Neredekal.com
Neredekal.com
Tatil Blog
İlginç Bilgiler
Torosların Özgür Çocukları: Göç Yollarında Sarıkeçililer

Torosların Özgür Çocukları: Göç Yollarında Sarıkeçililer

Paylaş
Sevgi Özdil  
Eklenme: 09 Nisan 2015
 • Son Güncellenme: 17 Mart 2023
Torosların Özgür Çocukları: Göç Yollarında Sarıkeçililer
‘Arkadaşlar! Gidip, Toros Dağları’na bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez.’ demiş ulu önder Mustafa Kemal Atatürk. Bu günlerde artık son temsilcilerini Toros Dağları’nda görebildiğimiz Sarıkeçililer devlet tarafından yok edilme korkularıyla göçlerine devam ediyorlar. Günümüzde sadece yaklaşık 200 haneli Sarıkeçili obası konar-göçer Yörük hayatını sürdürmekte ve çocuklarına bu geleneği öğretmek, nesilden nesile aktarmak için çabalamakta. Sarıkeçili çadırı

Bu aralar yine toparlanıp göç yoluna düşen Sarıkeçililer’i, Karaman’dan Mersin’e doğru ilerlerken Ermenek ile Sertavul Geçidi civarında ve Göksu Nehri boyunca görebilirsiniz. Hatta imkanınız olursa yanlarına gidip çadırlarına misafir olabilir, onlarla hayata dair sohbet dahi edebilirsiniz. Bu sohbetlerde emin olun çok farklı hayatlara dokunduğunuzu fark eder, misafirperver Yörük insanının size göstereceği özene de hayret edersiniz. Sarıkeçili göçü

Sarıkeçililer’in çocuklarına her fırsatta fısıldadıkları cümlelere kulak kabartırsanız şuna benzer sözleri de duyacaksınızdır; Kültürümüz yok olmasın, devran dönsün Sarıkeçililer yürüsün. Bizler yüzyıllardır Toroslar’da develerimiz, keçilerimiz ve kıl çadırlarımızla konar - göçer bir yaşam süreriz. Göç yollarımızı Göksu Nehri ve kolları belirler. Bu bizim kültürümüz, hepimizin kültürü. Türkiye’deki tüm derelerin özgürce akması ve doğadaki tüm varlıkların suyla buluşması için mücadeleler veririz. Keçiler dua etmezse şu dağlarda ot bitmez. Otlar dua etmezse gökten bir tek damla yağmur düşmez. O yüzden tüm canlılar bizim için bir. Sarıkeçili kıl çadırı

Sarıkeçili Yörükleri, Toros Dağları’nın çetin kış şartlarından korunmak için İçel - Silifke - Gülnar - Anamur sahillerine doğru inerler, yaz aylarında ise bu sahillerin bunaltıcı sıcağından kaçarak Mersin’in Mut ve Silifke yaylalarına, Sertavul Geçidi’ne doğru Konya'nın Seydişehir - Beyşehir yaylalarına yol alırlar. Sarıkeçili anne

Sarıkeçililer’in bebekliklerinden başlayan bu yolculuk serüvenleri aslında göç yollarını da hafızalarına yavaş yavaş kazımalarına sebep olur ki onlar bunun farkına hiç varmazlar bile. Şu karşıdaki ulu çam ağacının altında oyun oynamıştım, biraz ilerideki Göksu deresinin üzerindeki asma köprüden aşağı doğru inerken yuvarlanıp düşmüştüm… Sarıkeçili çocuk

Bu zorlu göç yollarının zorluklarını çektikleri kadar keyfini de yine en çok Sarıkeçili çocukları çıkartıyor. Her bir obanın sahip olduğu kıl keçileri, develeri çocukların oyun arkadaşı, kıl çadırları evi, çadırın önündeki uçsuz bucaksız arazi ise oyun bahçeleri. Kıl Çadırda Sarıkeçili çocuk

Yörüğü Yörük yapan av sevdası, yer sevdası, yar sevdası derler. Göç yollarında atalarından, ana ve babalarından gördüklerini hiç farkında olmadan öğrenip kavrar çocuklar. Keçilerin otlatılması, kıl çadırın kurulması, yemek için avlanmanın gerekliliği, odunların kırılması, yemeklerin yapılması, hangi otların, bitkilerin yenilip hangilerinin yenilmediği onlara bir oyunmuş gibi gelirken büyüdükçe aslında hiç farkında olmadan hayatı öğrendiklerini anlarlar. Kıl Çadırda Sarıkeçili çocuk

Çocuklar evleri olarak tabir ettikleri kıl çadırlarında bulunan kilimi, çulu, keçeyi ve mutfak malzemelerini, küçük dünyalarındaki büyük evlerinin büyük eşyaları olarak görürler. Hatta ne çok ev eşyamız var derler her taşınmada toplanırken. Göksu'da yüzen Sarıkeçili çocuk

