Neredekal.com
Neredekal.com
Tatil Blog
Rota Önerileri
Olmadık Yerlerden Çıkan Şaşırtıcı Yapılar

Olmadık Yerlerden Çıkan Şaşırtıcı Yapılar

Paylaş
Diley Kuru  
Eklenme: 19 Ekim 2016
 • Son Güncellenme: 17 Mart 2023
Olmadık Yerlerden Çıkan Şaşırtıcı Yapılar
Aslında bu şaşkınlık uyandıran yapılar, adım attığımız her an karşımıza çıkabiliyor. Dolayısıyla bu liste uzar gider. Ancak bizler daha çok keşfedilmeyen ya da daha az kişi tarafından bilinenlere yer vermeyi uygun bulduk. Siz farklı bir keşfe doğru yola çıkmışken aniden karşınızda beliren bu olağanüstü yapılar, yıllar geçmesine rağmen ayakta kalmayı başarabilmişler. Sanki kendi kendilerini korumaya almışlar da, ne savaşlar ne fırtınalar ne de insan eli bu şaheserleri yıkmaya güçleri yetmemiş gibi. Otantik atmosferleri ve etkileyici geçmişleri ile gizli gizli yerlerde yaşamını sürdüren bu şaşırtıcı yapıları en kısa sürede keşfetmenizi tavsiye ediyoruz. 1 – Selina Manastırı selina manastırı Cunda Adası’nın arka tarafı resmen bambaşka sürprizlerle dolu. Bu sürprizlerden biri olan Patricia Koyu, adanın müdavimleri tarafından biliniyor. Ancak adanın kuzey ucunda yer alan ve yarı harap haldeki Patricia köyleri henüz adını duyurabilmiş değil. Hala daha birkaç tane Giritlinin yaşadığı ikinci köyde bir patika var. İşte o patikayı takip ettiğinizde karşınıza güzeller güzeli bir manastır çıkıyor; Selina Manastırı. Kelime anlamı ay ışığı olduğundan, bu isimle de anılıyor. Size en uygun Cunda otelini bulabilmek için Cunda otel sayfamızı incelemenizi tavsiye ediyoruz. 2 – Beçin Kalesi beçin kalesi

Milas’ın güneydoğusuna doğru uzandığınızda, şöyle başınızı göğe doğru kaldırın. Tabla şeklindeki bir tepede hemen fark edeceksiniz Beçin Kalesi’ni. 14. yüzyılda Menteşe beylerinin ikamet ettiği kale, görkemli surlarıyla şaşkınlık uyandırıyor. Yakın bir döneme kadar kalenin içerisinde insanlar yaşıyormuş. Bunu duyunca içimizde uyanan şaşkınlığın da boyutu artıyor haliyle. Yakın dönem dediğimiz 20-30 yıl öncesi bu arada. Zaten kalenin içini o zaman terk etmişler. 3 – Alahan Manastırı alahan manastırı

Eğer sıkı bir Game of Thrones hayranıysanız, Arryn Hanesi’nin yerleşkesi olan Kartal Yuvası’nı çok iyi bilirsiniz. İşte Alahan Manastırı da, Kartal Yuvası’nın Mersin’in Mut ilçesindeki ufak çaplı bir benzeri. Yaklaşık 1000 metre yukarıda bulunan Alahan Manastırı, Erken Bizans mimarisinin en iyi örneklerinden biri. 1961 yılında İngilizler tarafından keşfedilen manastır, öyle sapa bir yerde ki, zaten yıkmak kimsenin harcı olamamış belli ki. Manastırdan görünen Göksu Deltası manzarası ise gerçekten nefes kesici. 4 – Mezgit Kalesi mezgit kalesi

Aslında bu bir kale değil, daha çok bir anıt mezar. Literatürde Korkusuz Satrap Mezarı olarak geçiyormuş ismi. Silifke’nin Paslı Köyü sınırları içerisinde yer alıyor Mezgit Kalesi. Ancak gittiğinizde elinizle koymuş gibi bulamıyorsunuz, şöyle kıraç taşlıklarda birkaç km doğa yürüyüşü yapayım derseniz o sizi buluyor zaten. Hiç ummadığınız bir anda karşınıza çıkan Mezgit Kalesi, 6 katlı bir apartman yüksekliğinde ve her şeyiyle oldukça sağlam bir yapı. Kimin mezarı olduğu ise hala meçhul. 5 – Vespasianus ve Titus Tüneli vespasianus ve titus tüneli

Samandağ’da bulunan Vespasianus ve Titus Tüneli, insan bünyesinde adeta bir şok etkisi yaratıyor. Roma devrinde, Büyük Yahudi İsyanında esir düşen köleler kendi elleriyle yapmışlar bu 130 metre uzunluğundaki tüneli. Amaç, dağdan inen suyu limanı tıkamasın diye biraz daha uzağa taşımakmış. 69 yılında Vespasianus Roma'da imparator ilan edilince, oğlu Titus devralmış işi. Tünelin ismi buradan geliyor yani. 6 – Midas Anıtı midas anıtı

Ünlü Kral Midas’ın mezarı sanılan Midas Anıtı, aslında bir Kybele tapınağı. Eskişehir’in Yazılıkaya Köyü’nün arka tarafında birden karşınıza çıkıveren bu pembe kaya, 7 katlı bir apartman yüksekliğinde. Üzerinde geometrik kabartma ve Frigya diline ait 2700 yıllık yazıtlar mevcut. Anıtın yüzü gün doğumuna dönük ve çevresinde yüzlerce kaya mezarı var. 7 – Peristera Manastırı peristera manastırı

