{ad:0} Aslında dilek feneri değil, onlar Luminaria olarak isimlendirmişler. Ancak bu kelimenin tam Türkçe karşılığı yok ne yazık ki. Sadece bizdeki dilek fenerine oldukça benzediğini söyleyebiliriz. New Mexicolular, Noel arifesinde İsa Mesih’e rehberlik etmesi amacıyla bir kese kağıdının tabanını kumla kaplayıp içine de yanan bir mum yerleştiriyorlar ve bu küçük kağıt torbaları evlerin dışında, yol boyunca domino taşı misali diziyorlar. İşte dizdikleri o küçük torbalara Luminaria deniyor. Bize göre çok güzel bir görsellik ortaya çıktığı kesin.
Biliyorsunuz ki, İzlanda’da kişi başına düşen kitap sayısı bir hayli fazla. Ayrıca sadece yılbaşında değil, herhangi bir dönemde de hediye edilebilecek en popüler şey kitap onlar için. Noel arifesinde birbirlerine kitap hediye eden İzlandalılar, o geceyi sıcak çikolata eşliğinde kitap okuyarak geçiriyorlar. Ne kadar da tatlı bir gelenek.
Pek çok Finlandiyalı ailenin kendine ait saunası olduğu biliyor muydunuz? Hatta Finlandiyalılar, saunaların içerisinde koruyucu bir Elf’in bulunduğunu ve bu Elf’lerin, insanların birbirlerine iyi davranıp davranmadığını gözlediğine inanıyorlar. Noel arifesinde Finlandiyalılar, saunalarına çıplak bir şekilde girip, uzun saatler oradaki kutsal buharın vücutlarına işlemesini bekliyorlar. Ancak bunu kesinlikle güneş battıktan sonra yapmıyorlar, zira gece saunaların ölülerin ruhlarıyla dolduğuna inanılıyor.
Bize göre en şaşırtıcı geleneklerden biri Norveç’e ait. Norveçliler, Noel arifesinde evin tüm süpürgelerini saklıyorlar. Çünkü böyle yaparak hem kötü ruhları evlerinden uzakta tuttuklarına hem de süpürgelerinin çalınmasına engel olduklarına inanıyorlar. Ya bir cadı gelir de süpürgeme atlayıp giderse diye ciddi ciddi korkuyorlar. Değişik bir inanış olmakla birlikte güzel bir yöntem bizce de.
Çok ilginçtir, Venezuela’nın başkenti Karakas’ta Noel arifesinde, insanlar sabahın erken saatlerinde kalkıp, patenlerini ayaklarına geçirip kiliseye bu şekilde gidiyorlar. Hatta o gün insanlar patenleriyle rahat rahat kiliseye gidebilsinler diye yollar trafiğe filan kapatılıyor. Kimi de pencereden, patenle kiliseye gidenlerin oluşturduğu bu muhteşem gösteriyi seyrediyor.
En lezzetli yılbaşı geleneği ödülü hiç şüphesiz Japonya’ya gidiyor. Japonya’da Noel arifesinde, her köşe başında ve pastanede birbirinden lezzetli Noel pastaları, krema, çikolata ve çilek ile yapılmış Noel keklerinden bulabilirsiniz. Hatta bu pasta ve keklerin siparişi aylar öncesinden veriliyormuş. Japonlar Noel arifesini bu pasta ve kekleri yiyerek geçiriyorlarmış.
Güney Louisiana’da Noel arifesi, ormanda ve nehir kenarlarında büyük bir ateşin yakılması ile kutlanıyor. Onların inanışına göre bu ateş, Noel Baba’yı nehir boyunca insanların evlerine yönlendirmek için yakılıyor. Bir nevi Noel Baba yolunu şaşırmasın diye yapılıyor yani.
Wigilia, Polonya’da yılbaşı arifesinde yapılan geleneksel bir Noel yemeği. "İzlemek" anlamına geliyormuş. Polonyalılar, yılbaşı partisi süresince gerçekleşen olayların, bir sonraki yılın fragmanı olarak nitelendiriyor. Bir nevi yeni yıla nasıl girersen öyle gider hesabı.
Her yıl Noel Arifesinde, Küba’nın huzurlu kasabası Remedios’ta Las Parrandas isimli büyük bir havai fişek festivali düzenleniyor. 200 yıldır süre gelen bu gelenek, rahiplerin gece yarısı çocukları sokaklara salarak, Kübalıları kiliseye davet etmeleriyle başlıyor.
