Bir mütevazı kebapçı dükkânından heveskârlık, araştırma ve sevgi ile örülen bir yemekler dünyasına yolculuk aslında Çiya’nın serüveni.
Çiya... Adı gibi yüksek dağ başlarını ve dağ çiçeklerini çağrıştırıyor. Eskiden yalnız iyi bir kebap ve iyi bir lahmacun için gidilen ve adını bilenlerin bile ne anlama geldiğini ancak sorarak öğrenebildiği bu yuvadan "Çiya" markasıyla bir "Sofra" da doğdu. Özel olarak düzenlenmiş bir ikinci "kebapçı" da katıldı kısa bir süre önce bu zenginliğe. Üçü birbirine bir kaç metre uzaklıkta üç Çiya...
Kadıköy Balıkçılar Çarşısı’nda "bir gün mutlaka" uğrayacağınız bu mekânlarda, Çiya’nın bilgeliğinden ve mutfağından, daha doğrusu onu var eden "yemek mühendisleri"i Zeynep Hanım ve Musa Bey’in elinden çıkma, bizi "Mezopotamya’dan Osmanlı’ya, Balkanlardan Kafkasya’ya; Asya’dan Arap Yarımadası’na değin uzanan çok geniş bir coğrafyada" gezdiren zengin bir mutfak bulacaksınız.
"Çiya"lar yalnız birer dükkân değil, bir araştırma ve uygulama merkezi bence...