Yaz sıcaklarında yaylalarda bile olsalar onların küçük bedenlerine göre kocaman olan dere yataklarında akan sularda öğrenirler yüzmeyi. Hem tertemiz hem de buz gibi olan suda. toprakla uğraşan Sarıkeçili çocuk

Zamane çocuklarının ebeveynleri onlar için organik pazarlarda gezip, organik yiyecekler ararken Sarıkeçili çocuklarının çadırları önünde organik bahçeleri bulunur. Dilediğini dilediği zaman topraktan toplayıp yer, istediği meyveyi ağacına tırmanarak dalından koparır. Sarikeçili Yörük düğünü

Toroslar'ın özgür çocukları olan Sarıkeçili çocuklar hayatı erken öğrendikleri gibi göçlerde aşık olduğu ilk kızla da evlenirler. Evlenip evini yuvasını kurar. Anne ve babalarından ayrılarak ilk yuvamız dedikleri kendi çadırlarında hayatlarına başlarlar. Aile büyüklerinin düğün hediyesi olarak yeni evli çifte verdikleri keçi ve koyunlar ile yeni hayatlarına başlayan dünün küçük çocukları, bu günün büyükleri bilgilerini yeni nesillere aktarmak için bayrağı bu sefer kendileri ellerine alırlar. Sarikeçili Yörük anne ve çocuk

Bir Sarıkeçili’den alıntıdır; ‘Ben dedi 80 yaşındayım (1999), göç yolunda doğdum, göç yolunda öleceğim. Kimse bizim kadar anlamaz tabiatın dilinden. Leylek alçaktan uçunca ne olur, böcekler nasıl davranınca kış çetin geçer, bizim kadar tabiatın dilini kim anlar. Ne yani hepsini unutayım mı? 1000 yılın süzme kültüründen vaz mı geçelim?’ Sarikeçililer yardımlaşma ve dayanışma derneği

Böylesi tabiat aşığı, böylesi toprakla yoğrulmuş, bin yıllık bilgi birikimi olan Sarıkeçililer’in göç yollarının kapatılması ve engellenmesi gündemde. Devlet, Sarıkeçililer’i yerleşik hayata geçmeye zorluyor. Bizim gibi çevre dostlarını ve değerlerine sahip çıkmayı görev edinmiş gençleri de Sarıkeçililer’e destek olmaya davet ediyoruz. Fotoğraflar için © Sevinç İşözen Gerçekoğlu'na, Haydar Erçin, İsmail Akçay, Fatih Pınar ve Tahir Özgür'e teşekkür ederiz.

Yorumlar

Diley Kuru 
13.04.2015
Harika bir yazı. Özellikle fotoğraflar son derece ilgi çekici olmuş. İyi bir araştırma yapıldığı belli oluyor. Yazıyı okurken onlarla sohbet etme, onların hayatına kısa bir yolculuk yapma isteği uyandı içimde. Emeğinize sağlık.
tokay ceritoğlu 
13.04.2015
Mesleğim gereği küçükbaş hayvanların tedavisi ve göç yolunda kullandıkları periyodik ilaçların temini vesilesi ile temaslarım oldu. Tarif edildikleri gibiler, Orta Asya’daki yaşam şeklini koruyan son temsilciler, doğa aşıkları, çok çalışkan insanlar. Bırakın insanları kentleşiyoruz diye varoşlara doldurup büyük kentlerde ucuz işçi olsun diye yerlerinden etmeyi, kimseye zararları yok, aksine üretim gibi kutsal bir görevi yapıyorlar.
Hüseyin Aksoy 
13.04.2015
Sevgili Sevgi Özdil, emeğine sağlık. Bana çocukluğumu yaşattınız, gözlerim doldu, affedersiniz ağladım. Tertemiz dünyalar, tertemiz insanlar halen var bizim özümüzde, günümüzün kirlenmiş kişilikleri karşısında adeta titredim bir an. Hiçbir zaman geçmişimi unutmadım, sadece hayat şartları şartlarımı değiştirdi. Her fırsatta giderim Toros Dağları’na, hep de derim, ‘Allah’ım ne olur bu dağlarda hayata veda etmemi nasip eyle’. Sağ olun, var olun. Biz Yörükler halen ayaktayız, bunu duysun Türkiye, bunu duysun zalimin zulmünü yaşatanlar...
Hüseyin Aksoy 
13.04.2015
Biz yörükler ve tertemiz bir kişilik
Özkan Hacıoğlu 
14.04.2015
Keyifli bir belgesel izlemiş gibiyim... Elinize sağlık; insanın alıp bu yazıyı, oradaki tatlı suratlı çocuklara bir masal gibi okumaya gidesi geliyor...
Daha fazla yorum gör