İtalya’nın Cinque Terre bölgesinde yer alan 5 köyden biri olan Manarola, aynı zamanda bölgedeki köylerin en popüleri olma özelliğine sahip. Engebeli kayalıklar üzerinde sıra sıra dizilmiş binaları ile muhteşem bir görsel şölen yaşatan köy, içerisinde birbiriyle uyumlu onlarca rengi aynı anda barındırıyor. Sevimli bir balıkçı kasabası olması aynı zamanda burayı hem sularında serinlemek hem de birbirinden lezzetli deniz ürünlerini denemek için oldukça ideal hale getiriyor.
İrlanda’nın güneyinde yer alan Kinsale, önceleri çok rağbet görmeyen bir kasaba iken bugün bölgenin önemli turistik duraklarından biri haline geldi. Kasabanın sıklıkla ziyaret edilme nedenlerinin başında çeşit çeşit renklerle boyanmış sevimli binalarının yanı sıra yatçılık, golf ve deniz ürünleriyle dolu mutfağı geliyor. Kasaba özellikle yaz mevsiminde ziyaret etmek için uygun olsa da ekim ayından düzenlenen gurme festivalini kaçırmak istemeyenler tarafından sonbaharda da tercih edilebiliyor.
Buenos Aires’in bir mahallesi olan La Boca’nın listemizde yer almasının nedeni pek tabi ki içerisinde her rengi barındıran o sevimli evleri. İtalyan göçmenler tarafından kurulmuş olan bu mahallenin duvarlarından kaldırımlarına kadar her bir ayrıntısı sanatçılar tarafından boyanmış. Araçların girmesi için uygun olmayan mahalleyi yürüyerek keşfetmek ise ziyaretçilere apayrı bir keyif veriyor.
Fas’ın mavi şehri olarak bilinen Şafşavan, aynı zamanda ülkenin popüler turizm duraklarından biri. Şehrin her yıl dünyanın dört bir yanından turist ağırlamasının nedeni ise Medine bölgesinin tamamen maviye boyanmış olması. Üstelik evlerin kapılarından duvarlara hatta kaldırım taşlarına kadar masmavi olan Şafşavan’ın bu renge boyanması herhangi bir turistik amaç taşımıyor. Hakkında birçok rivayet olmakla birlikte en çok anlatıla gelen rivayete göre İspanyanın Hristiyanlar tarafından istila edilmesinden sonra buraya sığınan Yahudilerin dini inanışına göre mavi rengi gökyüzünü ve Tanrı’nın gücünü temsil ediyor.
Danimarka’nın başkenti Kopenhag’ın eşsiz bir sahil bölgesi olan Nyhavn, içinden kanal geçen ve bu kanalı çevreleyen pubları, restoranları, renkli köy evleri ile adeta bir suluboya tablosunu anımsatıyor. Küçük bir bölge olmasının etkisiyle turistik geziler için oldukça ideal bir yer olan Nyhavn’daki kanalın tarihi ise 17.yy’a kadar uzanıyor. Kanala farklı bir görünüm kazandıran şeyler arasında renkli binaları kadar tarihi dokusunu korumayı başaran ahşap gemiler geliyor.
İstanbul’un tarihi ve özel semtlerinden biri olan Kuzguncuk, sokaklarında gezinirken biran için çocukluğunuzun geçtiği ve sizde bolca anısı olan sevimli mahallenizi anımsatır. İşte bu mahalle kültürünün bugün bile hala kaybolmadığı Kuzguncuk aynı zamanda şehrin en renkli semtlerinden biri olarak bilinir. Kısa sürede benimseyip çok sevdiğimiz onlarca film ve dizi setine de ev sahipliği yapmış olan semtin kafeleri, dükkanları ve Rum kilisesi her haliyle görülmeye değerdir.
Güney Afrika’nın en çok ilgi çeken şehirlerinden biri aynı zamanda başkenti olan Cape Town’da yer alan bir mahalledir Bo Kaap. Burası daha çok Müslümanlara ev sahipliği ev sahipliği yapması nedeniyle Müslüman mahallesi olarak biliniyor. Mahallenin en dikkat çeken özelliklerinden biri de özenle boyanmış rengarenk evleri. Sahip olduğu bu özellik ise burayı görebilmek adına dünyanın pek çok yerinden sayısız misafirin gelmesine vesile oluyor.