Kerem Görsev: "Nitelikli Müzik Dinleyen Çocuk Türkiye'nin Geleceğidir", Türkiye

Kerem Görsev: "Nitelikli Müzik Dinleyen Çocuk Türkiye'nin Geleceğidir"

Yorum Yok

Faydalı Bilgiler Diley Kuru

Kerem Görsev:
Müzik hayatına 6 yaşında adım atan ve Türkiye'de caz müzik denildiği zaman ilk akla gelen isimlerden Kerem Görsev ile buluştuk. "Caz müzik dinlemeye başlayınca vücuduma virüs girdi. O virüs halen var ve ben halen çok iyi bir caz dinleyicisiyim" diyen ve müzik kariyerinde birçok önemli isimle ses getiren projelere imza atan Görsev ile samimi ve keyif dolu bir söyleşi gerçekleştirdik.
kerem görsev

1995 yılındaki ilk albümünüzden günümüze birçok önemli çalışmaya ve başarıya imza attınız. Caz müziği ile aranızdaki bağ nasıl oluştu ve gelişti?

Ben klasik müzik kökenliyim. Babam çok iyi bir klasik müzik dinleyicisiydi rahmetli. Beni konservatuvara sokmaya ön ayak oldu. Konservatuvar eğitimi aldıktan sonra 70'li yılların ortalarında caz müzik dinlemeye başlayınca, vücuduma virüs girdi. O virüs halen var ve ben halen çok iyi bir caz dinleyicisiyim.1994 yılında ilk albüm Hands and Lips çıktı ve günümüze kadar toplamda 17 albüm yaptım. Kendimle birlikte müziğimi de geliştirmeye başladım.

Her dönem yaşadığım hikayeler müziğe dönüştü. Müzik zaten uzun yaşanmışlıkların hikayesi… 1994'te ne yaşamışsam 94'te çıktı. 95'te ne yaşamışsam 95 yılında o çıktı. Şimdi yeni bestelerim var. Ya ocak ayında ya da şubat ayında Amerika'ya giderek yeni albümü kaydedeceğiz. Yaşadıklarınız, hissettikleriniz müziğe dönüyor. Tabi klasik müzik kökenli olduğum için de orkestralarla çalma merakım fazlasıyla oldu. 1999'da St. Petersburg Filarmoni Orkestrası ile çalıştık. 2010'da Londra Filarmoni Orkestrası ile "Therapy"yi yaptık. 2013'te Prag Filarmoni Orkestrası ile "To Bill Evans"ı yaptık. Son albüm ise beş altı ay önce çıktı. Onu da Los Angeles Filarmoni ile yaptık.
kerem görsev

Cazın en çok hangi türünü seviyorsunuz?

Söyleyeyim, mainstream seviyorum, anayolcuyum. Klasik caz dinleyerek büyüdüm. Halen de çalıyorum. Cazda değiştirmediğim bir koku var. Kontrbas, davul, piyano veya önde bir saksafon. Hep akustik, tahta müziği. Amerikan caz armonileri ve rhythm section üstüne kendi müziklerimi çalıyorum. Kendimi akustikte geliştirmeye çalışıyorum. Ben akustik müzisyeniyim ve grupta çalanlar da öyle.

Cazın dışında hangi müzik türlerini dinliyorsunuz?

Klasik müzik dinliyorum. Popüler kültürle aram pek iyi değil. Ben klasik müziği çok severim. Çok iyi olursa R&B de severim. Fusion caz severim. Tabii şimdi bir west coast - east coast var. Mesela east coast, New York'taki baba caz. West coast'ta da Bob James, Lee Ritenour, Abraham Laboriel, Dave Grusin gibi isimlerin efsanevi müzikleri var. Onları da dinliyorum.
kerem görsev

