Karmi Köyü

Kıbrıs, Akdeniz’ in incisi. Her köşesi ayrı bir doğa harikası. Bu güzel adaya hiç gitmemişler ya da tekrar gitmeyi düşünenlere harika bir yerden bahsedeceğiz. Girne’ nin batısında, dağın yamacında, Akdeniz’ in tam karşısında süzülen bir köy, Karmi. Karmi, yani Karaman Köyü.

Karaman Köyü, Kıbrıs’ ın İngiltere sömürgesi olduğu 1870’ li yıllarda İngiliz aristokrat kesimin keşfettiği ve yerleştiği bir köydür. Beşparmak Dağları’ nın eteğinde, yemyeşil ormanın içinde bulunan bu bölgeye yerleşmeye başlayan İngilizler, Akdeniz mimarisine uygun köşk ve villalar inşa etmişlerdir.

1870’ lerden itibaren bu bölgede yaşamaya başlayan İngilizlere 1900’ lü yıllarda Avrupa ve Amerika’ dan gelen yabancılar da eklenmiştir. Ancak Kıbrıs’ ta baş gösteren iç karışıklıklar ve savaş dönemi ile birçok kişi evlerini terk edip adadan ayrılmıştır.

Savaşın sona ermesi ile kurulan yeni KKTC hükumeti yabancıları tekrar bu bölgeye toplamış ve evlerin onarılması koşulu ile burada yaşamalarına izin vermiştir. Karmi daracık yürüyüş yolu ve değişik sokak isimleriyle, bahçelerdeki rengarenk çiçekleriyle, tertemiz dağ ve deniz havasıyla adanın cennetten bir köşesi adeta.

Karmi’ ye Girne yolunda göreceğiniz Karaman tabelasından saparak ulaşabilirsiniz. Yokuş yukarı ve dar bir yoldan yaklaşık 8 km. ilerledikten sonra köyün merkezine varılıyor. Köyün merkezinde bulunan Virgin Mary (Bakire Meryem) Kilisesi’ nin olduğu yere aracınızı park edebilir ve kilisenin hemen sağından köyü gezmeye başlayabilirsiniz.

Kilisenin sağ tarafından inen merdivenlerin kenarında akan kaynak suyu size tüm yürüyüşünüz boyunca eşlik ediyor olacak. İlk basamakların bitimine geldiğinizde hemen solunuzda bir köprü altı göreceksiniz. Köprünün üstünde de bir evin balkonu ve İngiliz tarzı kırmızı bir telefon kulübesi var. Enteresan olan o kulübenin içindeki telefonun halen çalışıyor olması.

Sokaklarda gezinmeye devam ederken evlerin giriş kapılarına dikkat edin. Bütün dış kapılarda evlerin isimleri ve yapılış tarihleri yer alıyor. Ayrıca kapılar birbirinden güzel ve otantik bir tarza sahip. Sokaklarda dikkat çeken diğer bir nokta da bölgeyi gezmeye gelenlerden başka yollarda kimsenin olmaması.

Tüm köy halkı evlerinin içinde ya da bahçelerinde oturuyor ve köyde deyim yerindeyse çıt çıkmıyor. Köyün üst sokaklarına çıkarken yol kenarında bulunan badem ve ceviz ağaçlarından tazecik çağla ve ceviz koparıp yemenin tadı da bir başka. Sokaklarda gezerken bir anda karşınıza sokak kapısında asılı bir kağıt dikkatinizi çekebilir.

Köye yeni taşınan biri olursa tüm köyü tanışma barbeküsüne çağırıyor ve tüm köyle bu şekilde tanışmış oluyorlar. Köyün içinde bir adet cafe-pub ve restoran, bir adet galeri ve küçük bir bakkal bulunuyor. Ayrıca Bakire Meryem Kilisesi’ nin bahçesinde ölen kişilerin anısına yaptırılmış banklar dikkat çekiyor.

Bu banklarda bir müddet etrafı izleyerek dinlenirseniz, buradan hiç ayrılmak istemeyeceksiniz. Dönüş yolunda Girne’ ye inen yokuşta karşınıza ‘’ Tunç Çağı Mezarı’ ’ tabelası çıkıyor. Bu tabeladan yaklaşık 2 km. ilerledikten sonra oda mezar olarak tabir edilen tunç çağından kalma mezarları göreceksiniz.

Bakımsız ve hiçbir tedbir alınmadan öylece duran bu mezarları incelerken düşme tehlikesine karşı dikkatli olmanızı öneririz.