Füsun Demirel: "Uzun Süre Bir Yere Gidemediğimde Eksikliğini ve Burukluğunu Hissederim"

Türk tiyatro ve sinema oyuncusu Füsun Demirel, şimdilerde 3. sezona giren Aşk Dersleri isimli tiyatro oyununun ve nisanda gideceği Londra seyahatinin heyecanı yaşıyor. Seyahat etmeyi çok seven ve ikizleriyle birlikte sıklıkla yeni yerler keşfeden Demirel ile hem oyunculuk hem annelik hem de seyahat üzerine samimi bir sohbet gerçekleştirdik.

{facility:0} Devlet konservatuvarı çalışmalarınızdan sonra pes etmediniz. Yurt dışına çıkarak aldığınız eğitimlerle kariyerinizi şekillendirdiniz. Sahneyle, sinemayla, oyunculukla aranızdaki bu bağ nasıl ortaya çıktı ve gelişti? Konservatuarda öğrenci olmadım. İtalya’da tamamladım oyunculuk eğitimimi. Aslında bu içimde varmış, gizliden... Lise 2. sınıfta İzmir Sinema ve Kültür Derneği’nin tiyatro kurslarına katıldıktan sonra bu bağ çok güçlendi.
Bildiğimiz kadarıyla şu ana kadar birçok oyunu Türkçeye çevirdiniz. Yoğun gündeminizde bu yetkinliğinize vakit ayırabiliyor musunuz? Yakın zamanda Türkçeye çevireceğiniz eserler olacak mı? Geçmişte iyi ki ayırmışım, şimdi tek cümle çeviri ile uğraşamıyorum maalesef. Toplamda 27 oyun çevirisi var. 30 senedir okunuyor, sahneleniyor. Ne mutlu bana…

Meslek hayatınızda dönüm noktalarınız var mı? Hangi olaylar veya çalışmalar hayatınızı farklılaştırdı? Aslında İtalya’da eğitimimi tamamladıktan sonra Berlin’de Vasıf Öngören’in kurduğu tiyatroya katılmıştım. İlk dönüm noktam odur. Daha sonra 22 yıl ara verdiğim tiyatroya Ebru Nihan Celkan’ın daveti ile yeniden dönüşümdür. Son olarak aralıksız 33 sene hizmet verdiğim televizyon dizi sektöründen 14 Mart 2016’da istem dışı kopuşum oldu. Bir dönüm noktasıdır meslek hayatımda. Çalışma koşullarım ve yaşamım yeniden şekillendi.

Bomonti’deki ikinci el pazarında tezgah açtığınızı duyduk. Sanatçılar arasında pek alışık olmadığımız bir atılım. Bu fikir nasıl ortaya çıktı?

Okulda diğer velilerle konuşuluyordu en başında. Çocukların küçülen, kullanılmayan eşyalarını değerlendirme fikri ile başladı. Fakat giderek ciddi bir duruma dönüştü. Yani ben çok beslendim pazarda yaşadığım tecrübelerden. İyi hissettim. Terapi oldu bana.

Füsun Demirel aktardıklarınız dışında neler yapıyor? Hangi projeler üzerinde çalışıyor? 3. sezona girdiğimiz Aşk Dersleri oyunumuzun yeni sezon provalarındayız. Ekim-Kasım-Aralık ayları yoğun geçecek. Bu süreçte başka ve yeni bir komedi oyunu daha hazırlamak istiyorum, oyun arayışlarım devam ediyor.
Gördüğümüz kadarıyla halkın arasına karışmayı seven sanatçılarımızdansınız. Sanatçılarımızın halktan kopuk yaşadıkları söylemlerine katılıyor musunuz? Olabilir. Yani kimi kopuk bir hayatı tercih eder kimi benim gibi halkın içinde olmayı seçer. Ben mesleğimi abartmıyorum… Bir farklılık görmüyorum... Herkes gibi işimi yapıyorum sadece... Neden halktan kopuk yaşamalıyım ki? Ayrıca sevgileri, saygıları, destekleri öyle güzel ki, neden kendimi mahrum edeyim, değil mi?

Aynı anda bir kız bir erkek çocuğu annesi oldunuz. Annelik ile birlikte hayatınızda neler değişti? Pek çok şey değişti; öncelikler değişti en başta… Gece gezmelerim, sosyal hayatım azaldı. Kaç yıldır sinemaya gitmiyorum acaba hatırlamıyorum. Ama çok mutluyum... Nasıl güzel bir sevgi bağı bizimki, anlatamam. Hiçbir şeye değişmem. Çocuklarınızla seyahat etmek sizlere neler hissettiriyor? Bir anne olarak nelere dikkat ediyorsunuz? Çok severim seyahat etmeyi, uzun süre bir yere gidemediğimde eksikliğini ve burukluğunu hissederim. Çocuklar da doğduklarından beri geziyorlar, yurt içi-yurt dışı neresi denk gelirse... Birlikte yolculuklar şahane... Eskiden Jack Russel cinsi Carmen adında bir köpeğimiz vardı, kaybettik maalesef... O yaşarken ailece köpeğimizle nereye gidebilir ve nerede kalabilirsek oraya tatil planı yapardık. Genelde ise tatillerde bilmediğimiz, yabancısı olduğumuz gıdalara dikkat etmeye çalışırım.

Yol, yolculuk, seyahat sizin için ne ifade ediyor? İnanın bana özgürlüğümü hatırlatıyor, kendimi çok iyi hissediyorum. Nisanda bir tiyatro festivalinin davetlisi olarak Londra’ya gideceğim, tabii ki ikizlerle beraber bir plan yaptık. Şansımıza ara tatile denk gelecek. Şimdiden nisan ayındaki Londra gezisinin hayaliyle yaşıyorum.
Bugüne kadar gördüğünüz coğrafyalar içerisinde sizi en çok etkileyen yer neresiydi? Elbette 4 yıl yaşadığım İtalya ve özellikle Roma, sonra aşıklar şehri Prag… Beni Avrupa’da etkileyen coğrafyalardan birkaçı. Tahran’dan çok etkilendim. Türkiye’de Hasankeyf, Mardin, Ordu ve Ege’de hiç unutamadığım Assos Behramkale.

Pek çok yer gördünüz, doğasıyla ve insanıyla tanıştınız. Henüz görmediğiniz hangi coğrafyaya seyahat etmek istersiniz? Küba ve Latin Amerika ölmeden görmek istediğim topraklar.
{ad:0}

Füsun Demirel son olarak bizlere neler söylemek ister?

Annem sorardı "kızım çok okuyan mı bilir, çok gezen mi?" sonra da eklerdi "çok gezen elbette" diye. Anne ve babamdan gezme kültürünü aldım küçük yaşlarda; çok gezdim, yeni yerler ve insanlar keşfettim, dostluklar kurdum… Mutluyum, iyi ki alıp başımı gezmişim diyorum... Artık hayallerimi süsleyen çocuklarımla ve sevdiklerimle dünyayı keşfe çıkmak istiyorum. Bir karavan düşlerim hep, gezginci bir ruhum var, umarım bunu da başarırım. Tüm okurlara ve size teşekkür ediyorum... Yeni sezonda bizleri takip ederlerse Aşk Dersleri oyunumuzdan çok keyif alacaklarından eminim. Sevgiyle kalın.