Kurban Bayramı tatilinin bir anda 9 güne çıkma ihtimali ortaya atılınca seni de ‘Nereye kaçsak’ telaşı mı sardı? Merak etme yalnız değilsin, senin gibi tatil planı olmayan herkes bu telaşa kapılmış durumda. Nereye gitsem, nasıl bir tatil yapsam, gitmek istediğim yerde konaklama için bir otel bulabilir miyim… Sorular çoğaldıkça çoğaldı ve internetin başına geçip alternatif son dakika rotaları aranmaya başlandı. Doğruyu söylemek gerekirse birçok yerde oteller tam doluluğa nerdeyse ulaşmış durumda.
Sen sen ol bu düşünceyle tatil planını sakın rafa kaldırma. Çünkü bu tatil senin; iş yoğunluğundan, stresten ve büyükşehirin hengamesinden kurtulup kendine gelmeni sağlayacak. Ben de sana destek olmak için elimi taşın altın koydum ve senin için popüler destinasyonlardan uzakta, farklı ve alternatif bayram tatili rotaları hazırladım.
İşte bu bayram tatilinde ister çadır keyfi için istersen de otel sefası için gidebileceğin en sağlam Kurban Bayramı rotaları.
1 - Aktur / Datça

Cennet ülkemizin en güzel tatil destinasyonlarından biri
Datça’da tüm görkemiyle ve sakinliğiyle seni stresten arındırmak için bekliyor. Datça’nın denize doğru ince bir boyun gibi uzanan eşsiz coğrafyasında yer alan Aktur, kalabalık çevresine aldırmadan yıllardır ziyaretine gelen misafirlerini elinden geldiğince iyi ağırlayan sırt sırta vermiş iki koydan oluşuyor. Datça’ya kadar gelmişken biraz da etrafı gezelim diyorsan sana tavsiye edeceğim yer
Knidos Antik Kenti olur. Antik kente giderek gezebilir, hatta kentin sağ kolunda kalan kayalara doğru mini bir tırmanış bile yapabilirsin. Bu noktada sana hemen bir tüyo vereyim Ege’nin antik güneşini en iyi batıracağın yerlerden biridir burası.
2 - Yenice / Karabük
Arabanın arkasına bisikletini atıp bir yerlere gitmeyi seviyorsan işte burası tam sana göre bir yer. Neden, diye sorduğunu duyar gibi yapıp hemen anlatıyorum; dünyadaki iklim değişikliklerinin etkilerini burada yaşayarak göreceksin ama sakın korkma. İklim değişikliğini bu sefer kötü manada söylemiyorum. Nasıl yani mi? Şöyle ki; bundan binlerce yıl önce
Bursa’ya kadar uzanan palmiyeler ülkenin bitki örtüsünün doğal bileşeniymiş ya işte benzer bir örnek bugün
Karabük Yenice ormanlarında gözlemleniyor. Buradaki asırlık anıt ağaçlar ve ormanlar WWF tarafından Avrupa’nın acil korunması gereken 100 sıcak noktasından biri olarak işaretli. İşte tam da bu sebeple arabanın arkasına bisikletini takmayı sakın unutma.
3 - Gelibolu Yarımadası / Çanakkale
Ulusal kurtuluş savaşının yaşandığı, destanların yazıldığı bu efsane topraklara her gidişimde, buralardan her geçişimde başka yerlerde asla hissetmediğim duyguları yaşatıyor bana. Ki gelirsen eminim ki sana da yaşatacaktır. Eğer bu topraklara gitmeyi başarırsan
Kabatepe Orman Kampı’nda her sabah ulu bir sessizliğe uyanırsın. Yüzyılın en destansı anlarına şahitlik etmiş bu topraklar, ıssız koyları ve çam ormanlarıyla yarımada boyunca uzanıyor.
Eceabat tarafında ülkenin en iyi şaraplarından birinin de fabrikası ve tadım yeri bulunuyor. Unutmadan Suvla Koyu’na uğramadan bölgeden ayrılma derim. Bu koyun hemen yanı başında Tuz Gölü bulunuyor. Gölün kıyısından denize doğru sandalyeni at ve kendini huzurun sonsuz sessizliğine doğru bırakmayı da unutma.
