koşuşturmasından uzaklaşarak doğayla buluşmak isteyenlerin koşarak gideceği ünlü parkın ismi National Garden. Park oldukça geniş bir alanı kaplıyor ve özellikle sonbaharda kış gelmeden son bir kez çimlere uzanayım diyenleri büyük bir sevgiyle kucaklıyor. Üstelik parkın içerisinde bir de hayvanat bahçesi bulunuyor. Eğer seyahatiniz sırasında şehirde neler yapabileceğinizi de merak ediyorsanız Atina Tatilinde Mutlaka Yapılması Gereken 9 Şey yazımıza göz atmayı unutmayın.

Gülhane Parkı / İstanbul 

İstanbul Avrupa Yakası’nda yer alan tarihi park, Osmanlı döneminde saray bahçesi olarak kullanılırken 1912 yılında halkın ziyaretine açıldı ve park olarak kullanılmaya başlandı. Şiirlere, hikayelere, romanlarda en saf duygularla birbirine bağlı sevgililerin buluşmalarına kadar pek çok yere konu olan parkın bir diğer önemi ise Tanzimat Fermanı’nın burada okunmuş olması. İstanbul’un güzide parklarından biri olan Gülhane’yi bir de sonbaharda görmek vardır ki, işte o zaman yaprakların hışırtısının bir anda şehrin tüm gürültüsünü nasıl örttüğüne tanık olabilirsiniz.

Central Park / New York City

Park, bahçe ve yeşili seven, bir şehre gittiğinde mutlaka en ünlü parkında vakit geçirmek isteyenler çok iyi bilirler, Central Park New York da o en çok merak edilen yerlerin başında gelir. Yukarıdan bakıldığında şehrin kalbinde taptaze bir nefes alanı olan bu park, pazar pikniklerine, arkadaş buluşmalarına, kitabı ile baş başa kalmak isteyenlere, gösterilere, pikniklere ve daha nice aktiviteye ev sahipliği yapıyor. Hazan mevsiminde ise tüm bu aktiviteler renk geçişlerinin muhteşem uyumu ile katlanarak devam ediyor.

Tiergarten Park / Berlin

Sonbaharın sanki evrensel bir dili varmışçasına dünyanın çeşitli yerlerinde aynı şekilde karşılanması, aynı duyguları uyandırması ve aynı renk geçişlerinin yaşanması insana bulunduğu şehre kendini daha yakın hissettiriyor. Berlin’deki Tiergarten Park da yıl boyunca hem turistlerin hem de şehirde yaşayanların akınına uğruyor. İçerisinde hayvanat bahçesi, akvaryum, nehir ve oyun parkları bulunan Tiergarten, yazımızın başlığından da bahsettiğimiz üzere sonbaharı iliklerinize kadar hissedeceğiniz yerler arasında.

Hyde Park / Londra

Eğer sonbaharda Londra gibi bir şehre gidecek olursanız size tavsiyemiz seyahat öncesi şehrin en büyük ve ünlü parkını araştırmanız olacaktır. Çünkü gezilecek onca durak, görülecek onca yerden sonra emin olun ki biraz durup soluklanmaya ihtiyacınız olduğunda, bu değerli zamanınızı size en huzur verecek yerde geçirmek isteyebilirsiniz. İçerisinde yürüyüş ve bisiklet yolları, gösteriler, botla gezinti, restoranlar ve piknik alanı bulunan park, tüm sahip olduklarıyla sizi büyülemeye yetecek bir güzelliğe sahip.

Buen Retiro Park / Madrid

Madrid’in en ünlü parklarından biri olan Buen Retiro’nun planlamasının 17. yy’a kadar uzandığı biliniyor. 19. yy’a kadar İspanyol monarşisine ait iken bu tarihten itibaren halka açılmış. İçerisinde tarihinin oldukça köklü olmasının da etkisiyle ünlü heykeller ve sanat galerileri bulunuyor. Parkta özellikle sonbaharda yapılınca bir başka güzel olacak aktivite ise, tam ortasında yer alan gölde sandal turuna çıkmak.

Stryisky Park / Lviv

Ukrayna’nın ikinci büyük kenti olma özelliğini taşıyan Lviv’de yer alan Stryisky Park şehrin tarihi binalarının arasında kendine güzel bir yer bulmuş. Oldukça büyük olması nedeniyle parkı gezmeyi bitirmeseniz dahi özellikle şehirde bulunduğunuz süre boyunca yarım gün de olsa zaman ayırarak piknik yapmak, uzun yürüyüşlere çıkmak ve kuğuları izlemek için tercih edebilirsiniz. Kısacası burası sonbaharın uğrayıp da güzelleştirmeyi başardığı parklardan biri olarak hafızalarınızda yer etmeye çoktan hazır. 

Bois de Boulogne / Paris 

Paris’in ikinci büyük parkı olma niteliğini taşıyan bu yeşil alan, gözünüzde canlandırmaya yeter mi bilinmez ama Central Park’ın iki buçuk katı, Londra Hyde Park’ın yaklaşık altı katı bir büyüklüğe sahip. Öyle ki şehirde yaşayanlar ve turistler zamanının büyük bir kısmını burada geçirmeyi tercih edebiliyor. Park ata binmek, yürüyüş yapmak ve piknik alanında vakit geçirmek, sanat müzesi gezmek, hayvanat bahçesi ziyaret etmek ve daha saymakla bitiremeyeceğimiz nice aktivitesi ile ünlü. Peki burası sonbaharda nasıl mı görünüyor? Onun için söyleyebileceğimiz tek şey parkın tüm güzelliğini bu mevsimde sergilediği yönünde.