Türkiye'de son dönemlerde caz müziğe olan ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Benim yakaladığım Altan İlter ağabey, Allah rahmet eylesin. Erol Pekcan var rahmetli oldu. Selçuk Sun… Onları gördük. Bunlar bizden iki jenerasyon büyük müzisyenlerdi. Onlar Türkiye'de cazın gelişmesini sağlamışlardı. Hırant Lüsegyan vardı allah rahmet eylesin. Ama Erol ağabey, Erol Pekcan, Türkiye'de cazın bugünlere gelmesine katkı sağlamıştır. Ondan sonraki kuşakta Neşet Ruacan ve rahmetli Nükhet Ruacan var. Ayşe Gencer var. Bizim kuşakdaşımız İmer Demirer var. Davulculardan Can Kozlu var. Ateş Tezer var. Bu isimlerin hepsi Amerika'da iyi eğitim görüp geldiler. Şimdi biz devam ediyoruz. Fakat bu genç kuşak herkesten daha iyi şeyler yapıyor. Örneğin Ferit Odman... Dünyada çok önemli yerlere gelmiş bir müzisyen. Genç daha, 35'li yaşlarında. Yeni albümleri hep Amerika'da kaydediliyor. Grammy ödülü almış insanlarla çalışıyor. Çok önemli bir davulcu.
kerem görsev

Meslek hayatınızda dönüm noktalarınız var mı? Hangi olaylar veya çalışmalar hayatınızı farklılaştırdı?

Mesleki hayatımda dönüm noktalarım tabii ki var. Şöyle anlatayım… 1988 yılında, Mehmet Ali Açılmış'ın açtığı Korukent Caz Bar'da Amerikalı müzisyenlerle çalmaya başladık. Otelde kalmasınlar diye onları evimde konuk ediyordum. Beraber yiyip içiyorduk. Evde 24 saat müzik vardı. Onlardan çok etkilendim. Sonra yine Mehmet Ali Açılmış'ın da bulunduğu Çırağan Sarayı - Q Jazz Bar'da 3 sene çalıştım. Orada Eric Revis'le tanışmam bana bambaşka yollar açtı. Eric Revis kontrbasçı. 15 senedir Branford Marsalis'le birlikte çalıyor. Onunla birlikte Amerika'ya gittim. 1997 yılından 2007 yılına kadar Eric'le birlikte, üç tane plak yaptık. Orada çok insanlarla tanıştırdı beni. Allan Harris'le tanıştım, vokalist. Onunla iki albüm yaptım. Ama kırılma noktası Alan Broadbent'le tanışmamdır. Alan Broadbent piyanist, orkestra şefi, aranjör ve Grammy ödülleri var. Şimdi 70'li yaşlarında. Onunla tanıştıktan sonra Londra Filarmoni konserleri, plakları, turneleri, piyano konserleri yaptık. O benim mentörüm gibidir. Benim son albümümü de yazdı. Bir de birlikte belgesel çektik. Çok keyifli oldu.
kerem görsev

Eğer müzisyen olmasaydı, nerede olurdu şu an Kerem Görsev, neyle uğraşırdı?

Şöyle bir şey söyleyeyim, benim hayatımda keşke yok ve de ne olurdum yok. Ben müzisyen oldum ve müzisyen olarak gidiyorum. Başka bir şey olsaydım zaten başka bir şey olacaktım. Merak ettiğim konular var. Ne olabilirdim, müzisyen olmasaydım? Arkeolog olurdum. Tarih bilimci olurdum. Belki bir orman bekçisi olurdum doğayı korumak için. Ayrıca denizle aram çok iyi. Deniz bilimci olabilirdim.

Kerem Görsev aktardıklarınız dışında neler yapıyor? Son dönemlerde hangi projeler üzerinde çalışıyor?

Üzerinde çalıştığım iki tane projem var. Biri Quartet projem. Diğeri de Büyük Orkestra projem. 2020 yılına kadar bu iki projemi hayata geçirmeyi istiyorum. Yaşantımda hedef koymadığım zaman pasifize olmuş hissediyorum. Bir hedefimin olması lazım. Beni hayata bağlayan bir motivasyon oluyor bu. Ayrıca her ay birkaç tane konserim var. Onlar güzel oluyor, beni yaşama bağlıyor.
kerem görsev

50 yıldır müzikle yaşıyorsunuz, Türkiye'de öncü isimlerden birisiniz, hedeflediğiniz noktada olduğunuzu söyleyebilir miyiz?

