Tatil Sonrası Şehre Adapte Olmanızı Sağlayacak 8 Şey

Neredeyse hepimiz uzun bir tatilden çıktık ve bu uzun tatil sonrası büyük bir iş yoğunluğu ile hayatımıza kaldığımız yerden devam etmek durumundayız. Bazılarımız hala daha tatilini bitirmiş değil, o ayrı. Biz konumuza dönelim. Tatil dönüşleri ve sonrasında yaşanılan süreç genellikle fazlasıyla dramatize ediliyor. Yapılacak işler gözlerde büyüyor, zaman mefhumu karışıyor, yaşanılan şehir göze daha bir kalabalık görünüyor, kısacası hayata adapte olmakta biraz zorluk çekilebiliyoruz. Ama bu olayı bu kadar acımasızca yaşamak da kendimize yaptığımız en büyük haksızlıklardan biri. Şimdi sizlerle paylaştığımız bu ipuçlarını uygulayarak hem hayata hem de yaşadığınız şehre çok kısa bir sürede adapte olabileceksiniz. 1 – İlk Kural; İşlerinizi Ertelemeyin

{ad:0} Tatil dönüşlerinde üzerinizde çok fazla iş yükünün olduğunu hissedersiniz. Valiz boşaltmak, çamaşır yıkamak, ütü yapmak, evi temizlemek, nasıl olsa tatile gidiyorum diye boş bıraktığınız buzdolabını yeniden doldurmak ve tatilden sonraya ötelediğiniz işlerin birden üzerinize yığılması gibi çok sayıda şeyle uğraşacak olmanız motivasyonunuzu fazlasıyla düşürebilir. Ancak şunu unutmayın ki siz bunları erteledikçe, yapılacak işler gözünüzde daha da büyüyecektir. Haliyle yaşam alanınıza adapte olma konusunda zorlanmanız da kaçınılmaz olacaktır. Bu yüzden ne yapıyoruz, işlerimizi ertelemiyoruz. 2 – Sonrasında Her Şeyi Ağırdan Alabilirsiniz

Yapılması gereken işler bitti mi? Günlük işleriniz hallolduysa sıcak bir duş ve akabinde içeceğiniz sıcak bir kahve moralinizi tazelemeye yetecektir. Artık bundan sonrasında her şeyi ağırdan almanızda bir beis görmüyoruz. Hiçbir şey için acele etmeyin. Mesela ilk iş gününüzü sakin geçirin, sakin müzikler dinleyin, yavaş tempoda yürüyün, vs. Şehrin hızına yetişeceğim diye kendinizi heba etmeyin. Bırakın metro, otobüs, minibüs, her ne ise kaçsın, bir sonrakine binersiniz. Tabi uyuşukluk kazanmak için değil, şehrin yorucu temposuna birden kendimizi kaptırmamak için böyle davranıyoruz. 3 – Özlediğiniz Arkadaşlarınızla Şehir İçi Günlük Planlar Yapın

Tamam tatil güzeldi, iyiydi, hoştu ama geride bıraktıklarınızı hiç mi özlemediniz? Aynı dilden konuştuğunuz yakın dostlarınızla bir süre daha sık görüşebilirsiniz. Yaşadığınız şehirde takılmaktan en keyif aldığınız kafe, restoran ya da barlara gidebilir veya birlikte çok daha başka aktiviteler yapabilirsiniz. Hafta içi iş çıkışlarında buluşabilir ya da hafta sonlarına daha uzun planlar organize edebilirsiniz. Arkadaşlarınız, yaşadığınız şehre adapte olmanızı sağlamak konusunda size istemeden yardımcı olacaklar, göreceksiniz. 4 – Şehrin Parklarında ya da Sahillerinde Vakit Geçirin

Evinize yürüme mesafesinde park ve sahil yok diye hayıflanmayın. Oturduğunuz semte en yakın park, sahil, vs. nerede ise oraya gidin ve nispeten biraz temiz hava almaya çalışın. Böyle zamanlarda insan yaşadığı şehrin artılarını görmekte biraz güçlük çekiyor ama bakış açısı tabi. Her şehrin mutlaka güzel bir yönü oluyor, o kadar da haksızlık etmemek lazım. Şehrin tadını çıkarmak için illa ki iyi bir semtte yaşamak gerektiğini de düşünmüyoruz ayrıca. Tatildeyken bünye temiz havaya, yeşile, maviye alışınca, şehre dönünce ister istemez afallıyor insan. Sahiller, göl kenarları, korular, parklar, piknik alanları, vs. gibi yerlerde vakit geçirerek bu süreci çok daha kolay atlatabilirsiniz. 5 – Vakit Sosyal Olma Vaktidir

Bir önceki adımları tamamladıysanız şimdi biraz daha sosyalleşmeye hız verebilirsiniz. Yaşadığınız şehirdeki etkinlikleri, konserleri, vizyon filmlerini mercek altına alabilirsiniz. İster tek ister arkadaşlarınızla, hangisi size daha fazla keyif veriyorsa. Siz sosyalleştikçe şehir sizi daha bir içine alır. Nasıl adapte olduğunuzu anlamanız zordur. Özellikle kalabalıktan nasibini almış metropollerimizde adaptasyon süreci sanıldığından daha kısadır zira yapılacak çok fazla şey vardır. Sohbet aralarında şunu söylemeye başladığınız an tamamdır bu iş; "tatilden döneli o kadar oldu mu ya?" 6 – Şimdi Yavaş Yavaş Sonbahar Moduna Geçebilirsiniz

Malum cümleyi de kurduğumuza göre şimdi yavaş yavaş sonbahar moduna geçiş yapabiliriz. Sonbahar modu nedir, nasıl geçilir hemen açıklayalım. Öncelikle artık evde daha fazla vakit geçirmeye başlıyoruz. Gündemimiz uzun soluklu tatillerden hafta sonu yapılacak kültür gezilerine kayıyor. Evde film izleme, kitap okuma, müzik dinleme ve kahve içme fikri daha bir çekici gelmeye başlıyor. Eğer sonbaharı seviyorsanız işinizin gerçekten çok kolay olduğunu söyleyelim. Çünkü sonbaharın gelişini beklemek, tatil dönüşü sendromunu daha az hissettiriyor. 7 – Tatili Dinlenmek ve Kendinizi Motive Etmek İçin Bir Araç Olarak Görün

Ne demişler, bakış açını değiştirirsen dünyan değişir. Çoğu insan nasıl olsa tatile gideceğim diyerek hayatıyla ilgili alması gereken kararları hep tatil sonrasına öteliyor. Bu boş vermişlik, tatil sonrasında da devam edecek olursa vay halimize! Tatil bir resetlenme dönemi olarak görülürse, sonrasında yaşanacak süreç tamamen planları hayata geçirme dönemi olarak yaşanacağı için fazlasıyla verimli olacaktır. Bunun için gerçekten bakış açışınızı biraz şekillendirmeniz gerekiyor. 8 – Tüm Bunları Yaptığınızda Sonuç mu; Bronz ve Mutlu

Tabi işin bronzlaşma kısmını hiç hesaba katmadık. Güzel bir ten rengi ve akabinde gelecek iltifatlar da motivasyonunuzu fazlasıyla yükseltecektir. Yaşadığınız şehre adapte olmuş bir şekilde bir yandan yaz mevsimini uğurlarken, bir yandan da yeni tatil planları için araştırma yapmaya başlayabilirsiniz. Her tatilinizin bir önceki tatilinizden çok daha güzel olacağını düşünerek kendinizi biraz daha motive edebilirsiniz hatta. O zaman gelsin yeni planlar! :)