Tam da mevsimi gelmişken, kıyılarından atlayıp yüzecekken Marmara’nın başına gelen bu felaketin kaderle bir ilgisi yok. Her şeyin sebebi "her şeyi kendinin sanan" insanoğlu, ama umudu tekrar mavileştirecek, çareyi bulacak da elbet bizleriz.
Gelelim tıpkı jöle gibi yapış yapış olan deniz salyasındaki artışın, daha doğrusu deniz salyası istilasının nedenlerine; yani bu mikroorganizmaların neden hızla çoğalıp neden bu denli şiştiğine! Onların besini de yüksek oranda azot ve fosfat; su sıcaklığının artışı da cabası! Bu zararlı besinleri denizle tanıştıransa küresel ısınmanın neden olduğu iklim değişikliğinin yanı sıra, ‘fabrikaların bacası tütsün de ne olursa olsun’ diyen ve zehirli atıkları denize döken insan vurdumduymazlığı! Marmara Denizi’nin kıyılarında yaşayan yaklaşık 25 milyon insanın atığı da "ne de olsa su götürür" diyerek bazen bilinçli bazen de bilinçsiz olarak sulara karışıyor. Ayrıca etrafındaki tarlalarda kullanılan zirai ilaçların kalıntıları ve gübre de tüm bu atıkların etkisini artırdıkça artırıyor.
Deniz Salyası En Çok Nerelerde Var? Dert sadece Marmara’nın değil, Ege ve Karadeniz’i de ağlatacak gibi duruyor. Marmara Kuzey Ege’ye doğru akıyor, hatta Ordu sahilinde bile ara ara salya izleri görülüyor. Salya şimdilik sadece Balıkesir’de Erdek, Marmara (Avşa) Adası; Bursa’da Gemlik, Mudanya; Çanakkale’de Gelibolu, Yalova, Kocaeli, Adalar ve İstanbul’da gözleniyor. Eğer Marmara kıyılarında bir tatil planlıyorsanız kalacağınız bölgede denizde salya olup olmadığını araştırmanız keyfinizin kaçmaması için önemli. Yalnız şunu da hatırlatalım; salya aniden çıkan bir rüzgârla karşı kıyıya savrulabilen bir katman. Yani kalıcı gözüyle bakarsanız yanılabiliyorsunuz da havanın esintisi suyun seyrini de değiştirebiliyor. Deniz Salyasının Olduğu Yerde Denize Girilir mi? Salya içinde yüzmek insanı zehirlemiyor ama bakterilerle oldukça haşır neşir yapıyor. Yani doğrudan etkilemiyor ama dolaylı olarak sağlığınızda bazı problemler yaratabiliyor. Kötü kokusu ve vücudu saracak gibi duran yapış yapış haliyle pek de yüzme keyfi yaşatmıyor. Kirli sularda yüzüyormuş gibi hissettirip, sanki deniz anasına dokunuyormuş gibi ürpertiyor. Salyalı Denizden Tutulan Balık Yenir mi? Rakı-balık ikilisinin insanlar arasındaki muhabbeti artırıp iştahı açtığını hepimiz biliriz. Balık ayrıca sağlıktır, omegadır ve üç yanı denizle çevrili bir ülkede yaşasak da hep pahalıdır. Zaten zor bulduğumuz balığı bir de deniz salyasına feda etmek çok can acıtsa da bilim adamları aman dikkat diyorlar. Çünkü bazı balıklar zehirli maddelerden etkilenirken bazıları da etkilenmiyor, yani ayırmak oldukça zor. Üstelik yaşam alanlarının kirlenmesi onların üremesini tehdit ettiği için azalma ihtimalleri hem düşündürüyor hem de üzüyor. Midye gibi zehirli atıklardan az etkilenen deniz canlılarının içinde biriktirdiği zehirlerse onu yiyen insanlara direkt geçtiğinden daha riskli; uzmanlar felce bile neden olur diyorlar.Deniz Salyası Ne Zaman Gidecek? Mevsim değişince ve sular yeterli ısıyı görünce salyanın biteceğini söylüyor bilim insanları. Öngördükleri süre ise yaklaşık 2-3 ayı buluyor. Rüzgârın esmemesi gibi hava şartlarındaki durağanlık salya tabakasının denizde kalış süresini uzatıyor. Ama müsilaj bir an önce gitsin diye yapabileceğimiz şeyler de var elbette. Rüzgârı estiremesek de emek verip temizleyebilir, kirletmeyip koruyabiliriz. Ne demiş Kızılderililer; "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak" Peki Deniz Salyasını Yok Etmek İçin Yapılan Çalışmalar Ne Durumda? Marmara Denizi Eylem Planı kapsamındaki temizlikle denizin üstü süpürülüp salyalar vidanjörlerle çekilmeye başlandı. Sadece yüzeydeki salyanın toplanması bile sulara güneş ışığı girmesi için bir pencere açıyor. Denizin sağlığına kavuşması için de daha birçok pencerenin açılması gerekiyor.