Burdur Arkeoloji Müzesi

Burdur Arkeoloji Müzesi binası, ziyaretçilerine kapılarını ilk kez 12 Haziran 1969 yılında açmıştır. 2008 yılında “Gezilip Görülmeye Değer Müze” ödülünü almıştır. Müze binası, ev sahipliği yaptığı bahçesindeki medreseden geri kalan Osmanlı Pirkulzade Kütüphanesi’nin mimarisinden esinlenerek bir bütünlük oluşturacak şekilde inşa edilmiştir. Burdur Arkeoloji Müzesi, zengin kalıntıların bir araya toplandığı görülmeye değer bir müze konumundadır. Burdur Arkeoloji Müzesi, 1956 yılında kurulmuştur. Sonrasında ise 2001 yılında yeniden düzenlenmiştir. Türkiye’nin en zengin müzelerinden sadece biri olan müzede; Hacılar, Kuruçay, Höyücek Höyükleri, Boubon, Kibyra ve Sagalassos kazılarından çıkarılan buluntular, müsadere ve satın alma yoluyla müzeye eklenenlerle birlikte atmış binden fazla kültür varlığına ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Anadolu’daki Neolitik dönemden günümüze kadar eşsiz örnekleri bu müzede görmek mümkündür. Burdur Arkeoloji Müzesi üç bölümden meydana gelmektedir. Üst katta Neolitik ile Erken Kalkolitik çağlara ait buluntularla eski tunç çağı buluntuları yer alır. İkinci bölüm olan giriş katı ise üç kısım olarak düzenlenmiştir. Birinci kısımda Sagalassos Antik Kenti’nde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan buluntular, Roma’nın en iyi imparatorlarından olan İmparator Hadriani ve Marcus Auralius’a ait dev heykeller bu kısımda görülebilir. İkinci bölümde Kibyra Antik Kenti kazılarında çıkarılan, av sahnesinin canlandırıldığı frizler bulunmaktadır. Üçüncü bölümde ise Kremna Antik Kenti kazısında çıkarılan dokuz adet birinci sınıf mermer heykeller mevcuttur. Büyük ve Küçük Athena, Hygeis, Apollon, Herakles, Nemessis ve Aphrodite heykelleri en çok dikkat çeken eserlerindendir. Burdur Arkeoloji Müzesi, tarihi araştırma yapanların ve tarihi kalıntılara özel ilgi duyanların uğrak yeri olmakla birlikte zengin bir tarihi tanıtan önemli bir müzedir. Uzun ve keyifli, bir o kadarda bilgi dolu bir yolculuğa çıkmak ve farklı zamanların kalıntılarına şahit olmak sizi fazlasıyla mutlu edecek.