Neredekal.com
Neredekal.com
Tatil Blog
Gezi Rehberi
Gözdemiz Bozcaada'da 4 Günlük Huzur Tatili

Gözdemiz Bozcaada'da 4 Günlük Huzur Tatili

Paylaş
Coşkun Aral  
Eklenme: 25 Ağustos 2017
 • Son Güncellenme: 17 Mart 2023
Gözdemiz Bozcaada'da 4 Günlük Huzur Tatili
Çok seyahat ediyor olmamın tatil yapmam anlamına gelmediğini anlamak istemeyenler var. Ben anlatmaktan vazgeçeli çok oldu, her seyahatim öncesi ‘iyi tatiller’ diyene teşekkür edip geçiyorum. Eğer durum böyle olsaydı, en az haftada bir tatile çıkıyor olurdum ve bedenim de ruhum da bugünkünden epey genç olurdu muhtemelen. 2017 yılının ilk tatil tatilini Bozcaada’da geçirmeye karar vermemizin nedeni, yaz ayları içinde ajandayı ite kaka ancak dört günlük bir ara yaratabilmiş olmak ve dördüncü günün sonunda da havalimanına yetişecek bir mesafeden gelebiliyor olmaktı. Tüm bu hesap kitaplar yolunda gitti de, Bozcaada’da dört günde 15 güne değer bir tatil yapabildim.
Bozcaada

İyi ki seçimi Bozcaada’dan yana kullanmışız. Ada sakinleri arasındaki dostlar sağolsun, bizi adanın yerlisiymişcesine rahat ettirdi. Bu yıl Bozcaada’nın ne kadar revaçta olduğunu gazete ve dergilerde çıkan seyahat yazılarının işaret ettiği ada istikametini izleyen turistlerin sayıca çokluğundan anlamak mümkün. Üstelik İstanbul’dan Bozcaada’ya gitmek, akılda canlandırıldığı kadar hızlı da değil. Büyük şehir insanının hasret kaldığı denize ulaşmak için gösterdiği çaba takdire şayan. Uzun yolun tek kötü hatırası, Geyikli iskelesinde feribot beklerken yediğimiz somun ekmek arası beyaz peynirli tostun sterlin üzerinden hesaplanıp TL’ye çevrildiğini düşünmemizi sağlayacak kadar pahalı olmasıydı.
Bozcaada

Bozcaada’ya varınca da yediğimiz kazığı unuttuk tabii. Son dakika yapılan rezervasyonda tek yer bulabildiğimiz Amaranda Adaevi, meğer çok sevgili ablam ve ağabeyim diyebileceğim Feraye ve Lütfü Tınç’ın oğlu Mustafa ve eşi Özlem’in işlettiği beş odalı bir pansiyon. Hal böyle olunca herkesle de görüşmeye fırsat bulduk o dört gün boyunca.
Bozcaada

Turistlerin akın ettiği adanın tüm kalabalığa rağmen huzur verici bir yanı var. Hava bozsa da burada mahsur kalsam diye düşünenler eminim çoktur. Geniş geniş edilen envai çeşit reçele eşlik eden peynirli, börekli, omletli, ekmekli sabah kahvaltısı, çoktandır aceleyle ediverdiğimiz ve tat tuz alamadığımız günlük kahvaltımızdan o kadar farklıydı ki... Her gün içtiğimiz kahvenin bile tadı bir farklı oluyor tatilde besbelli.
Bozcaada

Dört gün az zaman, göz açıp kapayıncaya kadar geçer deyip, her günümüzü planlamadık değil. İstanbul kafası ne yapsan bir yerde devreye giriyor. Adanın gidilmeye değer tüm koyları ziyaret edilecek, çok kalabalık olanlar elenecek, ulaşımı zor olduğu için tercih edilmeyenlere gidilecek vs. vs. Akşamları da dostlarla yemekler yenecek... Tatilden başka ne dilenir ki.
Bozcaada

Adanın çok meşhur ve övüle övüle bitirilemeyen tüm koylarını gezdik, buz gibi denizinde yüzdük ve yorgunluğumuzu attık. Öğle yemeklerini atıştırdık, akşamları mükellef yemekler yedik. Tam diyetisyenlerin yapmayın dediklerini illa ki yaparak. Yediğimiz zeytinyağlı ve balık ikilisine güvendik ama kilo almadan dönmeyi yine de başaramadık.
Bozcaada

Beylik Koyu’nda karaya oturmuş, artık adanın simgesi olmaya aday 88 m uzunluğundaki yük gemisi, turizme hizmet ediyor denilebilir. Koya akın eden turistler, kah geminin halatlarında sallanıyor, kah geminin gövdesindeki yarıktan ambarına girip fotoğraf çektiriyor. Biz de benzeri turist davranışlarını yapmadan koydan ayrılmadık doğal olarak.
Bozcaada

Adadaki son günümüzde limandan kiraladığımız tekneyle adanın koylarını denizden dolaştık. Bu vesileyle kaptanımız bizi karadan ulaşımın olmadığı muhteşem koylara da götürdü. Bol bol yüzdük, adayı bir de denizden keşfettik. Tüm bu gezi sonunda adadaki hayata özenerek tekneden ayrıldık.
Bozcaada

Dostlarla vedalaşmak zor oldu. Aklımız da kalbimiz de adada kaldı. Adanın sonbaharda da çok güzel olduğunu öğrenip, sonbaharda tekrar buluşmak üzere Bozcadada’dan ayrıldık. Tek molanın ardından İstanbul sınırına girince trafik durdu ve bir saat kadar da hiç akmadı. Adım adım tıkılı kaldığımız yolda, tırların ve kamyonların arasına sıkıştığımız şeridimizde, Bozcadada’da kaldığımızı hayal ettik. Trafik nedir bilmeden yaşadığımızı, bir yerden bir yere yetişme telaşının olmadığı bir hayatı düşünmeye çalıştık. Kapasitemiz yettiği kadar düşünmeye çalıştık ve aklımızda deniz, burnumuzda ada havası, gönlümüzde dostlarla kaldığımız yerden koşturmamıza devam ettik. Bozcaada

Yorumlar

DOÐAN DAÐKALDIRAN 
14.06.2018
Rüzgardan hiç dinmeyen rüzgardan hoşlanmıyorsanız bir daha düşünün derim. Akşam gelir gelmez şortları çekip sabah erkenden kaçar gibi gidenleri gördüm. Benim için denize girmekten zevk alabileceğim bir yer değil. Bisiklet turu bana yeter derseniz buna sözüm yok..