Seramonisi başlıyor doğanın... Uyanıyor düşler, uyanıyor insanlar, yollar kalabaklaşıyor gittikçe...
Sabahın ilk saatlerinin kokusunu çekiyorum içime, Muğla'yı geçip bizi Fethiye'ye götürecek kıvrımlı yola girince... Korkmuyorum uzamasından, tünelden değil dağ yolundan gidiyorum, yol üstüne sıkışmış küçük yerleşim yerlerini selamlıyoruz...
Ve sonunda geliyoruz Jade Residence'a... Aslına bakacak olursanız residence kelimesi korkutmuştur beni hep... Şehirden kalan korkular... Şehir kalabalığının ve betonlaşmanın kendini şirin gösterme çabası ama bir türlü bunu becerememesi olarak gelir bana residencelar... İçimde bu düşüncelerle ürkerek yaklaştım Jade Residence'a... Gariptir; tabelasını görünce küçük bir gülümseme yer etti yüzümde...
Telefonda sesler duyarsınız, insanlarla konuşursunuz ve merak edersiniz konuştuğunuz insanların yüzlerini... Ve çizersiniz o yüzleri konuşurken aklınızdan...
Küçük bir oda, dışarıda koltuklar, kocaman çiçekler ve gülümseyen gözlerle karşılandık Jade Residence'a ilk adımımızı attığımızda... O zaman sevindim kendi adıma aklımda doğru resmi çizdiğim için...
Henüz bahçeyi, odaları görmemiştik ama bu sıcak karşılama ve güler yüz zaten almıştı yaklaşık 4 saat süren yolculuğumuzun yorgunluğunu... Biraz sohbet...
Resepsiyon bölümünden asıl büyüleyici yere çiçeklerden bir tünelden geçtik. Mistik bir alan... Sessizlik... Huzurun fiziksel yansıması... Ve zeytin agaçları... Yüzyıllık zeytin agaçları... Asilliğin, bereketin, uygarlığın simgesi zeytin ağaçları, bir süre baktım sadece... Ahşap tonların insanı yormayan eşleşmesi... Beyazın zeytin yeşili ile dansı... Kitaplık... Turizmin en gözde yerlerinden Fethiye-Ölüdeniz'de denizin hemen dibinde bu bahçe nasıl olur?
Kendini saklamaya çalışan ama o bahçede şölene dönüşen objeler... Bahçede bulunan açık mutfaktan gelen harika kokular... Küçük tıkırtılara eşlik eden kuş sesleri...
Kahve tonları ve beyaz karışımı taşlar kullanılarak yapılmış bir yapıya atıyoruz adımmıızı serin bir loşluk var içeride, gözünüzü yormayan, ruhunuzu okşayan, tül perdeler dans ediyor esintiyle... Kıvrımlı merdiven... Ve oda... Penceresinden zeytin dallarına dokunabildiğiniz oda... Zerafeti ve sakinliği, huzuru ve rahatlığı hissettiren küçük ayrıntıların elinize birer birer geldiği şaşkınlık ve mutluluğunuzun birbirine karışacağı muhteşem odalar...
Zaten o bahçeye böyle odalardan bakılmalı... Küçük ama tertemiz havuzda bir süre keyif... Soğutulmuş beyaz şarap eşliğinde sunulan tütsülenmiş somon... Güneşin gülümsemesi... Aşk'ın yalın hali...
İçinizde nasıl duygularla gelirsiniz Jade Residence'ye bilemiyorum ama şundan kesinlikle eminim hayata bakışınızda size güzel ve önemli katkılarda bulunacaktır. Bildik tatil kavramını unutup rüzgara ve mutluluğa dokunacaksınız...
Güneş yerini denizin serin esintisi eşliğinde dağlardan gelen bin bir türlü çiçeğin kokusuyla akşamın sihirli karanlığına bırakırken, Jade Residence'nin denize bakan restoranında harika deniz ürünleri ile şarabınızı yudumluyor bulacaksınız kendinizi...
Gecenin ilerleyen saatlerinde bahçedeki hamakta dinleyeceksiniz zeytin ağacından efsaneyi... Bir sırrınız olsun istiyorsanız gitmelisiniz Jade Residence'a...
Jade Residence'da konaklayarak izlenimlerini keyifli bir yazı ile okuyucularımızla paylaşan Sinan Köylü'ye teşekkür ederiz.