{ad:0} Adından da anlaşılacağı üzere Edirne'ye has bir el sanatı olan Edirnekâri, 'Edirne işi' anlamına geliyor. Edirnekâri; Osmanlı'nın son dönemlerinde ortaya çıkmış olup 18 yüzyıldan günümüze ahşap üzerine yağlıboya ile yapılan süslenmiş eserlere verilen genel isim. Gelin kızlar için çeyiz sandığı, yazı kutusu, para kutusu ya da çekmecesi, yüklük ve dolap kapakları gibi ahşap yüzeylere sahip nesnelere Edirnekâri uygulanabiliyor. Edirnekâri'de; belinden kurdele ile bağlı buketler, vazo içinde stilize edilmiş çiçekler ve tabak içinde meyve kompozisyonları sıklıkla tercih edilen motiflerin başında geliyor. Bu motifler üzerinde renklerin açık - koyu tonları, ışık ve gölge oyunları kullanılır. Hazırlanan ahşaplar son olarak motiflerinin korunması için cilalanır. 2 - Kutnu Kumaşı Dokumacılığı / Gaziantep
Özel bir dokuma türü olan Kutnu dokumacılığı ülkemizde sadece Gaziantep bölgesinde yapılan bir ipekli dokuma türüdür. Bölgenin yerel değerlerinden sadece biri olan kutnu bezinin yolculuğu, el tezgahlarında ipliğin kumaş haline gelene kadar dokunmasıyla başlar. Suni ipek ve pamuk ipliğinin bir araya gelmesiyle el tezgahlarında işin ustaları tarafından dokunan kutnu kumaşının farklı türleri de mevcuttur. Dokumacılığına ilk başlandığı yıllar oldukça eskiye dayanan kutnu kumaşı, çeşitli boyalara birkaç kez batırılır. Boyalara batırılan kumaş kendine has bir motife ve renge sahip olur. Artık Antep bölgesiyle özdeşmiş olan kutnu kumaşı yöresel kıyafetlerin yanı sıra çeşitli aksesuar, çanta, terlik, perde vb. birçok üründe kullanılır. 3 - Savatlı Gümüş İşlemeciliği / Van
Savat, bir alaşımın adıdır. Bu alaşım yani savat, gümüş eşyaların süslenmesinde kullanılır. Gerdanlıklar, saç tokaları, saç bağları, tepelikler, bilezikler, yüzükler, kemerler savatla en çok yapılan süs eşyaları arasında yer alır. Taa antik çağlara kadar uzanan bu el sanatına yöre halkı 'Sevad' demektedir. 950 ayar 1 ölçü gümüş, dört ölçü bakır, dört ölçü kurşun, bir miktar kükürt 750 santigrat derecelik bir sıcaklıkta eriyik haline gelene kadar karıştırılır. Bu karışımdan ortaya çıkan alaşıma savat denir. Biz yukarıda, ustalara sorduğunuzda söyledikleri genel ölçü miktarını yazdık ancak bu işi yapan her ustanın kendine has bir ölçü miktarı ve karşım şekli mevcuttur. Isıtılıp karıştırılarak ortaya çıkan savat adlı alaşım soğumaya bırakılır. Soğuyan madde, toz halini alıncaya dek önce örs üzerinde, sonrasında da havanda iyice dövülür. Elde edilen toz savat, gümüş bir eşya üzerine daha önce açılmış olan kılcal kanallara iki yolla sürülür. Bu iki yoldan biri tıpkı tabaktaki bir yemeğe tuz serper gibi serpilmesidir. Diğeri de boraks ile sulandırılarak çamur haline getirilip boşluklara sıvanarak doldurulmasıdır. Sonra tekrar ateşe tutulan ve sıcakla eriyen savatın konulduğu boşluklara iyice nüfuz etmesi sağlanır. Sonrasında yine soğumaya bırakılır. Son aşama olarak da cilalanır. 4 - İpek Dokumacılığı / Hatay
İpek dokumacılığı denince akla hep ilk olarak Bursa gelir. Ama biz size ipek dokumacılığında Bursa kadar ileri gitmiş başka bir şehrimiz olan Hatay'daki el tezgahlarından bahsedeceğiz. Hatay'da kozacılık yaparak ipek böceği beslemeciliği 1900'lerden çok daha eskiye dayanır. Hatay'da o dönemlerde köylülerin yetiştirdiği ipek böceğinin kozaları dokuma yapan ailelere satılırdı ve bir zamanlar Hatay'ın hemen her köyünde ipekçilik önemli bir gelir kaynağıydı. Evlerde dokunan bu ipek kumaşlar yalnızca özel sipariş üzerine büyük şehirlere gönderilirdi. Kozalardan elde edilen ipek lifleri birçok aşamadan geçerek ip haline getirilir ve el tezgahlarında sabırla dokunurdu ve artık neredeyse hiç kalmadı, ipek böcekçiliği ve tezgahlarda dokunan ipekli kumaşlar. 5 - Yazma Baskı / Tokat
Osmanlı dönemine kadar uzanan bir geçmişe sahip, yazmacılık. Yurt genelinde yapılan bu el sanatının en güzel örnekleri hep Tokat ilinden çıkardı. Bu sanat; kalem işi ve baskı yazma olmak üzere iki türe ayrılır. Kalem işi yazma, kumaş fırça ile boyandığı için daha yavaş bir üretime sahip. Baskı yazmalarda ise, sulak alanda yetişmiş olan ıhlamur ağacından yapılmış kalıplar kullanılır. Bu ağaç kütüğünün üzerine desen kalemle çizilir. Çizilen desen ortaya çıkana kadar özel bir bıçakla oyulur. Kaç tane desen ve renk kullanılacaksa o kadar kalıp hazırlanır. Bu her iki yöntem kullanılarak baş örtüsü yani yazmalar hazırlanır. Aslına bakarsanız bu yöntemlerle sadece başörtüsü değil bohça, sofra örtüsü, yorgan ve yastık yüzü gibi eşyalar da hazırlanır. Fotoğraf: Biz Evde Yokuz 6 - Boynuz Tarak / Sivas
Sivas'ın en ünlü el sanatı olarak bilinen boynuz tarak için; öküz, manda, koç boynuzu kullanılır. Bu hayvanların boynuzları alındıktan sonra bir süre kurumaya bırakılır. Kuruyan boynuzlar en ince ayrıntısına kadar iyice temizlenir ve ateş ocağına konur. Böylece boynuzun tarak olma yolculuğu da ustasının elinde başlamış olur. Fotoğraflar: Atlas Dergisi ve Biz Evde Yokuz