Herkes şöhret peşinde iken, bir söyleşinizde ünlü olmak istemediğinizi, Sezen Aksu’nun yönlendirmesiyle ilk albümünüzü çıkardığınızı dile getirmişsiniz. Oldukça ilginç. Geriye dönüp baktığınızda bize neler söylemek istersiniz? Şöhret, ünlü insan olmanın getirdiği bir takım mecburiyetler vardır. Çok iyi kıyafetler giyip, çok pahalı arabalara binmekten tutun da korumalarla dolaşan, yalıtılmış ekstra güvenlikli bir evde oturmaya kadar giden şeyler. Böyle şeylere maruz kalmak istemedim. Normal sıradan insanlar ne yapıyorlarsa aynen ben de öyle olmak istediğim içindi. Ve hala da öyleyim. Sıradan bir arabam var, sıradan bir evim var, sıradan giyiniyorum, her şeyi bizzat kendim yapıyorum. Tek farkı tanımadığım insanların genellikle "hoş geldiniz Levent Bey" diye karşılamaları. Bu da mükemmel bir şey. Müzikal kariyerinizde hedeflediğiniz noktaya vardınız mı? İlk yıllarımda bir takım hedeflerim vardı. Mesela bir stadyumda konser vermek gibi. Sonradan fark ettim ki hedeflediğim noktaya varmak demek artık başka bir şey yapamamak anlamına geliyor. Müzikte bir kural vardır, bir şeyi merak edersin, öğrenirsin. Öğrendiğin şey daha fazla şey öğrenmen gerektiğine delalettir. Eğitimde öğrenmenin sonu olmadığı gibi müzikte de öğrenmenin sonu yoktur. Dolasıyla hedeflediğim nokta diye bir şeyin olmamasıdır. Hayat zaten böyle bir şey değil midir? Ne kadar tecrübe edinirsen edin daha tecrübe etmediğin yığınla şeyle karşı karşıyasındır. Hayatınızda dönüm noktalarınız var mı? Hangi olaylar veya çalışmalar hayatınızı farklılaştırdı? Hayatımı değiştiren şey beynimin sol tarafına giden ana damarın tıkanmasıydı. Sağ tarafın tepeden tırnağa felç olması ve konuşma lobumun işlev görememesi gibi bir durum söz konusuydu. İşte bu olay sayesinde empati denen şeyle tanıştım. Hastalık geçirmeden öncesine baktığım zaman ukala, hiçbir şeyden zevk almayan şımarık bir tiptim. Konuşmanın bu kadar önemli bir şey olduğunu fark ettiğim zaman yaptığım şeyin ne kadar yanlış olduğunu gördüm. Çevremdeki insanların ne demek istediğine, neyi anlatmak istediğine dair dikkat kesildim. Bu hayatımda aldığım en büyük derslerden biriydi. Hala konuşma konusunda iyi sayılmam. Söylemek istediğim şeyleri en kısa yoldan bir anda sarf ediyorum ve bu da benim yanlış anlaşılmama sebep oluyor. Ama kendimi en iyi şekilde ifade etmem gerektiği için çabalıyorum. Bunu yalnızca konuşmaya bağlamak yanlış olur. Karşınızdaki insanı yargılamadan önce onun yerine kendinizi koyduğunuz zaman insanca düşünceye sahip olabiliyorsunuz. Beynimden geçirdiğim rahatsızlık benim hayatımı iyi yönde bu denli değiştirdi.
Levent Yüksel son dönemlerde neler yapıyor? Hangi projeler üzerinde çalışıyor? Konser verdiğim zaman hayatımın en mutlu anını yaşıyorum. Her hafta sonu bir konserim var Allah izin verirse. Bunun haricinde çeşitli insanların albümlerine yardımcı olmaktan keyif alıyorum. Hayat geçip gidiyor yani anlayacağınız. Yapabildiğim kadarıyla müzikle doldurmaya çalışıyorum hayatımı... Sizce Türk müziği şu an hangi noktada? Yalnızca Türk müziği değil yabancılar da dahil olmak üzere artık beste yapmaktan ziyade eski şarkıları yeniden yorumlamak moda oldu. Bir de internet sayesinde artık soundlar birbirine çok yaklaştı. Kimin Türkçe olduğuna neredeyse söz girmeden anlayamıyoruz ki bu çok iyi bir şey. Ancak müzik piyasasında yeni bir şarkı yapıp o şarkının tutmasını beklemek epeyce zorlaştı. Bu da internet sayesinde oldu. Eskiden bir albüm yapardık "kaç sattık?" diye bir terim vardı. Dijital ortamda artık "kaç sattık?" terimi yerine "ne kadar beğeni aldık?" şekline dönüştü. Yani o ya da bu şekilde gayet güzel işler yapılıyor şu anda. Kendi şarkılarınız arasından bir yol şarkısı seçseydiniz bu hangisi olurdu? Kendi kendimi dinlemekten geliyorlar bana. :)) Genelde kendimi asla dinlemem ben ama sorunuz da cevapsız kalmasın diye Med-Cezir’i seçtim.
