Neredekal Turizm Seyahat Acentesi Belge No: 7301
Neredekal.com
Üyelik
Giriş Yap
Üye Ol
İstanbul Sokakları: Geçmişten Günümüze Şehrin Ruhunu Taşıyan 10 Sokak

İstanbul Sokakları: Geçmişten Günümüze Şehrin Ruhunu Taşıyan 10 Sokak

Paylaş
Tuğçe Gülçiçek  
Eklenme: 29 Kasım 2024 - 18:58
 • Son Güncellenme: 29 Kasım 2024 - 18:59
İstanbul Sokakları: Geçmişten Günümüze Şehrin Ruhunu Taşıyan 10 Sokak

Her köşesi tarih kokan, her adımda bambaşka hikayeleri fısıldayan İstanbul’un bazı sokakları, geçmişin izlerini günümüze taşıyor. Mimari güzellikleriyle büyüleyen İstanbul sokaklar, değişen zamana ayak uydursa da eski dokusunu ve samimiyetini korumayı başarıyor. İnsan buralardan geçerken, hayallere dalıp gidiyor... Filmlerden ve kitaplardan tanıdık gelen anıları hissediyor. İşte o büyüleyici sokaklardan bazıları...

{facility:0}

Nur-i Ziya Sokak / Beyoğlu

Beyoğlu’nun her köşesi bir hikaye anlatır ama Nur-i Ziya Sokak, geçmişin zarafetini günümüze taşıyan özel bir yer. Kulağınıza Franz Liszt’in melodilerini getiren sokakta, solunuzda sonbahar yaprakları, karşınızda ise İtalya’yı anımsatan pastel boyalı ahşap panjurlar sizi karşılıyor. İsmi bir zamanlar Rue de Pologne (Polonya Sokağı) olarak bilinen bu tarihi sokak, Franz Liszt’in 1847’de İstanbul’a geldiğinde konakladığı eviyle ünlü. Bugün hala duran bu evin önünde, bu büyük sanatçının burada geçirdiği zamana dair bir plaket bulunuyor.

Nur-i Ziya, sinema ile de iç içe. Şener Şen ve Şevket Altuğ’un rol aldığı “Gölge Oyunu” filminde, motosiklet üzerinde süzülerek bu sokaktan geçiyor. Sokakta yürürken, kendinizi o film karesinin bir parçası gibi hissedeceğinizden emin olabilirsiniz. Fransız Sarayı’nın zarif atmosferi, bir zamanlar buradan geçen şık takım elbiseli insanlar, sohbet arasında kaldırımlara oturan dostlar ve sokağın köşesinden kıvırcık saçlarıyla yürüyüp gelen Nâzım Hikmet… Bu sahneler, sokağın adeta bir roman sayfası gibi canlı ve gerçek olduğunun kanıtı.

Sokağın isminin “aydınlığın ışığı” anlamına gelen nur ve ziya kelimelerinden türediği, sokakta bulunan Masonlar Derneği ile bağlantılı olduğu düşünülüyor. Adı değişse de, Nur-i Ziya Sokak, geçmişin ve bugünün kesiştiği büyülü bir yolculuk sunmaya devam ediyor. Beyoğlu’nu hala o nostaljik güzelliğiyle yaşamak isteyenler için mutlaka görülmesi gereken bir sokak.

{ad:0}

Dibek Sokak / Galata

Galata’nın büyülü sokaklarından biri olan Dibek Sokak, özellikle ilkbaharda yasemin kokularıyla adeta bir huzur vahasına dönüşüyor. Doğan Apartmanı’nın arka pencerelerine bakan sokak, sürekli hareketli . Yasemin çiçekleriyle çevrelenmiş tarihi apartmanlar, kahve kokularının yayıldığı şirin kafeler ve balkonda sardunyalarını sulayan komşular bu sokağın samimi hikayesini yazan detaylardan sadece birkaçı.

Üryanizade Sokak / Kuzguncuk

Kuzguncuk’un en özel köşelerinden biri olan Üryanizade Sokak, göz alıcı tarihi evleri, gölgesiyle huzur veren dev ıhlamur ağacı ve sakin atmosferiyle Kuzguncuk’un ruhunu yansıtıyor. Üryanizade Sokak, mahallenin geçmişine sahip çıkan hikayeleriyle de öne çıkıyor.

1970’lerde Kuzguncuk’un eski evlerinin restorasyonu için büyük çaba harcayan mimar Cengiz Bektaş, aynı zamanda bu sokağın simgesi haline gelen ıhlamur ağacının kesilmesini engellemiş ve mahalleliyle birlikte sokağın kaldırımlarını yeniden döşemiştir. Bugün de bu sokağın her köşesinde onun dokunuşlarını hissedebiliyorsunuz. Bahar aylarında coşan mor salkımlar, miskinlikle saksılarda uyuyan kediler, sokakta yer alan tarihi dibek taşı ve No:37’deki, Bektaş’ı anımsatan ev, bu sokakta nostalji dolu bir yürüyüş yapmanın en güzel detayları.

