Doğada ya da denizde olmak, dağlarda tırmanış yapmak, kanyonda yüzmek ya da büyük şehirlerde gastronomi, tarih ve kültür gezisi yapmak isteyenler için Türkiye’de alternatif rota çok. Ancak bazı yerler var ki, bizce onları bu ülkenin masal diyarı diye tanımlamak gerekiyor. İşte bu masal diyarlardan sizin için seçtiklerimiz;
1 - Yeşilyurt Köyü, Çanakkale
Pek çok medeniyete ev sahipliği yapan, günümüzde de farklı kültür ve dine mensup insanların bir arada yaşadığı güzeller güzeli Mardin insanı adeta başka bir dünyaya ışınlıyor. Deyrulzafaran ve Mor Gabriel Manastırı gibi birbirinden güzel tarihi yapılar, Mezopotamya denizine bakan mekanlar, toprak rengin hakim olduğu bu masal şehrini daha da etkileyici kılıyor. Şehir merkezinden yaklaşık bir saatte ulaşabiceğiniz Midyat ise sokaklarında kaybolabileceğiniz, zamanı unutturan bir yer. Zira Midyat Konukevi’nden gün batımını izlemek paha biçilemez. Nokta atışı bilgilerle bir Midyat turu içinse Midyat’ta Görülmesi Gereken İlk 8 Yer yazımıza göz atabilirsiniz.
Şanlıurfa’nın mistik havası ve konik evleri içinde barındıran Harran ilçesi kesinlikle görülmesi gereken eşsiz yerlerden. Ancak gelgelim Halfeti daha etkileyici, romantik ve masalsı bir hava taşıyor. Sular altında kalan ve sadece bir minaresi suyun üzerinden gözüken camisiyle Savaşan Köyü, burada tekne turu yaparken karşılaşabileceğiniz güzelliklerden. Her şeye rağmen hala doğallığını koruyan ve siyah gülün yetiştiği tek belde olan Halfeti, ülkemizin kesinlikle en güzel ve özgün yerlerinden.
Karadeniz’in yemyeşil coğrafyası ve sakinliği buraya yolu düşen herkesi rahatlatmaya yetiyor. Rize ve Trabzon ayrı ayrı güzel ancak Artvin’in verdiği huzur bir başka! Özellikle, bir Gürcü köyü olan Macahel Artvin’in en bakir köylerinden biri. Yemyeşil ormanlara bakan bir vadide saatlerce camın önünde durup yağan yağmuru izlemek, ıslak ormanlarda yürüyüş yapıp soba başında ısınmak Macahel’i daha da masalsı kılıyor.
Gökçeada’nın kuşkusuz en otantik köylerinden olan Eski Bademli Köyü, taş evleri ve çiçek bahçeleriyle kalbinizi fethedecek. Rum nüfusunun yoğun olduğu bu köyde her köşe başından Yunan ezgileri kulağınıza gelecek, hafifçe esen rüzgar sizi geçmiş anılara sürükleyecek. Badem ağaçlarıyla çevrili olan bu köyden Kaleköy Limanı’na selam gönderebilir, Gökçeada’nın masal diyarında kendinize vakit ayırabilirsiniz.
Büyülü bir atmosferin içinde dağlar ve ovalar aşıp zorlu bir tepeyi tırmanarak ulaşılan Nemrut Dağı adeta gökyüzünü ve dünyayı selamlıyor. Ayaklarınızın altında uzanan Adıyaman ve Kahta ovaları, 2150 metre yükseklikteki Nemrut Dağı heykelleri gün doğumu ve gün batımının mistik havasıyla daha da kutsallaşıyor. Rüzgarın uğultusu, heykellerin yıllara meydan okuyan heybetli duruşları ve dağın sahip olduğu eşsiz manzara sizi hayallere sürüklüyor.
Bursa’nın balıkçı köyü olan Gölyazı, yarımada üzerinde kurulmuş tarihi bir köy olma özelliği taşıyor. Eskiden burada Rumlar yaşamış fakat günümüzde Selanik’ten mübadele yoluyla gelmiş Türkler var. Köyde yer alan anıt çınar devasa kollarıyla ziyaretçilerini kucaklıyor. Teknelerinde balık tutmaya çıkan balıkçılar, köy kahvesinde laflayan köylüler ve yemyeşil doğası Gölyazı’yı hafızalara kazıyor.
Çanakkale’nin belki de en çok bilinen köyü Assos yaz dönemi oldukça kalabalık olsa da köy sokaklarında dolaşmak ve antik kentte güneşi batırmak için en ideal yerlerden. Assos Antik Kenti’nin denize bakan yamacında karşınıza çıkan manzara, buradaki tapınaklarla birlikte sizi tarihi ve mistik bir yolculuğa çıkarıyor. Assos Köyü’nde yöresel ürünler satan köylü kadınların tezgahları, köyün ağaçlarla kaplı temiz havası ise buranın neden bu kadar popüler olduğunun bir kanıtı.
Karadeniz’in yaylalarıyla ünlü güzel şehri Rize hem yaz mevsiminde hem de karlar altında başka bir güzelliğe bürünüyor. Özellikle yaklaşık 2000 metre yükselikte bulunan, sis denizi ve eşsiz manzarasıyla harika bir deneyim sunan Gito Yaylası kesinlikle görülmeye değer. Salıncakta sonsuzluğa doğru sallanmak, yayla çayı toplamak, engebeli arazide yürüyüş yapmak ve yayla çiçeklerini yakından tanımak Gito’yu listenize eklemek için en önemli nedenlerden.
Masal diyarı denilince Kapadokya’yı atlamak olmazdı. Gün doğumunda binilen balonlarla yepyeni bir günü gökyüzünde karşılamak, peribacalarının özgün şekilleri arasında anı yaşamak ve ülkemizin bu kendine has coğrafyasında hayallere dalmak herkesi Kapadokya’ya aşık ediyor. Her mevsim ayrı bir havaya bürünen ve güzelliğinden bir şey kaybetmeyen Kapadokya, bir kez değil onlarca kez gidilse de bıkılmayacak bir bölge.