1979 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi‘ne alınan antik şehrin duvarlarındaki etkileyici kabartmaların her biri başlı başına bir sanat eseri. Antik kentin kapılarında ziyaretçileri karşılayan dev heykeller bulunuyor. Pulwar Nehri’nin yamaçlarında teraslar halinde 125.000 metrekarelik bir alana yayılacak şeklide yapılan Persepolis’in ana terası, büyük törenler için 450 x 300 metre boyutlarında tasarlanmış. Burada, dönemin çevre şehir devletlerinden gelen resmi ziyaretçilerin, krala çeşitli hediyeler getirdikleri ve krala saygılarını sundukları biliniyor. Mezopotamya Mimarisi ve Kireçtaşı
Mezopotamya mimarisinden esinlenerek tasarlanan kentin yapımında kullanılan ana malzeme olan kireçtaşı, taş ustalarının ve sanatkarların becerisiyle antik şehrin etkileyici güzelliğini sağlamış. Persepolis, görkemli saray kalıntıları, etkileyici duvar süslemeleri, yazıtları ve heykelleri ile kadim Pers sanatını, kültürünü, inançlarını ve gücünü temsil ediyor. Yangın, Yıkım ve Kentin Sonu
Persepolis, uzun bir dönem görkemli bir şekilde yaşadıktan sonra, M.Ö. 330 yılında Makedonyalı Büyük İskender şehri ele geçirip yakıp yıkmış. Zerdüştlük dinini yasaklamış, topladığı bütün Avesta kitaplarını yaktırmış. Persepolis'i tamamen tüketen yangın, büyük saraydan geriye yalnızca sütunlar, merdivenler ve kapılar kalmış. Altın mürekkeple hazırlanmış deri üzerine yazılan Perslerin büyük dini eserleri de bu yangında yok olmuş.