Soğuk Çeşme Sokağı / Sultanahmet

Ayasofya ile Topkapı Sarayı arasında yer alan Soğuk Çeşme Sokağı, İstanbul’un en fotojenik ve büyüleyici sokaklarından biri. Kalabalık turist gruplarından sıyrılıp bu sakin sokakta yürümeye başladığınızda, kendinizi adeta başka bir dünyaya geçmiş gibi hissedersiniz. III. Selim döneminde yapılmış tarihi çeşmesiyle adını alan sokak, kısa bir yürüyüşle keşfedilebilecek kadar küçük olsa da, her adımında durup Osmanlı mimarisinin cumbalı evlerine hayran kalırsınız. Sultanahmet’in karmaşasından sıyrılıp nefes almak ve İstanbul’un başka bir yüzünü görmek isteyenler için Soğuk Çeşme Sokağı, mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer.

Not: Bu sokakta, Bizans döneminden kalma bir de sarnıç bulunuyor.

Faikpaşa Yokuşu / Çukurcuma 

Çukurcuma’nın en karakteristik noktalarından biri olan Faikpaşa Yokuşu, sizi İstanbul’un nostaljik ve ruhunu kaybetmemiş yüzüyle buluşturuyor. Dik yokuşu tırmanırken yorulmamanızın sebebi, her adımda etrafınızdaki detaylarda kaybolmanız olacak. Balkondaki heykel yüzler, eskimiş tabelalar, kabartmalar ve bir köşede sessizce duran mimar isimleri, bu sokakta tarih ve estetiğin iç içe geçtiğini hissettiriyor.

Yokuş, adını burada yaşayan ünlü eczacı Francesco della Suda, nam-ı diğer Faik Paşa’dan alıyor. İtalyan asıllı olan ve Abdülaziz döneminde paşa unvanına layık görülen Faik Paşa, bu yokuşta yaşamış ve sokak onun adını sonsuza dek yaşatmıştır. Art nouveau tarzındaki evleri, antika dükkânlarının aralık kapılarından yayılan geçmişin kokusu ve Masumiyet Müzesi’nin sayfalarından fırlamış gibi hissettiren atmosferiyle Faikpaşa Yokuşu, İstanbul’un geçmişten bugüne korunan nadide köşelerinden biri.

Bir mola vermek isterseniz, Cengiz Özek’in kukla ve gölge oyunları atölyesine uğrayabilir, sanatla buluşmak için Blok Art Space’iziyaret edebilirsiniz. Acıkanlar içinse No: 19 Dining Room samimi ve lezzet dolu bir alternatif. 

Sıraevler Sokağı / Kandilli

Sıraevler Sokağı,  sıralanan eski evler, sanki birbiriyle sözleşmiş gibi uyum içinde. Her kıvrımda karşınıza çıkan Boğaz’ın mavi suları, tüm yorgunluğunuzu unutturuyor. Sokağın sonuna doğru, Kandilli’nin sırtlarından Rumelihisarı’na uzanan manzarayı izlerken büyülenmemek elde değil. Yolun sonunda Kandilli İskelesi’ne vardığınızda, günü Suna’nın Yeri gibi keyifli bir mekânda Boğaz’a karşı uğurlayabilirsiniz.

Serencebey Yokuşu / Beşiktaş

Her köşesi anılarla dolu Beşiktaş, İstanbul’un en canlı semtlerinden biri. Ancak Serencebey Yokuşu, bu hareketli semtin içinde kendine has bir sakinliğe sahip. Burada 70’lerden kalma evler, eski tip bakkallar ve büfelerle nostaljik bir atmosferin içinde buluyorsunuz kendinizi... Hem edebiyat hem de müzikle iç içe geçmiş bir tarihe ev sahipliği yapan Serencebey Yokuşu; Yaşar Kemal'in ünlü Deniz Küstü romanında, ana karakter Zeynel’in yaşadığı evi yer aldığı yer. Çünkü yazarın kendisi de bir dönem bura yaşamış ve sokağın sade güzelliği, eserlerine ilham kaynağı olmuştur. Yokuşun bir diğer önemli durağı, Cemal Reşit Rey’in bestelerini yaptığı No: 26’daki Yasemin Apartmanı. Bu apartmanda üretilen notalar arasında, Rey’in Nâzım Hikmet ile birlikte kaleme aldığı Lüküs Hayat da yer alıyor.

