Kadim Meslekler: Anadolu'nun Unutulmaya Yüz Tutmuş El Sanatları - 1

Kadim Meslekler: Anadolu'nun Unutulmaya Yüz Tutmuş El Sanatları - 1

Paylaş
Sevgi Özdil  
Eklenme: 26 Eylül 2018
 • Son Güncellenme: 17 Mart 2023
Kadim Meslekler: Anadolu'nun Unutulmaya Yüz Tutmuş El Sanatları - 1
Anadolu, bu topraklara yüzyıllardır hakim olan uygarlıkların etkisiyle farklı dillere, dinlere ve kültürlere ev sahip yapmıştır. Son olarak Osmanlıyla birlikte onlarca farklı kültürden insanın bir arada yaşaması ve etkileşim kurması bu topraklardaki kültürel zenginlik, binlerce yılın izini taşıyan el sanatlarının ve mesleklerin oluşmasına yol açmıştır.
Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle sanayileşmenin artması, nüfusun artması, insanların değişen ihtiyaçları ve talepleri, büyük beceri gerektiren ve her biri sanat eseri olan ürünlere olan ilginin azalmasına neden oldu. Azalan bu ilgiyle de her biri bin bir zahmetle yapılan ürünlere ait meslekler yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Ustalar gençlere el vermezse, el sanatları unutulur, kaybolur.... İnsanlık ilk önce taşı yonttu. Sonra o taşı yontacak aletleri taştan yapmaya başlayarak, taş ustası oldu. Bu iş için aletler yaptıkça elleri ustalaştı. Bu ustalaşan eller; aletleri, eşyaları, giysileri ve yaşadığı yerleri değiştirerek güzelleştirdi. İnsanoğlu zaman içinde her alanda ustalaştı, zihniyle ustalaştı, eliyle ustalaştı ve sanatı da ustalaştı. Tüm bu ustalaştığı sanatları çocuklarına öğretti, nesilleri boyu aktardı.
Aktarılan bu sanatla usta eller Mardin'in taş evleri yonttur güzelleştirdi. Göbekli Tepe'de usta eller 'T' biçimli büyük taşları yonttu ve göklerdeki tanrısına ibadet ederek saygısını sundu. Aynı usta eller Çatalhöyük'te, koltuğun üzerine oturan 'Ana Tanrıça' figürünü belirleyerek taşı yonttu ve günümüze kadar gelerek bize kültürlerini aktardı. Karagöz'le Hacivat'ı oynatarak eğlendi. Erzurum Oltu'da oltu taşını çıkararak oydu, Eskişehir'de lületaşını deldi, gümüşü oya gibi işleyerek telkâri dedi, elini, boynunu, bu güzelliklerle donattı. Eli ustalaştıkça zihni ustalaştı, sanatı güzelleşti ve doruğa ulaştı.
Ancak günümüzde tüm bu ustalar ve onların el emeği göz nuru sanat eserleri unutulma tehlikesiyle karşı karşıya. Türünün belki de son örneklerini görebileceğiniz bu sanat eserlerini yerinde, ustasının elinde şekillenerek görmek isterseniz bu destinasyonlardan birini ziyaret edebilirsiniz.
1 - Kargı Bezi Dokumacılığı / Çorum Kargı bezi dokuma

{ad:0} Çorum'a özgü bir dokuma çeşidi olan Kargı Bezi dokuması, mahalli el sanatlarımızdan biridir. Kargı ilçesinden adını alan dokuma, kıyafetlerin yanı sıra masa örtüsü, perde gibi ev mefruşatlarında kullanılırdı. Yaklaşık 1 asırlık bir geçmişe sahip olan Kargı bezinin ilk üretimi, yöre halkının temel giysi ihtiyacı göz önünde bulundurularak ortaya çıkmıştır.
Kargı bezi dokuma

Unutulmaya yüz tutmuş olan bu el sanatı hakkında yapılan araştırmalar sonucunda; Kargı bezinin ilk zamanlar Kızılırmak vadisindeki yerleşim birimlerinden olan Gökçedoğan, Köprübaşı, Karacaoğlan köylerinde dokunduğu tespit edilmiştir. Epey bir zaman ve yoğun bir el emeği isteyen bu dokumacılık türü maalesef sanayileşmeye yenik düştü ve eskiye oranla bu dokuma türüne ilgi git gide azaldı. Kargı bezi dokuması, günümüzde Çorum'un Gökçedoğan köyünde birkaç aile tarafından da olsa eski usul ve yöntemlerle devam ettirilmeye çalışılmaktadır.
2 - Lületaşı İşleme Sanatı / Eskişehir Lületaşı

El sanatları içerisinde nitekim daha şanslı bir yanı var lületaşı işlemeciliğinin. Çünkü Eskişehir'de meraklıları bu el sanatını halen yapıyor ve genç nesil de bu sanata merak salmış durumda. Beyaz altın olarak da isimlendirilen lületaşı bu adı sahip olduğu beyaz renkten alır ve dünya genelinde en kalitelisi Eskişehir'de çıkarılır. Toprağın 20 ile 130 metre kadar altında yumrular halinde bulunan bu taş için özel kuyular açılmakta.
Lületaşı

Bu taş günümüzde tütün çubuğu, pipo, nargile uçlarının yapımında kullanılmakta. Biraz eski dönemlerde ise lületaşından ustalar; kap kacak, kutu, fincan, heykel gibi eşyalar yaparlarmış. Eskişehir'in çarşılarında halen bu el sanatıyla ilgilenen ustaları görebilir, kendiniz ve sevdikleriniz için lületaşı satın alabilirsiniz.

