Kaş tatilimizde şarap eşliğinde bir akşam yemeği için mekan ararken önünden geçtiğimiz Blue House'a girdik. Girerken öndeki küçük balkonda olan mekanın sahibi olduğunu tahmin ettiğim kadın garson hanımefendiye sadece 6 ve 8'e al diye sertçe uyarıda bulundu. Bunu nişanlımla duymamış gibi yaptık. 2 kişilik masaya almak istemesi normal ancak bizim duyabileceğimiz ve sert üslubu hoşumuza gitmemişti. Daha sonra masaya geldik, garson olarak bir beyefendi bizimle ilgilendi. Kendisi gayet ilgili ve güler yüzlüydü. Daha sonra balıklarımız ve şarabımız geldi. Yemeğe başladığımız esnada balıklara ve masaya birçok arı geldi. Yemeği yememiz mümkün değildi. Ellerimize kadar konuyordu. Sonra garsonlara durumu izah ettik. İçerde yerlerinin olmadığını söyledi, alt balkona aldılar. Tabi ki yine açık alan olduğu için hemen arılar oraya da geldi. Balkonun hemen yanı bir duvarla farklı bir meyhane vardı. Oranın garsonu "Arı hep geliyor biz önlemimizi alıyoruz" dedi. Sonrası garsona kahve yakabileceğini yan mekanın garsonundan aldığımız bilgiyle söyledik. Garson kahve yakıp getirdi ama maalesef geç bir önlem olmuş oldu. Arıların gitmesini sağlamadı. Sonra nişanlımla kalkmaya karar verdik. Balıktan bir lokma ancak yiyebilmiş, bir yudum şarap içebilmiştik. İçeri geçtiğimizde bir sedir, bir koltuk gördük. Koltukta mekanın sahibi oturuyordu. Sinirli görünüyordu ama mizacı bu diye düşünmek istedim (düşünmek zorundaymışız gibi.) Bize sedire oturmamızı dikte etti. Biz yine de oturtup kahve ikram edecek gibi masum düşünüyoruz. Ancak kadına belli ki garsonlar durumu önceden anlatmış ancak bilmiyormuş gibi yapıyor. Biz hesabı ödemek istiyoruz pos cihazı alabilir miyiz dedi nişanlım. Kalktı bir şeyden demeden. Nişanlım ekledi, biz yemeğimizi yiyemedik şarabımızı içemedik bilginiz olsun. Kadın anında dönüp yüksek bir tonla "Ne yapabilirim?" dedi. Arıların onun problemi miymiş? Açık alanmış, falanmış, filanmış. Nişanlım sakin bir dille yan mekan bununla ilgili önlemler almış, ayrıca şikayetimi size dile getirmeyeceksem kime söyleyebilirim dedi. Kadın daha çok yükseldi, yalan mı söylüyormuş, onlara ilk kez olmuş bu. Sonra sizden para istemiyorum gidin dedi. Nişanlım ben hesabımı ödeyeceğim sadece durumu size izah etmek istiyorum dedi ama karşıdaki insan kapı duvar. Asla dinlemedi. Sizden yarısını alırım o zaman dedi. Nişanlım amacının para olmadığını anlatmak için biraz daha çabaladı ama olmadı. Gidin para almıyorum 30 senedir burada bu işi yapıyorum ben, Tripadvisor'a yazarsınız diye bağırdı. Biz de çıktık. Hanımefendi buradan görüyordur umarım Tripadvisor'a yazdık, verdiği advise üzerine. Şimdi böyle yerler 30 yıl o güzelim Kaş'ta para kazanmış demek ki. Açınca burayı herkesin şikayetçi olduğunu gördüm. Mekan temiz de değildi. Her yerde olan basic bir çupra, levrek 30-35 TL iken burada daha iyi hizmet alacağız diye 55 TL olmasını kabul etmiştik ama büyük hüsrana uğradık. Kesinlikle gitmeyin, tatilimize küçük kötü bir anı oldu. Son olarak bir mekan da arı varsa o da senin problemin, tuvalet temiz değilse o da senin problemin çok üzgünüm. Hizmet satıyorsunuz. Balık satsaydınız 10 TL olurdu 55 TL değil. Beklemezdik bir şey alıp çıkardık. Ekmek arası 10 TL'ye yediğiniz balık tezgahları bile böyle olmaz. Saygıda kusur etmezler. Kötü bir doktorda 30 yıl çalışabilir, kötü bir marangoz da. Bu bir gösterge değil iyi bir mekan olduğunuza. Kötü bir işletmesiniz. Para almamanız gidin para istemiyorum demeniz de bir lütuf değil. Keşke bir kahve ikram etseydiniz biz yemediğimiz yemeğe para ödemeye razıydık zaten. Kahve bile değil iki tatlı söz de yeterdi. Kimse gitmesin, böyle saygısız yerler azalarak bitsin.