Henüz ulaştığım, geldiğim bir nokta yok. Sadece bir müzisyenim ben. Hiçbir noktaya da gelemeyeceğiz biz. O nokta bizden çok daha uzak ve o noktayı yakalamak için çalışıyoruz. Ona hedef diyoruz biz. Hedef sizden her zaman daha hızlı ilerliyor. Ama hedefi yakalamak için yaptığımız mücadelelerle bir takım albümler yapıyoruz. Hepimiz hedefin peşinden koşan caz maratoncularıyız. Nefesimizin kesilmemesi lazım. Dünyada birçok önemli efsaneyle çalıştım, halen da çalışmaya devam ediyorum.

Çalışma ve müzik hayatı dışında Kerem Görsev neler yapmaktan hoşlanır? Sizi neler dinlendirir?

Yıllardır Bodrum'a giderim. Bodrum'da bir dağın başında bulunan taş evim bitmek üzere. Bodrum'un 30 km dışında bir yer, bir dağın tepesinde. Orada yaşayacağım artık. Ara sıra da İstanbul'a gelmek istiyorum. Planım bu. Aralıkta oraya taşınacağım. Kuyruklu piyanomu da oraya götüreceğim.
kerem görsev

Instagram'da her akşam saat 18:00'de canlı yayın yapıyorsunuz. Devam edecek misiniz, sosyal medyada tepkiler nasıl?

Evet, canlı yayınlar yapıyoruz. Güzel tepkiler alıyoruz. Mesela Bodrum'daki evimde elektrik piyano var. Orada her gün bir parça çalıyorum. Amaç, cazı İstanbul dışındakilere, Anadolu'daki insanlara da yaymak. Sosyal medyadaki paylaşımları daha da geliştireceğim. Bodrum'daki evime gittiğim zaman kuyruklu piyano da gidecek oraya, davullar da gidecek. Çocuklar geldiği zaman hep birlikte çalışacağız. Işık da koyacağım oraya, sesi de düzelteceğim. Sosyal medyadan insanlara nitelikli müzikler dinletmek istiyorum.

Müzik sayesinde birçok şehirde bulundunuz, peki en çok nereye sevdiniz?

Dürüstçe söyleyeyim size, tarihi çok sevdiğim için Roma çok enteresan gelir bana. Kültür sanat şehri olarak Paris'i çok severim. New York olmazsa olmaz, dünyadaki en çok sevdiğim yerdir. Gittiğim yerlerde konser salonlarının, müzelerin, caz kulüplerinin, sosyal hayattaki aktivitelerin, entelektüel bakış açısının ve sergilerin olmasını isterim. Böyle şehirler olduğu zaman içimin yağları erir ve rotamı değiştirmem. Tutucuyumdur biraz.
kerem görsev

Henüz görmediğiniz hangi coğrafyaya seyahat etmek istersiniz?

Ben tarihe çok meraklıyım, mitolojiye çok meraklıyım. Fırsatım olunca Machu Picchu'ya gideceğim. Tanrıların Arabaları'nda hikayenin geçtiği Mısır'a gideceğim. Azteklere, Piramitlere, İnka Medeniyetlerine gideceğim. Bunlar önümüzdeki birkaç yıllık planlarımda var.

Kerem Görsev son olarak bizlere neler söylemek ister?

Çocuklarla ilgili bir şey söylemek istiyorum. Dünyada cazdan daha önemli müzik, klasik müziktir. Çocuklarımızın küçük yatak odalarına, minik bir set alıp, Strauss Valsleri, Baby Mozart'lar, klasik müziklerle onları uyutalım. Bu çocukların beyinleri tebessümle gelişir. Hırçın olmazlar, yaratıcı olurlar. "Easy listening klasik müzikler" başlığını internette arattığımızda onlarcası karşımıza çıkıyor. Ebeveynler bir cd ya da USB alıp çocukları uyurken bu müzikleri dinletsinler. Nitelikli müzik dinleyen çocuk Türkiye'nin geleceğidir.
E-mail bültenimize abone ol. Türkiye'yi bizimle keşfet :)