Urla'yı Bu Kadar Çekici Kılan Nedir Diyenlere 10 Keşif Noktası

Urla'yı Bu Kadar Çekici Kılan Nedir Diyenlere 10 Keşif Noktası

Paylaş
Diley Kuru  
Eklenme: 03 Ağustos 2018
 • Son Güncellenme: 17 Mart 2023
Urla'yı Bu Kadar Çekici Kılan Nedir Diyenlere 10 Keşif Noktası
Fotoğraf: Mehmet Enver
Sadece İzmir’in değil, tüm Ege’nin en şirin ve en nostaljik sahil kasabalarından biri Urla. Huzur dolu atmosferi, mis gibi doğası, tertemiz denizi ve sevimliliğine doyamayacağınız sokakları ile Urla, nasıl olur da bunca zamandır Çeşme ve Alaçatı’nın gölgesinde yaşıyordu diye sorgulatıyor insanı. Halbuki can sıkıcı bir kalabalığı da yok, üstüne alabildiğine yeşil bir doğası, şezlong kapma yarışına girmeyeceğiniz plajları ve yemekleriyle kalplerimizi çalan bir mutfağı var Urla’nın. İzmir’den yalnızca 45 dakikalık bir yolculukla ulaşabileceğiniz bu güzide kasaba, son zamanlarda Urla Bağ Yolu projesi ile de gözler önünde tabi. Hem Urla Bağ Yolu hem de diğer noktalarıyla Urla’yı en kısa zamanda keşfetmek için fırsat yaratmaya bakın deriz. 1 – Sanat Sokak sanat sokak

{ad:0} Çok uzun yıllar önce sanatçıların mesken tutması ile günümüzdeki halini alan Sanat Sokak, Urla’nın en gözde adreslerinden biri. Aslında ismi Zafer Caddesi. Ancak geçmişten günümüze sanatla ilgili kişilerin buluşma noktası olarak kullanılmasından dolayı bu isimle anılmaya başlamış ve öyle de kalmış. Sanat Sokak’a adım attığınız anda buradan pek çıkmak istemeyeceksiniz. Zira yan yana dizili butik tasarım mağazalar, konsept mekanlar, çeşitli antika tezgahlar derken insanın nereye ayak basmasa orada aklı kalıyor. Buradan evinize farklı havalar katabileceğiniz çok sayıda hediyelik eşya satın alabilirsiniz. 2 – Karantina Adası karantina adasi

Sahip olduğu geçmiş itibariyle oldukça farklı bir atmosferi var Karantina Adası’nın. Şöyle ki; Karantina Adası, Osmanlı döneminde karantina bölgesi olarak kullanılıyormuş. Yani bulaşıcı hastalıkların engellenmesi amacıyla kurulmuş. Fransızlar tarafından kurulan ada, 1960 yılına geldiğimizde kemik ve mafsal hastalıkların tedavi merkezi olmuş. 1986’dan beri ise Urla Devlet Hastanesi olarak kullanılıyor. Anlayacağınız, adayı şu an turistik olarak ziyaret edemiyorsunuz ancak dışarıdan görebilirsiniz. Adanın sağ tarafında ise bir plaj var. Oradan denize girebilir ve adanın manzarasına bir de denizden bakabilirsiniz. 3 – Klazomanai Antik Kenti klazomanai antik kenti

Urla İskele Caddesi’nin arka kısmından itibaren başlayan Klazomanai Antik Kenti, İyon kentlerinden biri. Günümüzde oldukça dağınık bir alana sahip aslında ama yine de içerisinde görülmeye değer olan ve döneme dair sizi bilgi sahibi edecek çok sayıda eser mevcut. Şu an kentin bazı kalıntıları Karantina Adası’nda yer alıyor. Kentin en ilgi çekici eserlerinden biri ise kendi dönemine ait bir zeytinyağı üretim tesisi. Klazomanai Antik Kenti’nde henüz kazı çalışmaları bitirilmiş değil. Çalışmalar devam ettiğinden dolayı da giriş ücretsiz. 4 – Necati Cumalı’nın Anı ve Kültür Evi neacati cumali anı ve kültür evi

Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Necati Cumalı’nın doğduğu ve sonrasında eşi ile yaşamaya devam ettiği bu ev, günümüzde müze olarak ziyaretçilere açık durumda. Urla Belediyesi tarafından aslına uygun restore edilen Necati Cumalı Anı ve Kültür Evi’nin zemin katındaki bir oda, ilçe kütüphanesi olarak hizmet veriyor. Müze evde kütüphane ile birlikte Necati Cumalı’nın kişisel eşyaları, fotoğrafları, eserleri, yazıları ve satranç takımı gibi şahsına ait eşyalar sergileniyor. Urla’nın sanatla ne kadar iç içe bir kasaba olduğunu gözler önüne seren Necati Cumalı’nın Anı ve Kültür Evi, Urla seyahatinizde mutlaka ziyaret etmenizi önerdiğimiz yerlerden biri. 5 – Gülbahçe Ilıcası gülbahçe ılıcası

Urla’da görebileceğiniz en ilgi çekici yerlerden biri olan Gülbahçe Ilıcası, aynı ismi taşıyan Gülbahçe Köyü’nün güneyinde, Tatar Deresi’nin denize ulaştığı noktada yer alıyor. Ilıcanın ne zaman yapıldığına dair kesin bir bilgi yok. Denizin neredeyse içine yapılmış olan Gülbahçe Ilıcası, taş yapı olma özelliği taşıyor. Roma hamamı olarak nitelendiriliyor fakat Roma döneminde yapıldığına dair kesin bir kanıt da bulunmuyor. Kaplıcanın etrafında herhangi bir yapılaşma yok. Bu özelliği ile de ülkemizde çevresinde yapı olmayan sayılı kaplıcalardan biri oluyor Gülbahçe Ilıcası. Suyu ise tam bir şifa kaynağı. Çevresindeki 5000 yıllık höyük ve Helenistik döneme ait olduğu düşünülen kalıntılar, kaplıcanın çok eski zamandan beri kullanıldığını gösteriyor. 6 – Yassıca Adası yassıca adası

Urla’da denize girilebilecek noktalardan biri olan Yassıca Adası, tertemiz kumsalları ile İzmirlilerin gözde tatil bölgelerinden biri. Eskiden Alman Adası olarak anılıyormuş. Urla Yarımadası’nın kuzeyinde konumlanan Yassıca Adası’na ulaşım da oldukça kolay. Karşıyaka ya da İzdeniz’den hareket eden vapur seferleri ile Yassıca Adası’na rahatlıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Bölgede çok sayıda restoran da hizmet veriyor. 7 – Malgaca İçmeleri malgaca içmeleri

Urla’nın merkezine yaklaşık 10 km mesafede bulunan Malgaca İçmeleri, Urla’nın en görülmeye değer doğal güzelliklerinden biri. Su sıcaklığının yaklaşık olarak 22 derece civarında olduğu Malgaca İçmeleri, mide, bağırsak, karaciğer ve safra yolları gibi rahatsızlıkların şifa kaynağı aynı zamanda. Elbette ki Malgaca İçmeleri’ni sadece şifa bulmak için değil, günübirlik olarak ziyaret edebilir ve bu büyüleyici yerde birkaç saatinizi geçirebilirsiniz. 8 – Demircili Plajı demircili plajı

Urla’da denize girebileceğiniz plajlardan biri olan Demircili Plajı, Urla’nın merkezine 24 km mesafede bulunuyor. Tertemiz denizi ile yüzmesi oldukça keyifli bir plaj olan Demircili, İzmirliler tarafından günübirlik olarak da tercih ediliyor. Hem yerli hem de turistler tarafından tercih edilmesi gözünüzü korkutmasın, buna rağmen plaj sakinliğini korumayı başarıyor. Oldukça rüzgarlı bir plaj olduğundan sörf için de oldukça elverişli. Bununla birlikte nisan ve kasım ayları arasında dalış dersleri de veriliyor. 9 – Urla Köyleri urla köyleri

Urla’ya bağlı toplam 14 köy bulunuyor. Hatta bunlardan biri olan Uzunkuyu Köyü, anneannemin köyü olur. Uzunkuyu turistik bir köy değil elbet. Ancak keşke diyorum, vaktiniz olsa ve 1 tam gününüzü bu Urla köylerini keşfederek geçirseniz… Tabi bunun için vaktiniz sınırlı olabileceğinden bu köylerden en popüler olanlarını da ziyaret edebilirsiniz; Barbaros, Balıklıova, Özbek ve Bademler. 10 – Urla Bağ Yolu - Urla Bağ Evi urla bağ yolu