Karadeniz ormanlarının derinliğinde, 300 küsur metrelik bir kaya kütlesinin tepesinde kurulu Peristera Manastırı. Tam adı Ayios Yorgitos ta Peristera, yani Güvercinli Ayi Yorgi. Konumu Sümela Manastırı kadar etkileyici olmasına rağmen, Peristera’nın ziyaretçi sayısı yılda 20-30’u geçmiyor. Ancak manastıra tırmanışın her yiğidin harcı olmadığını da belirtmek gerek. Yarım saatlik bir patika yürüyüşünün ardından 93 basamak dik merdiven çıkmanız lazım. Trabzon’un Şimşirli Köyü’nde bulunan Peristera Manastırı’nın kuruluşu ise 4. yüzyıla tekabül ediyor. 8 – Zil Kalesi zil kalesi

Rize Çamlıhemşin’de bulunan Zil Kalesi, oldukça gizemli bir kale. Gizemli olduğu kadar da romantik bir görünümü var. Birkaç yüz metre derinliğindeki vahşi bir vadinin tepesinde kurulmuş olan Zil Kalesi’nin etrafı ormanlarla ve şelalelerle bezeli. Çoğunlukla bulutlar örtüyor kaleyi, hatta bazen kalenin içine bile giriyorlar. Genelde in cin top oynuyor. Asıl ismi Zir Kale olan Zil Kalesi, kim tarafından ve neden bu kadar sapa bir noktaya inşa edildiği bilinmiyor. Birkaç yıl önce bir Laz vatandaşımız kaleyi devletten kiralamak istemiş kumarhane açmak için. Tabi bir şey çıkmamış bu teşebbüsten. 9 – İşhan Manastır Kilisesi işhan kilisesi

Adeta bir cennet vahası görünümünde, ceviz koruları ve dutlukların etrafı sardığı ahşap bir köy olan İşhan’la aynı ismi taşıyor bu nefes kesici kilise. Köy okulunun arkasındaki bostan içinde aniden karşınıza kırmızı-beyaz kubbesi çıkıyor. 32 metre yüksekliğinde olan İşhan Kilisesi’nin 1032 yılında inşa edildiği tahmin ediliyor. Birkaç yıl öncesine kadar cami olarak kullanılan İşhan Kilisesi, ne yazık ki şimdilerde yıkılmaya terk edilmiş. Yanında yer alan küçük kilise ise odun deposu olarak kullanılıyor. 10 – Katerina Köşkü katerina köşkü

Kars’ın Sarıkamış ilçesinde, ağaçların arasından göz kırpan benzersiz bir yapı Katerina Köşkü. Doğu Ekspresi’nden Kars’a doğru giderken, sol tarafta Sarıkamış’ın içler acısı haline, sağ tarafta ise tek başına tüm güzelliği ile beliren Katerina Köşkü’ne rastlıyorsunuz. Yekpare ağaçtan yapılan ve çivi bile kullanılmadan inşa edilen köşk, 1896’da 2. Çar Nikola tarafından hem hasta oğlu Aleksi için rehabilitasyon merkezi hem de ailenin yaz-kış kullanabileceği bir av köşkü olarak yaptırılmış. Ancak halk, Çar’ın eşi Katerina için yaptırdığını düşündüğünden köşk bu isimle anılıyor.

Yorumlar

tokay ceritoğlu 
20.10.2016
Bu kadar kıyıda köşede kalmış değerleri ortaya çıkarmanız hayret verici. Patricia Koyu’nu Ayvalık dolayısıyla biliyoruz, ancak diğerlerini bilmek oldukça zor. Bu tür tanıtımların kitap haline getirilmesi şart. Yabancı dilde özetleri de olmalı kitapta, çoğunlukla zaten kitap okumuyoruz, internet sitesiyle maalesef izlemek çok daha zor ama bu tanıtımların da yapılması ve devletin de bu eserleri koruma altına alması şart. Sonuçta yapılan masraflar gerek gelen gezginler ve gerekse giriş ücretleriyle karşılanıyor...
Ayşegül Kalender 
23.10.2016
Bu değerlerin kesinlikle ama kesinlikle korunması, bakıma alınması ve tanıtılması gerekir.
Sevtap Tinçer 
23.10.2016
Ben bu mekanların mümkün olduğunca az kişi tarafından bilinmesi taraftarıyım. Bu ülkede insanların gözü ranttan başka bir şey görmezken benim görüşümün doğruluğu şüphe götürmez. Meraklı olan istediği bilgiye ulaşır zaten. Sizin ve benim ulaştığım gibi.
Mustafa Cengiz Öztürk 
27.10.2016
Titus Tüneli aslında diğerleri kadar gizli kalmış bir yer değil. Ama o yol üzerinde sapa bir yoldan ulaşılan Hatay St. Simon Manastırı var. Ulaşım dar ve zikzaklı bir yolla sağlanıyor. Görülmesi gereken bir yer.
Cafer Uysal 
20.10.2017
Türkiye’de gezmediğim pek yer kalmadı. Ne olur pek tanıtmayın böyle güzel yerleri, içine ediyorlar. Örnek vermek gerekirse; Ayder Yaylası tam bir rant, ticaret ve Arap şehrine dönmüş ama Pokut Yaylası ulaşılması çok zor olduğu için şimdilik bir işletme var ve doğal kalmış.