İzmir’de tarihi yapılar arasında karakteristik açıdan en güçlü binalardan birisi kabul edilebilecek olan Hisar Camii; harimde mihrap önündeki büyük kubbeli kare hacim üç yönden daha küçük kubbeli hacimlerle kuşatılmış olup, kesme taş ve moloz taştan yapılmıştır. Kare planlı olan caminin sekiz fil ayağı üstüne oturan merkezi bir kubbesi ile merkezi destekleyen altı kubbesi daha bulunmaktadır. Ahşap minberi sedef kakmalı olan Hisar Camii’nin mihrabı ise yuvarlak bir niş şeklinde tasarlanmış, 18. ve 19. yüzyılın kalem işleri ile bezenmiştir. Camii kemerlerinin sütun başlıkları ise Roma yapısını andırmaktadır. Son cemaat yerinin sütunlarının ise İzmir’in ilkçağ yapıları arasında olduğu iddia edilmektedir. Caminin mihrabı, İtalyan etkilerini taşımaktadır ve üçlü bir yapıdadır. Ender üç mihraplı camiler arasında olan Hisar Camii, bu özelliğini banilerinin üç kişi olmasına borçludur.
Bazı kaynaklarda binanın üzerine inşa edildiği bölgenin daha önceden bir Latin kilisesi olduğu, bazı kaynaklarda ise Molla Yakup isimli başka bir kişiye ve 14. yüzyıla dek cami varlığına rastlanmaktadır. Arap gezgin İbn-i Batuta ise İzmir’de Şeyh Yakup isimli bir kişinin 14. yüzyıl başındaki varlığını kesin olarak ifade etmişse de cami ile ilişkisini net olarak kurmamıştır
Gelelim, Hisar Camii’nin günümüze dek ulaşan yapım öyküsüne. Caminin Aydınoğulları Beyliği’nin Osmanlı idaresine girişinden 150 yıldan fazla süre geçtikten sonra bu beyliğin soyundan gelme Özdemiroğlu Molla Yakup Bey tarafından yaptırıldığı kabul görmektedir. Hicri takvime göre 1006, miladi takvime göre ise 1598 yılında inşa edilen Hisar Camii, İzmir’in en büyük camisidir. Yapılan araştırmalar ise, Hisar Camii’nin 1402 yılında Timur’un ele geçirdiği ancak sonradan yıkılan İzmir Liman Kalesi kalıntıları üzerine inşa edildiği bilgisini iletmektedir. Aşağı Kale, Ok Kalesi veya Hisar Kalesi isimleriyle de anılan Liman Kalesi’nin varlığı, 1670’li yılların başında İzmir’e gelen Evliya Çelebi tarafından kayıt altına alınmıştır. Dolayısıyla cami de ismini, İç Liman Kalesi’nin alt kapısının önünde bulunmasından dolayı Hisar Camii olarak almıştır.
İç Liman Kalesi’nden bahsetmişken, Hisar Camii çevresini de kısaca tarif etmek gerekecektir. Hükümet Konağı’ndan girerek ilerlediğiniz takdirde Kemeraltı Camisi, Başdurak Camisi, Kestanepazarı Camisi, Şadırvan Camisi ve en nihayetinde Hisar Camii karşınıza çıkacaktır. İşte bu güzergah aynı zamanda İç Liman Kalesi’nin kavsini sunmaktadır. Zaman içinde dolan İç Liman, Kemeraltı Çarşısı’nın günümüzdeki yeni olarak nitelendiren yapılarının yükseldiği bir bölümü oluşturmuştur. Limanın ağzı ise günümüzde Pirinç Han ve Hamparzum Hanı’nın köşesine denk gelen kongre anıtına karşılık gelmektedir. Günümüzde adı unutulmaya yüz tutmuş Yemiş Çarşısı ise, limanın ağzını kapatan mendireğin, en az iki bin yıla varan bir yapının izlerini bizlere sunmaktadır. İzmir’i Tarihi Antik kalıntılar içerisinde keşfetmek isteyenler için bu yazımızı okumalarını öneriyoruz.
Konak ve Alsancak İzmir Gezilecek yerler düşünüldüğünde tam nokta atışı olabilecek bölgelerdir. Alsancak Otelleri ve Konak Otelleri listesine Neredekal.com üzerinden bakabilir, İzmir’in tarihi sokaklarında kolay ulaşımı nedeniyle rahatça gezebilirsiniz.