Fotoğraf: bizevdeyokuz

Urla’nın en göze çarpan turizm projelerinden biri olan Urla Bağ Yolu, kesinlikle apayrı bir keşif noktası. Günübirlik olarak değil de, en az 2 gününüzü bu bağ keşfine ayırmanız gerekiyor. Urla, bilindiği gibi üzüm bağları ile oldukça ünlü bir yer. Bu özelliğinden dolayı da birkaç yerde kendisine ülkemizin Toskana’sı yakıştırmasına rastladığımı belirteyim. Urla Bağ Yolu’nda sizi harika bir şarap tadım deneyimi bekliyor diyebiliriz. Bağ yolunda yer alan üreticileri gezerek şarap üretimi hakkında detaylı bilgi edinebilir ve ücretsiz tadım yapabilirsiniz. Tabi bu geziye katılmak için 18 yaşını doldurmuş olmanız gerektiğini de hatırlatalım. Urla Bağ Yolu üzerinde hizmet veren tek butik otel olan Urla Bağ Evi ise keyfinize keyif katmak için birebir.

Yorumlar

Ataz Şafak Sezginer 
11.10.2018
Bir buçuk yıl öncesi çok büyük hayallerle geldiğim Urla’nın içler acısı durumunu ben de sizlerle paylaşayım dedim... Ve sırasıyla ben de düşüncelerimi yazıyorum... Sanat Sokağı’nın artık adı var... Akılda kalacak hiçbir özelliği yok. Karantina Adası’na gelince; adaya giremiyorsunuz, yol nihayetinde sizi adaya girişi yasaklayan demir kapılar ve ısrarcı olursanız bir güvenlik görevlisi ile burun buruna geliyorsunuz. Efendim, eğitim alanı imiş. Girmek yasak... Sonra Klazomanai Antik Kenti tam bir çöplük yuvası. Gezilecek gibi değil... Hoş Urla’nın her tarafı inanılmaz derecede pislik ve mikrop yuvası... Necati Cumalı’nın evine gelince; etrafını temiz tutarlarsa görülmeye elbette ki değer... Gülbahçe Ilıcası ise görmediğim bir yer olduğu için fikrim yok ama bu hafta sonu illaki gidip göreceğim. Dilerim faaliyettedir, değilse yine beni büyük bir hüsran bekliyor... Yassıca Ada ise maalesef kısa bir sezon dönemi için geçerli. Malgaca İçmeleri’ni de bilmiyorum, en kısa sürede mutlaka gideceğim. Demircili Plajı’na gelince; evet, güzel bir koy, yarısı halka açık, diğer yarısı da özel plaj... Maalesef burası da pislikten ve bakımsızlıktan geçilmiyor... Kumların arasında cam kırıkları ve şişe kapakları toplamaktan neredeyse denize giremedim. Denize girince de ne yazık ki poşet topladım. Gelelim Urla’nın köylerine; Barbaros, Özbek, Bademler ve Balıklıova maalesef bunlar için de aynı şeyleri yazacağım, yazık, çok yazık, pislikten geçilmiyor. Urla Bağ Yolu keşke düzgün olsaydı, bakımlı olsaydı. Ben çok büyük hayaller ve umutlarla geldiğim bu yerlerden büyük bir hayal kırıklığı içinde ayrılıyorum. Bence pislikten ve bakımsızlıktan yana İzmir’e büyük bir ödül verilmeli... Dilerim benim bu yazdıklarımı yetkili kişiler okur da önce bir silkelenirler ve sonra da bu canım Türkiye’min en güzel yerlerinden biri olan İzmir’i kurtarmak için kolları sıvarlar. Üzgünüm bütün bu gerçekleri yazdığım için ama belki de insanlarımız da bir kendilerine gelirler de bu şehri kurtarmak için çevrelerini temizlemekle işe başlarlar.
Osman Bekar 
17.08.2018
Ben direk deniz ve plaj hastası olduğumdan, özellikle plajı tartışmasız İzmir'in, belki de Türkiye'nin en güzel plajı.
tokay ceritoğlu 
13.08.2018
Lütfen İzmir’in sakin beldelerini tanıtmayın, bilmesinler ve gelmesinler, herkes yerinde sağ olsun ya da bize gidecek başka yerler önerin.
Derya Özdoğru  
08.08.2018
Her şey iyi, güzel lakin Urla artık İstanbul’un bir semti kadar kalabalık ve trafiği çok fazla. Bundan 5 sene öncesine kadar yaşanabilir olan güzel memleketim Urla artık insan yığını maalesef.
gülseren gürel 
08.08.2018
Kaçıp gidesim geldi bu şehir stresinden. Ne kadar sakin, güzel yerler. Umarım bozulmadan o şekilde kalırlar.
Daha fazla yorum gör