4 - Çat Vadisi / Çamlıhemşin
Çat Vadisi, yeşilin her tonunu yakaladığın
Karadeniz’de yer alan
Rize’ye bağlı
Çamlıhemşin’de saklanıyor. Çat Vadisi
Fırtına Deresi’nin sonsuz bir özgürlükle aktığı yer. “Doğa seni çağırıyor” derler ya, işte o cümle sanki bu vadi için söylenmiş. Karadeniz’in en nadide ve en güzel yerlerinden biri olup mutlaka görmen gerekenler listesine ekleyebileceğin kadar önemli doğal güzelliklere ev sahipliği yapıyor. Çat Vadisi, inanılmaz güzellikteki şelaleleriyle benzerlerine ancak filmlerde rastlayabileceğin manzaraların en büyüleyici noktasında. Buraya kadar gelmişken Çamlıhemşin ilçesinde bulunan Bulut Şelalesi'ni de görmelisin derim. Bulut Şelalesi neredeyse 250 metre yüksekten düşüyor. Buraya gelip bu harika görsel şölene tanıklık edebilirsin. Bulut, aynı zamanda Türkiye’nin en yüksek şelalesi.
Erzurum’a kadar olan bölgede
Tortum Şelalesi, Movri (
Ardeşen) ve Paslakum Şelalesi de bulunuyor. Paslakum, Çat Vadisi’ne sadece 10 kilometre uzaklıkta. Vadide konaklamak istersen bungalov ve karavan olanaklarından birini de seçebilirsin.
5 - Konya
Hoşgörü ve huzur peşindeysen
Konya aradığın adres. Mevlana Celaleddin Rumi’nin kenti Konya’da
Mevlana Türbesi ve
Konya Mevlana Müzesi'ni gezip onu anladığın anda ruhunu arındırıp huzura erişebilirsin. Burada ayrıca tasavvuf müziğini ve diğer kültürleri tanıma fırsatı da bulabilirsin. Ruhunu arındırıp huzuru yakaladığın Konya’da birbirinden lezzetli yöresel yemeklerden olan bamya çorbası ve etli ekmek yiyerek de damağını şenlendirmeyi unutma derim. Konya’ya kadar gelmişken UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan
Çatalhöyük’ü de ziyaret etmelisin bence.
6 – Taraklı
İstanbul’a yakın olayım, buram buram tarih olsun, muhteşem bir doğa da olsun, bir de enfes tatlar olsun mu diyorsun? Eğer ki böyle bir karışım arıyorsan internette fazla gezinme. Çünkü aradığın yeri ben biliyorum.
Sakarya’ya bağlı
Taraklı tam da senin istediğin gibi bir yer. Taraklı’yı bu kadar özel yapan şey gizli kalmasının yanında
Safranbolu'nunki kadar meşhur eski Taraklı evleri ve bu evlerin yemyeşil bir doğanın tam ortasında ziyaretine gelenleri karşılıyor olması. Hıdırlık Tepesi ve Taraklı Hisarı’nın yamaçları bu iki tepe arasındaki vadide kurulu Taraklı’ya ayrı bir güzellik katıyor. Tarihi evlerin bazılarının 3 asrın üzerinde bir yaşa sahip olduğu da halk arasında söylenen dedikodulardan. Bu evlerin genel karakteristiği, Osmanlı şehir dokusunu oluşturan üç katlı ev biçiminde olması. Tarih kokan sokakları, Yunus Paşa Camii, Hisar Tepesi, tarihi hanı, hamamı ve su değirmeni mutlaka görmen gereken yerler arasında. Taraklı, Safranbolu gibi tam bir açıkhava müzesi adeta. Güzel bir kanyonu, kanyonun altında bir de mağarası var. Taraklı'da yediklerinin de tadı damağınızda kalacak. Çünkü her şey en doğal haliyle burada bulunuyor. Öyle ki içeceğin su bile çok lezzetli. Nohutlu mantı, keşkek, yaprak sarması, köpük helva ve şeker katılmadan hazırlanan bir tatlı olan ‘Uhut’ yemeden sakın gelme.