İtalyan aileler, Noel arifesinde farklı balık ve deniz ürünleri yemek için bir araya geliyorlar. Ve evet, tahmin ettiğiniz üzere yalnızca 7 balık türü oluyor masada. Roma Katolik inancına göre bu gelenek, kutsal günlerde et ve sütten uzak durulan perhiz dönemlerinden kalma. Sadece balık yenmesi de bu yüzden.
1966 yılında, İsveç’in Gavle isimli kasabasının ortasına, samandan yapılmış dev bir keçi ikonu dikilmiş. Neden böyle bir şey yapıldığına dair net bir bilgi yok. Ve bu keçi, aynı yılın Noel arifesinde birileri tarafından yakılmış. Ancak kasabalılar bu olayın üzerine bir tane daha keçi dikmişler ve bu bir gelenek haline gelmiş. Şimdi her yılın Noel arifesinde kasabanın ortasına bu keçi dikiliyor ve kundakçılar her seferinde dikilen keçiyi yakmayı başarıyorlar. Her yeni yıl aynı terane. Keçi dikiliyor ve birileri gelip keçiyi kundaklıyor. Hatta keçiyi yakarken yakalanan olursa hapse atılıyormuş. Loop’a girmişler, haberleri yok.
Yeni yıl kutlamalarına en erken başlayan ülke Hollanda. Hollanda’da 1 Aralık’a girer girmez başlıyor yılbaşı kutlamaları. Ve her yıl, 6 Aralık St. Nicholas Günü’nden önceki gece, evlerde partiler düzenleniyor. Bu partilerde de herkes, kendi baş harfleri şeklinde çörekler pişirip getiriyorlar. Sonra da bir güzel yiyorlar.
Bu geleneğe çoğumuz aşinayız. Sadece Fransa’da değil, Almanya, Hollanda, İspanya ve diğer pek çok ülkede de süregelen bir gelenek bu. Şömine ya da pencereye asılan ayakkabı ve çoraplardan bahsediyoruz. Hem Noel Baba’ya bir çeşit hoş geldin deme şekli hem de hediyeleri nereye bırakacağına dair küçük bir ipucu babında.
Bulgaristan’ın yılbaşı geleneğini de oldukça ilginç bulduğumuzu belirtelim. Bulgarlar, Noel arifesinde geleneksel olarak tek kişilik bir yemek hazırlıyorlar. Bununla birlikte o gece yenen yemeklerden kalanlar da olduğu gibi sofrada bırakılıyor. Peki kimler için? Hayaletler için tabi ki! Ama öyle sıradan hayaletler değil, kendi ailelerine mensup olan kişilerin hayaletleri için sürdürülüyor bu gelenek. Amaç, geçmişte yaşanan tatsız olayları telafi etmek gibi bir şey.
Kongo Demokratik Cumhuriyeti’ndeki yılbaşı geleneği biraz daha dini olgular barındırıyor içerisinde. Bu nedenle de onlar için büyük bir önem arz ediyor. Kongo’da Noel arifesinde, en fazla 6 kişiden oluşan kilise korosu tarafından, yeniden doğuşu simgeleyen oyunlarla birlikte müzik akşamları düzenleniyor.
Evet, İspanya’da içi boş bir kütük tıpkı bir evcil hayvanmış gibi Noel’e kadar besleniyor. Noel arifesi gelince kütükler dışarı çıkarılıyor ve yüksek bir yere asılıyor. Sonrasında ise çocuklar ellerinde sopalar, dillerinde kendi uydurdukları bir şarkı eşliğinde kütüklere vurmaya başlıyorlar. Eğer doğru yere isabet ettirebilirlerse, kütük kırılıyor, içinden şekerleme ve hediyeler düşüyor.
Var böyle bir şey. Nerede ve kim tarafından üretildiği bilinmiyor ama var. Kişiye şans getirdiğine inanılıyor ve tüm bir yıl tepeden tırnağa donatılalım amacıyla giyiliyor. Saat 00.00’a birkaç dakika kala giyilmesi gerekiyor. Eğer pantolon üzerinden giyerseniz de uğursuzluk getirdiği inancı mevcut. Bazı Türkler için Milli Piyango ne demekse, kırmızı iç çamaşırı da o demek.
Yılbaşını geçireceğiniz size uygun en iyi kayak otellerini incelemek için buraya tıklayabilirsiniz!