Yaklaşık 3 yıl önce başlar hikâyemiz... Eskiciler Konağı, ıssızlaştıktan sonra geçirdiği onca yağmur, rüzgar ve hatta kısmi yangına rağmen, tüm vakarıyla, geçmişten geleceğe uzanma iddiasıyla dimdik ayakta, öyle gözümüzün önündeydi. Eğirdir'e kısa geliş gidişlerimizde her gün biraz daha erimeye yüz tuttuğu, konağın hikâyesinin hüzünle sona ermek üzere olduğu gözle görülür hale gelmişti. Böyle bir geçişte, eşimle bakıştık. Yapabilir miyiz? Altından kalkabilir miyiz? Sonuçta, konağın hırpani bir elde yıkılıp yok olmasına, betonlaşmasına dayanamayacağımıza karar verip uzun ve yorucu bu yolculuğa başladık. Biz, bu konakla, kıyılarını değiştirmiş Eğirdir'in yarımadaya dönüşmüş adalarına, şarkısını yitirmiş rüzgârına, büyük ailelerin büyük sofralarına, mahalle aralarında düzenlenen açık hava düğünlerine, artık geri gelmez açık hava sinemasına dönülemeyeceğinin ve değişmeye karşı durulamayacağının bilinciyle, eskinin yenileşen yüzüyle yeni hikâyesini yazmaya soyunduk...