Ormanlar, pandeminin ortaya çıkması ile birlikte dış mekan aktivitelerinden hoşlananlar için ideal kaçış noktalarına dönüşmüş haldeler. Bu durumun etkisiyle özellikle büyük kentlerin merkezlerine yakın konumdaki seçenekler, epey ilgi görüyor. Haliyle birçok gezgin, kentin boğucu atmosferinden ve insan kalabalığından uzaklaşabilecekleri alternatif yeşil alanları bulmaya odaklanıyor. Eğer siz de benzer bir durumdaysanız, Karabük’te yer alan Yenice Ormanları’nı ziyaret edebilirsiniz. Bitki örtüsü ve canlı çeşitliliği bakımından zengin profile sahip ormanda, toplam uzunlukları 210 kilometreyi bulan 21 farklı yürüyüş parkuru sizleri bekliyor. Yenice Ormanları, aynı zamanda dağ bisikletiyle ilgilenenlere de keyifli fırsatlar sunuyor. İşin daha da güzel yanı ormanın derinliklerinde halen daha keşfedilmemiş güzellikler bulunuyor.
Türkiye’de çok az kumul bulunuyor. Ancak varolan seçenekler, baştan çıkarıcı güzellikleri sayesinde kolayca konuklarının hayranlığını kazanıyor. Bu konudan bahsedildiğinde, birçok gezginin aklına Patara geliyor. Ancak rotalarını Konya’ya çeviren seyyah ruhlu bireyler, ülkemizdeki tek çöl olma özelliği taşıyan Karapınar Kumulları’nı görme imkanı elde ediyor.
4 bin hektarlık alanı kaplayan Karapınar Kumulları, Akdeniz’deki türdeşinin gölgesinde kalıyor. Bu durumu fırsata çevirip zamanlamayı iyi ayarlarsanız, enfes bir çöl gezisi deneyimi yaşayabilirsiniz. Hatta bu geziniz esnasında gezilecek yerler listenize Hotamış ve Ereğli sazlıklarını eklerseniz, kumulların kökenini oluşturan tarih öncesi gölün izlerini sürme olanağını kavuşabilirsiniz.
Antalya tatiliniz esnasında farklı bir deneyim yaşamak isterseniz, birkaç saatinizi Güver Uçurumu Kanyonu’na ayırabilirsiniz. Kanyon aslında merkezi sayılabilecek bir noktada, Döşemealtı’ndaki Düzler Çamı Milli Parkı içerisinde yer alıyor. Fakat bu duruma rağmen birçok doğa tutkunu tarafından es geçiliyor.
Konuklarına oldukça sessiz atmosfer sunan kanyonun üst kısımlarından görülebilen manzara, kelimenin tam anlamıyla eşine az rastlanır türden. Eğer kanyona yakın mesafede piknik yapan günübirlikçilerden rahatsız olmazsanız, burada kamp kurabilirsiniz. Böylece gezmek için en ideal zaman olan yaz aylarında, bünyesinde barındırdığı güzellikleri detaylıca tanıma imkanını yakalayabilirsiniz.
Elazığ’da yer alan Kara Leylek Kanyonu, ülkemizin yakın zamanda keşfedilmiş doğal güzelliklerinden bir tanesi. Kanyon, adını sınırları içerisinde yaşayan ve sayılarının 20 ila 30 bin arasında olduğu tahmin edilen kuş türünden alıyor. Diğer birçok türdeşinden farklı olarak bu doğa harikası yere ulaşım, Kumlutarla köyünden kalkan tekneler aracılığıyla yapılıyor.
Kara Leylek Kanyonu, tıpkı komşusu Saklıkapı gibi bakirliğini koruyor. Lakin bölgedeki turizm faaliyetlerinin merkezine yerleştirilmek istenmesinden dolayı her iki kanyonu da en yalın haliyle görmek adına biraz acele etmenizde fayda var. Kanyonu çevreleyen kaya duvarların suya yansımaları ve etrafta uçuşan leyleklerin oluşturduğu görüntüler, gerçekten de paha biçilemez güzellikte.
Karadeniz, doğa tutkunlarını yaylaları vasıtasıyla kendisine çekmekte hiç zorluk yaşamıyor. Hatta son yıllarda yayla turizmine ilgi o kadar artmış durumda ki sakinlikten ve keşfetmekten hoşlanan birçok gezgin, rotalarını bölgenin farklı yerlerine çevirmek zorunda kalıyor. Gümüşhane kent merkezine 90 kilometre uzaklıktaki Santa Vadisi, işte tam da bu durumda kalanlar için ideal bir seçenek olarak ön plan çıkıyor.
Dumanlı köyü sınırları içerisindeki vadi, 2 bin metrelik rakıma sahip ve çevresi sarp dağlarla çevrili. Konumu gereği Santa Vadisi’ne ulaşım için ortalama üstü zorluğa sahip bir yolculuğu göze almak gerekiyor. Ama bu zorluğa katlananların ödülü bayağı büyük oluyor. Rum yerleşimcilerden günümüze miras kalan harap durumdaki yapılar ve yemyeşil bitki örtüsü, sisli hava ile birlikte hayranlık uyandırıcı görüntülerin ortaya çıkmasını sağlıyor.
Anadolu’nun arka planda kalmış doğal güzellikleri listemizin son sırasında Erzurum İspir’deki Yedigöller bulunuyor. Bölge, Bolu’daki aynı adlı türdeşinin popülarite açısından epey gerisinde kalıyor. Ama Erzurum İspir Yedigöller’in, güzellik açısından aslında bir tık önde olduğunu söyleyebilirim. Üstelik Mescit ve Verçenik dağları arasındaki geniş platoya yayılmış göllere ulaşımın zorlu olması, çok az kişinin bölgeye gitmesine sebep oluyor.
Moren set göllerinin oluşturduğu dillere destan güzellikteki manzarayı görmek için Ovit Tüneli’nden sonra 4-5 kilometre ilerleyip Mor Yayla yoluna sapmanız gerekiyor. Eğer yolculuğu arazi aracı ile gerçekleştirirseniz, 11 göle görece daha kolay bir şekilde ulaşabilirsiniz.