7 – Aytepe / Yuvacık / Kocaeli
İstanbul'un yanı başında bir cennet: Aytepe
Doğanın kucağında, yemyeşil bir yer
Aytepe. Aytepe’ye gitmek için Yuvacık Barajı'na doğru yol al. Barajın orada biraz soluklan ve Aytepe'ye ulaşmak için barajın yanından tepeye doğru ilerlemeye devam et. Burada seni orman içinde patika yollar karşılıyor. Tam bu noktada dilersen doğanın kucağında kuş cıvıltıları eşliğinde yürüyüş molası verebilirsin çünkü Aytepe'ye biraz daha yolun var. Aytepe pek çok yürüyüş parkurunun başlangıç noktasında bulunuyor. Buranın asıl adı ‘Ayıtepe’. Adını bu ormanlarda yaşayan ayılardan alıyor. Özellikle sonbahar bölgeyi keşfetmek için ideal bir mevsim. Aytepe'de ne yemeliyim dersen de; kesinlikle tadı damağında kalacak olan alabalık yemelisin derim.
8 - Amos Koyu / Turunç / Marmaris

Keşfedilmemiş mavi ve yeşil. Amos,
Marmaris Turunç’ta keşfedilmemiş bakir bir koy. Belki de bu yüzden bu civarın bu kadar güzel olan nadir koylarından biri. Amos Koyu’na gitmek için biraz zahmete katlanman gerekecek. Engebeli yollardan sağlayacağın ulaşımı göze alıp yolun sonunu getirebilirsen, seni yukarıdaki fotoğraftaki gibi muazzam temizlikteki bir deniz karşılaşacak. Amos’un bir diğer önemli özelliği ise
Amos Antik Kenti’nin burada yer alması. Tiyatro, tapınak ve bazı heykellerin olduğu antik kentin tarihinin M.Ö. 200 yılına kadar gittiği düşünülüyor.
9 - Bafa Gölü Milli Parkı
Bafa Gölü,
Didim’e yaklaşık 10 km uzaklıkta bulunan Beşparmak Dağı’nın yamacında yer alıyor. Bafa Gölü, teknelerle birbiri arasında gezebileceğin 5 adet küçük adaya ev sahipliği yapıyor. Yüz binlerce yıl burada yaşamış birbirinden farklı uygarlıkların mirası olan arkeolojik kalıntılar ilk olarak gezip keşfetmen gereken yerler arasında. Ayrıca
Bafa Gölü Milli Parkı’nın 200’ün üzerinde kuş türüne ev sahipliği yapması da gölün cazibesini ve doğa için önemini artıran bir diğer nokta. Buraya gelip sadece gölü, kuşları ve antik kenti mi göreceğim dediğini duyar gibiyim. Cevabım tabi ki hayır! Bafa Gölü Milli Parkı’nda, olta balıkçılığı, kampçılık ve Beşparmak Dağı’nın zirvesine düzenlenen 3 günlük trekking yürüyüşleri gibi aktiviteler burada seni bekliyor.
Bonus: Gümüşhane
Yeni bir yer keşfetmeyi mi arzuluyorsun?
Santa Harabeleri, Camiboğazı, Hanzeriye yaylaları,
Kromni Kiliseleri, Meryem Ana Manastırı ve Kov Kalesi,
Kürtün,
Kazıkbeli Yaylası... yerlerden başlamaya ne dersin? Burası neresi mi? Söz ettiğim yer tam da
Gümüşhane. Buranın tüm güzelliklerini bu bayram tatilinde adım adım yürüyerek görüp tanıyabilirsin. Tatil boyunca yörenin kendine has lezzetlerini özellikle de Gümüşhane'nin cevizli sironunu tatmadan sakın buradan ayrılma.
Fotoğraflar: Ahmet Barış Işıtan, Mustafa Zengin.