Emirgan Mektebi Sokak / Emirgan

Boğaziçi semtleri, sokaklarında saklı hikayeler ve yokuşlarının sunduğu eşsiz manzaralarla ünlü. Ancak Emirgan Mektebi Sokak, bu yokuşların belki de en samimi, en nostaljik olanlarından. Çınar yapraklarının altında yürürken, eski bir İstanbul semtinin ruhunu her köşede hissettiriyor. Yan yana sıralanmış terziler, nalburlar ve mahalleye hayat veren küçük esnaf dükkanları, sokağın hala canlı ve geçmişe sadık kaldığının bir kanıtı.

Sokakta, zamana meydan okuyan tarihi binalar, sonbaharda kumral ve bordo yapraklarla, yaz aylarında ise yemyeşil bir örtüyle sarılıyor. Zarif işçilikle yapılmış merdivenli evlerin balkonlarından hayat taşıyor, kiminde kahkahalar yükseliyor, kiminde ise nostaljik bir sessizlik. Bu yokuştan denize doğru indiğinizde, Emirgan’ın başka bir yüzüyle karşılaşıyorsunuz: masmavi suların ferahlığı ve sahil yaşamının hareketliliği. 

Not: Sokağın en yeni mekanı Zeyta, kahve molası, kahvaltı keyfi ya da peynir-şarap eşliğinde gün batımını izlemek için harika bir seçenek. Emirgan’ın nostaljik dokusunu hissetmek ve yokuşların ardında saklanan hikayelere tanıklık etmek için Mektebi Sokak’ı mutlaka keşfetmelisiniz!

Sarayiçi Sokak / Kadırga

Kadırga semtinin ruhunu yansıtan Sarayiçi Sokak, eski İstanbul’un nostaljik atmosferini bugün de koruyor. Yan yana sıralanmış evlerin arasına gerilmiş iplerde asılı rengârenk çamaşırlar, martıların gökyüzünde süzüldüğü bu sokağı bir film sahnesine dönüştürüyor. Merdivenlerini tırmanırken, geçmişten gelen hikayeler kulaklarınıza fısıldanıyor gibi. Osmanlı döneminde sokak çalgıcıları ve cambazlarıyla ünlü olan Kadırga’nın bu sokaklarında, 70’lerde çocukluğunu geçiren Mehmet Tekten’in anlattıkları, bu nostaljik havayı daha da güçlendiriyor. O dönem Liman Caddesi’nin köşesindeki yazlık sinemada gösterilen filmleri, mahalleli çocuklar Sarayiçi Sokak’ın merdivenlerine oturarak izlermiş. Bugün de aynı merdivenler, çocukların oyunlarına ve turistlerin hayranlıkla bakışlarına sahne oluyor.

Not: Kadırga’ya kadar gelmişken Şehsuvarbey Sokağı’nın Osmanlı döneminden kalma ahşap cumbalı evlerini, Küçük Ayasofya’yı, Vesikalı Yarim filminden aşina olduğumuz, Kadırga Caddesi’nin köşesindeki o sevimli manavı görün. Buradan kısa bir yürüyüşle varacağınız Kumkapı’da Boris’in Yeri’nde bal-kaymak eşliğinde bir kahvaltı yapabilir, Aya Kiryaki Kilisesi’ni ziyaret edebilirsiniz.

İçkalpakçı Sokak / Samatya

Neşeli Samatya Meydanı’nın yanı başında, tarihi surlar ve tren istasyonu arasında gizlenen İçkalpakçı Sokak, İstanbul’un nostaljik dokusunu koruyan bir çıkmaz sokak. Omuz omuza dayanan renkli evleriyle, sokağın sakinleri İstanbul’a göç etmiş yeni ailelerden oluşuyor. Bu sokakta bazen evlerin önünde kahvaltı yapan bir aileye, bazen bir köşede saçlarını ören bir kadına rastlamak mümkün. Kediler, bu sessiz ama canlı köşenin vazgeçilmez dostları gibi her adımda size eşlik ediyor. Balkondan sarkan çamaşırlar, pencere önündeki çiçek kapları ve karşılaştığınız yüzler, sokağın yaşam dolu ruhunu hissettiriyor. İçkalpakçı Sokak, Samatya’nın unuttuğu ama bir yandan da kuş sesleriyle ayakta kalmayı başardığı ender köşelerden biri. 

Not: Samatya’dan Yedikule’ye yürüyebilir, buradaki Yolsanat Kafe’de bir kahve molası verebilirsiniz. Eğer sıcak bir günse, kafenin el yapımı buz gibi reyhan şerbetini de deneyin. İkinci Bahar dizisinden tanıdık gelen o meydanda (Samatya Meydanı) uzun vakit geçirmek isteyenler ise Develi’de yemek yiyip, sonrasında Ayios Menas Rum Ortodoks Kilisesi’ni ziyaret edebilir.