Belfast'tan Dublin'e Uzanan İrlanda Yolculuğum

Belfast'tan Dublin'e Uzanan İrlanda Yolculuğum

Paylaş
Coşkun Aral  
Eklenme: 21 Eylül 2017
 • Son Güncellenme: 17 Mart 2023
Belfast'tan Dublin'e Uzanan İrlanda Yolculuğum
İrlanda deyince aklıma 80’li yıllarda yaşanan Protestan-Katolik çatışmaları, açlık grevleri, hayatlarını kaybeden insanlar ve o günlerde bir muhabir olarak tanık olduğum misafirperverlik geliyor. Yıllar sonra ülkeye kızımla tekrar gittiğimde eski anılarım canlandı. İrlanda’ya ilk defa giden kızımın aklındaysa Titanik Müzesi kaldı.
shankill caddesi belfast

{ad:0}
Kuzey İrlanda’nın başkenti Belfast’ın havası gri olabilir ama kendisi renkli. Ne var ki bu renklerin altında geçmişin gerilimli günleri yatıyor. Bu gerilimli günler geride kalmış olabilir ama Birleşik Krallık’ta Protestanlar’ın yaşadığı Shankill Caddesi’yle, Katolikler’in yaşadığı Falls Caddesi’ni hala demir kapılar ayırıyor. Akşam olunca kapanan kapılara “barış duvarı” deniyor.
falls caddesi belfast


Katolik İrlandalılar ve Protestan İngilizler arasında 70’li ve 80’li yıllara damga vuran çatışmalara ben de tanıklık etmiştim. Baskıya ve ayrımcılığa karşı başkaldıran Katolikler, Protestanlarla sokak çatışmalarında karşı karşıya geliyordu. Çoğunluk olan Protestanlar, ülkenin güneyindeki gibi bağımsız olmak yerine Büyük Britanya’ya bağlı kalmak istiyordu. 1968’den sonra ülkede “sorunlar” başgösterdi. Sokak çatışmaları bir iç savaşa dönüştü. Barış anlaşması ancak 30 yıl sonra imzalanabildi.
st George market belfast


Yıllar sonra tekrar Belfast’a adım attığımda çok farklı duygular içerisindeydim. Turizmin yükselen değer olmasıyla, atağa kalkan Kuzey İrlanda’nın başkenti, çalkantılı günlerin hatırasını ekonomik bir değere dönüştürmeyi başarmış görünüyordu. Tesadüf, Belfast’a bir Pazar günü vardık. 2014 yılında Birleşik Krallık’ın en iyi kapalı pazarı seçilen St George’a gitmeden olmazdı. Cuma, Cumartesi ve pazarları açık olan kapalı pazarda yıl boyu farklı aktiviteler düzenleniyor. Tezgahlarda yerel tatların satışa sunulduğu St George tam bizlere göre... Izgara etler, sandviçler, ekmekler, tatlılar, meyveler ne ararsanız var. Yiyeceğinizi hangi tezgahtan seçerseniz seçin, pazarın orta yerindeki alanda oturup, ziyaretçiler için müzik yapan bir grubu dinlemeniz olası. Farklı lezzetlerle buluşmak ve eğlenceli bir hafta sonu geçirmek isteyenler için mutlaka uğranması gereken bir yer.
titanic müzesi belfast


Gelelim Titanik Müzesi’ne. O zamanlar 11 yaşında olan kızımla birlikte gezdiğimiz müze; Belfast’ın sosyal, tarihi, endüstriyel ve denizcilik mirasını anlatmak amacıyla, 2012 yılında açılmış. Geminin yapım hikayesinin anlatıldığı müzenin yılda 500 bine yakın ziyaretçi çekmesi hedefleniyorken, ilk yıl 800 binden fazla turisti ağırlamış. Bunda filmin de payı var tabii ki.
Belfast’tan Dublin’e phoenix park dublin


Belfast’tan Dublin’e geçildiğinde bir başka ülkedeymişsiniz hissiyatına kapılmanız doğal. Kıta Avrupası’ndaki şehirlere daha benzer bir fotoğraf veren Dublin, yemyeşil bir şehir. Dublin’in en büyük yeşil alanlarından biri olan Phoenix Park’ta doğa ve tarihle iç içe bir gün geçirmek mümkün. 1660’larda Ormond Dükü’ne hediye edilen geyik sürüsünün çoğalarak yaşamaya devam ettiği bu parkta, geyiklerle tıpkı İstanbul’daki sokak hayvanları gibi yakın bir ilişki kurabilirsiniz. Phoenix Park, doğayla ve tarihle iç içe bir gün geçirmek isteyenlerin uğrak noktası. Parktaki 62 metre uzunluğuyla Avrupa’nın en büyük dikilitaşı olan Wellington Anıtı da, 1. Wellington Dükü Arthur Wellesley anısına, halkın bağışlarıyla dikilmiş.
Dublinliler için sembolik bir öneme sahip olan Dublin Kalesi de, bir zamanlar İrlanda’daki İngiliz hakimiyetinin sembolüyken, günümüzde İrlanda hükümet binası olarak hizmet veriyor. liffey köprüsü dublin


1816 yılında Dublin’de nehrin iki yakasını demirden bir köprüyle birleştirme kararı alınmış. Köprü inşa edildikten sonra üzerinden geçen insanlardan yarın şilin alındığı için Liffey Köprüsü bugün “yarım şilin köprüsü” olarak anılıyor.
dublin kıtlık


1845 yılında başlayan ve 7 yıl süren büyük kıtlık dönemi, İrlandalılar için hala canlı tutulan bir hatıra. 1 milyon kişinin ölümü, hastalanması ve göçüyle sonuçlanan kıtlığa, o dönem halkın temel besini olan patateslere bulaşan bir mantar sebep olmuştu. Kıtlık, İrlanda tarihini sonsuza kadar değiştirdi.
dublin


Kesin olmamakla birlikte, Abdülmecid’in 1847 yılında gönderdiği 1000 pound para yardımı ve 4000 pound değerinde buğday, Dublin limanına gemilerin yanaşmasına izin verilmediği için Drogheda’da halka ulaştırılmış. Bu yardımlaşma sayesinde, İrlanda-Türkiye arasında hala özel bir bağ var. Bu özel bağ nedeniyle olsa gerek 1981 yılında Mehmet Ali Ağca’nın Papa’ya düzenlediği suikast günlerinde bile koyu Katolik İrlandalılar’a Türk olduğumu söylediğimde tepki görmek şöyle dursun, bu konu gündeme bile gelmemiş; şerefime Guinnessler’in kaldırılmıştı.
kilmainham gaol dublin


İrlanda tarihinin önemli simgelerinden biri de Dublin’deki “Kilmainham Gaol”. Bugün müze olarak hizmet veren cezaevi, yüzyıllar boyunca acının, göz yaşının, ölümün tanığı olmuş. İrlanda’nın milliyetçi isimlerinin tutsak edildiği cezaevi, ülke bağımsızlığının önemli bir simgesi sayılıyor. 20. Yüzyılın Protestan-Katolik çatışmasında da, cezaevi filmlere konu olacak haksızlıklara sahne olmuştu. Merak edenler için 1993 yapımı “In The Name Of My Father”(Babam İçin) filmini izlemelerini tavsiye ederim.
Londra’yla karşılaştırıldığında Dublin, hele Belfast biraz daha az şanslı sayılabilir. Ne var ki, ben hele son zamanlarda bir inşaat çılgınlığı yaşanan ve çok pahalı olan Londra yerine, Belfast’a ve Dublin’e gitmeyi tercih ederim.