Osmanlı döneminde savaşlar sırasında da kullanılan İshak Paşa Sarayı, bir dönem Ruslar tarafından işgal ediliyor ve maalesef bu işgal sırasında som altından yapılan saray kapısı işgalle birlikte Moskova’ya götürülüyor. Günümüzde bu kapı Moskova’da bulunan bir müzede sergilenmekte.
Sarayın günümüzdeki durumu ise oldukça iyi. Yapıldığı zamandan sonra yok olan bir sürü bölümü olmasına rağmen saray yapısı hala ayakta durmaktadır. 2011 yılında yapılan restorasyon faaliyetleri sonrası özellikle yeni form çatısı ile yüklenici firma bir hayli eleştirilmiş. Projeyi gerçekleştiren firma eserlerin aşırı soğuk ve güneşten etkilenmemesi, deforme olmaması adına pimapen malzemeli cam tavan kullandıklarını söylemiş olsa da sarayın yapısında görsel kirliliğe yol açmıştır.
Sarayın içerisinde ibadete açılması düşünülen bir cami de bulunmaktadır.
İshak Paşa Sarayı, öyle bir mimariye sahip ki hakkında sayfalarca yazmak bile yetersiz kalabilir. Yapı kompleksinin özgün nitelikler kazanmasında, büyük oranda yapımını üstlenen ustaların tasarım tercihleri etkili olmuş. Çünkü yapının planlamasında, sadece dönemin Osmanlı saray üslubuna sadık kalınmamış. Aynı zamanda bölgenin mimari bakımdan adeta ruhuna işlemiş Selçuklu kültürüne özgü detaylara da yer verilmiş. Merkezi yönetime karşı bir güç gösterisi niteliği taşıyan sarayın kuzey cephesine giderseniz, yüzyıllar öncesindeki anlayışın bir yansıması olan kanatlı ejder, aslan ve insan figürlerini alt alta dizilmiş olarak görebilirsiniz. Buna benzer detaylar başta taç kapısı olmak üzere sarayın dört bir yanına dağılmış durumda. Mimari açıdan en ilginç unsur olaraksa yapının çatısındaki kuş evleri öne çıkıyor. Her ne kadar bakımsızlık nedeniyle günümüzde ideal yapılarından uzaklaşmış olsalar da bu yapılar, geçmişte göç ederken bölgeden geçen yüzlerce kuşa korunaklı ortamda barınma imkânı sunmuş.
Saray hakkında dile getirilen en yaygın hikâyeye göre paşanın kızı, Ağrı Dağı eteklerinde sürüsünü otlatan bir çobana âşık olmuş. Zaman içerisinde kızının gün boyunca bulunduğu yerden çobanı izlediği haberi paşanın kulağına gitmiş. Duyduklarına epey sinirlenen paşa, dağı görmenin imkânsız olduğu bir yere saray yapılmasını istemiş. Emir demiri keser düsturuyla hareket eden ustalar, bölgeyi karış karış araştırmış. Sonra da buldukları en uygun noktaya sarayı inşa etmiş.
Ağrı'nın abdigör köftesi meşhur. Doğubeyazıt ufak bir yer olduğu için birkaç yerde bu köfteyi tadabilirsiniz.
İshak Paşa Sarayı, Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde bulunmaktadır. Ağrı’dan 100 km uzaklıkta bulunan ilçeye havalimanından kalkan otobüslerle gidebileceğiniz gibi, Iğdır havalimanını kullanarak daha kısa sürede Doğubeyazıt’a ulaşabilirsiniz. İshak Paşa Sarayı, Doğubayazıt’a yalnızca 7 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Kendi aracınızla seyahat etmeyi planlıyorsanız, Doğubayazıt Kalesi yönünde ilerleyerek aşağı yukarı 15 dakikada saraya ulaşabilirsiniz. Alternatif olarak ilçe merkezinden kalkan dolmuşlara binmeyi de tercih edebilirsiniz. Iğdır - Doğubeyazıt arası 50 km olduğu için uçakla bu tarafa gelecekseniz, Iğdır ilinden ulaşmanızı tavsiye ederiz. Doğubeyazıt ilçesi oldukça küçük bir yerleşim. Yaklaşık 45 dakika sürecek hafif eğimli yolu kullanarak isterseniz yürüyerek, isterseniz bir taksi ile 10 dakikalık mesafedeki İshak Paşa Sarayı’na ulaşabilirsiniz.
Unutmadan! Bir de şanslıysanız ve hava güzelse Ağrı Dağı size yüzünü gösterebilir.
Fotoğraflar kendi objektifimden olup, daha fazlasını görmek için gezip gördüğüm yerlerin paylaşımını yaptığım @gezmeninsonuyokk adlı instagram hesabıma bakabilirsiniz... Keyifli okumalar!
Bu paha biçilmez tarihi güzelliği görmek için bölgeye yakın uygun Ağrı Otelleri için;