Neredekal.com okurlarına yolda dinleyebilecekleri 3 şarkı önerisinde bulunabilir misiniz? Teardrop -Massive Attack, Human – Rag’n’Bone Man, İstanbul – Peyk (Teslim Olma). Müzik yaparken seyahatlerinizden ilham aldığınız oluyor mu ya da müziğiniz seyahatlerinize ilham veriyor mu? Elbette yaşadığım her türlü olaydan olduğu gibi seyahatlerden de etkileniyorum ama ilham almaktan ziyade kafamda oluşan fikirlere gittiğim yerleri de karıştırmak çok sık kullandığım taktiklerden birisidir. Konser vermekten en çok keyif aldığınız sahne/şehir hangisiydi? Ankara! Özellikle Jolly Joker sahnesinde olduğum zaman değmeyin keyfime. Salon eski bir sinema salonu olmasından kaynaklanan, salonda bulunan herkesin gözüne bakabilmeyi seviyorum. Yani arada hiç kolon olmaması ve büyük bir sahnesinin olması tabii ki çok iyi. Ama en önemlisi seyirci faktörü. Sahneye çıkmamız gereken saati 1 dakika geçirdiğimiz anda birden ıslıklar başlıyor, her ne yaparsanız yapın iyi yaptığınız her türden şarkıya inanılmaz alkışlarıyla ve hep bir ağızdan söylemeleriyle favori mekanım.
Yol, yolculuk, seyahat sizin için ne ifade ediyor? Hangi dürtü sizi yollara düşüyor? Evden işe, işten eve şeklinde yaşamaya başladığınız zaman hep aynı trafikteyseniz ve hep aynı yüzleri görüyorsanız bu sizin hayatınızı rutin içinde yaşamanıza sebep oluyor. Bu rutini bozmanın en güzel yoludur yola çıkmak. Şahsen özellikle arabayla çıkmayı severim yola. Şehri geride bıraktığınız zaman bütün dertlerinizi tasalarınızı ve rutin yaşantınızı da bırakıyorsunuz geride. Yolda giderken bir yerde durup bir çay içmek, manzaraya bakmak ve oranın insanlarıyla konuşmak gibisi yok. Yaşamanın anlamı gibi bir şey. Her yıl en az 2 kere yapıyorum bunu ve yeniden doğmuş gibi hissediyorum kendimi, çok güzel oluyor. Bugüne kadar gördüğünüz coğrafyalar içerisinde sizi en çok etkileyen yer neresiydi? Barselona’ya aşık oldum diyebilirim. Akdeniz’in kenarında renkli mi renkli muhteşem bir yer. Mimarisi Antoni Gaudi’nin yaratmış olduğu özellikle La Sagrada Familia muhteşem. Park Güell bu nasıl bir mimaridir, bunu hayal bile edemem tarzında yaklaşmanıza sebep oluyor. Bir de akşam yemeğinde paella yanında bol buzlu sangria içiyorsanız "sanırım öleceğim keyiften galiba" dedirten cinsten. Pek çok yer gördünüz, doğasıyla ve insanıyla tanıştınız. Henüz görmediğiniz hangi coğrafyaya seyahat etmek istersiniz? Pek çok yer gördüm ama görmediğim o kadar çok yer var ki. Güney Amerika’yı görmek isterim, Afrika’yı görmek isterim özellikle en güneyini ve bir de uzak doğuya hiç gitmedim. Yani diyeceğim şudur ki bir ömür yetmiyor dünyayı dolaşmaya. Bir daha dünyaya gelirsem her yeri görmek için olacak buna hiç şüphem yok.
Söyleşimizi sonlandırırken son olarak Levent Yüksel bizlere neler söylemek ister? En son gittiğimiz ülkedeki insanların yaşantımıza ne kadar değer vermediklerini gördüm ve bu beni çok üzdü. Birey olarak "hiç bir şey gelmez ki elimden" demeyin. Teröre ve savaşa hayır deyin, son günlerde unuttuğumuz sevgiyi tekrar kazanmak için önce kendinizi sevin sonra etrafınızdaki insanları sevin. Sevgisiz kalmayın. Sevgilerle...