3 - Kazaziye İşleme Sanatı / Trabzon

Kazaziye

Tarihi çok eskilere dayanan Kazaziye, incecik 1000 ayar gümüş ya da 24 ayar altın tellerden yapılmakta olup asla kaynak kullanılmaz. Sadece elle örülerek yapılan bu sanat, çeşitli boyutlardaki şişlerin ve iğnelerin kullanılmasıyla elde edilmekte. Oldukça eskilere dayandığını belirttiğimiz bu el işinin en eskisi olan uçan at broşunu Uşak Müzesi'nde görebilirsiniz. Kazaziye

Trabzon'da 1910'lu yıllarda elliden fazla bu işin ustasını bulabilirdiniz. Ancak günümüzde bu sayı oldukça azdır. Kazaziyeyi günümüzde kadınlar; kolye, bileklik, küpe gibi takı olarak kullanırken erkekler tespih püsküllerinde tercih etmekte.
4 - Taş Yontma Sanatı / Mardin Taş yontma

Anadolu'nun en kadim topraklarından biri olan Mardin yüzyıllar boyunca birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Mardin'de kiliseler, manastırlar, medreseler, camiler, hanlar ve evler bölgenin dayanıklılığıyla ünlü taşından yapılmıştır. Günümüzde bu taş işlemeciliğinin en güzel örneklerini halen görebilmekteyiz. Mardin'de ustaların ellerin sanata dönüşen bu özel taş tebeşirimsi bir özellik sunuyor. İnce ve tane yapılı olması çıkartıldığında rahatlıkla işlenebilmesine imkan tanır.
Taş Yontma

Taş ve testere ile kesilebilmesi, matkapla delinebilmesi, sert kesicilerle yontulabilmesi ustaların elinde sanata dönmesindeki en önemli etken. Mardin taşı işlendikten sonra güneş ve su ile temas ettiğinde sertleşiyor ki bu durum yontulmaya elverişli bu taşın en belirgin ve en önemli özelliği. Türk el sanatları alanında dekoratif taş işçiliği yaşanan dönemlere göre farklılıklar gösterse de ustalıkta yüksek kalitesini her zaman korumayı hep başardı.
5 - Sedef Kakma El Sanatı / Sakarya Sedefkakma

Sedef kakma sanatıyla uğraşan ustaya 'Sedefkâr' denir. Yıllar boyunca nesilden nesle büyük bir ustalıkla aktarılarak günümüze kadar gelmeyi başarabilen sedefkârlık sanatı mimari ve süslemecilik alanlarında kullanıldı. Özellikle 16. yy ve 17. yy. sedefkârlık dönemin en önemli meslekleri arasında gösteriliyordu. Ancak 18. yüzyıla gelindiğinde sedefkârlık bu önemini yavaş yavaş yitirmeye başladı.
Sedefkakma

Sedef kakmacılığı genellikle ceviz, meşe, abanoz gibi ağaçlardan yapılan süsü eşyalarının zeminine çizilen desenler nazikçe oyulur, sonra istiridye kabuğundan yapılan aynı formda kesilen sedef, sıcak tutkalla oyulan yere yapıştırılır. Önce kaba tesviyesi sonra da ince tesviyesi yapılan ahşap cilalanır ve böylece sedef kakma işi sonlanır.
6 - Çömlek Yapımı Sanatı / Avanos Çömlek yapımı

Nevşehir'in yaklaşık 18 km. kadar kuzeyinde bulunan Avanos'ta çok sayıda çömlek atölyesi hizmet vermekte. Buradaki bu seramik yapımı geleneği çok eskilere taa Hititlere kadar dayanır. Kızılırmak'ın getirdiği kırmızı toprak ve milden elde edilen seramik çamuru, Avanoslu seramik ustalarının elinde yüzyıllardır şekillenmeye devam ediyor. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Hititlerden bu güne çarkla yapılan çanak çömlek ustalığı kavimden kavme, babadan oğla öğretilerek günümüze kadar ulaştı. Çömlekçilik aslında Anadolu'nun hemen her yöresinde çok eskilerden bu yana yapılan el sanatlarından biridir. Günümüzde çömlekçilik sanatı birkaç yörede az sayıda kalan ustasıyla hayatta kalmaya ve yaşamaya çalışıyor.
Fotoğraflar: Atlas Dergisi.

Yorumlar

Mehmet Hadimli 
25.08.2020
Bu güzel tanıtım hizmeti için teşekkürler.Atalarımızın hem ggeçimleri için hem de kendi ihtiyaçlarını karşılamak için asırlardır yapageldikler fakat teknolojiye ve yeni modern sanatlara yenildikleri için destek ve tanıtım şart elzemdir.
tokay ceritoğlu 
27.09.2018
Aslında Devlet Kültür Bakanlığı bünyesinde bu tür tüm yok olmaya yüz tutan meslek ve sanatkarları koruma altına almalı. Üretilen ürünler bir şekilde satılarak hem gelir elde edilir hem de Türk kültürü değişik ülkelere ihraç edilir. Çorum ilimizde yapılan ürün benzerleri tahta baskı gibi yöntemlerle Kastamonu’da da yapılıyor. Örnekleri Anadolu nezdinde çoğaltmak mümkün.