Dijital Ürünlerde Tasarım Süreci

Ülkemizde henüz emekleme evresinde olsa da start-up evreni dünyada hızla büyüyor. Günlük hayatlarımızın ihtiyaçlarını gelir modellerine dönüştürmüş olan bu şirketler, piyasaya sürdükleri dijital ürünleriyle artık hayatımızın her alanında varlık gösteriyor.
Bizler de bu ürünlerin arayüzleri ile hemen her gün etkileşime giriyor ve onların sadakatli kullanıcılarına dönüşüyoruz. Peki, üretim süreci nasıl ilerliyor? Dijital Bir Ürün Ortaya Çıkarmak İçin Tasarım Süreci Nasıl Çalışıyor?

Bu sürecin iş planını ve pazarlama aktivitelerini bir kenarda tutarak, biraz mutfak bölümünden bahsedelim. Başlamadan önce; bu tip uygulamalar geliştirmek isteyen herkes şuna emin olabilir ki, buradaki görsel standart kesinlikle sanatsal bir aktivite değildir. Ortaya çıkan ürün estetik olabilir ama amacımız sanat yapmak değildir. Bu kavramlar özellikle günümüzde genç tasarımcıların ya da tasarımcı adaylarının kafalarını sıklıkla karıştırır. Bu kariyeri seçmeden önce gerçekten neyle karşılaşacağınıza yönelik kapsamlı bir araştırma yapmanızı tavsiye ederim.

Tasarım dediğimiz süreç sadece grafik tasarımdan ya da arayüz tasarımından ibaret olmayıp, çoğu zaman farklı departmanların bir araya gelerek yaptığı bir çalışmadır. İşte eğlenceli kısma geliyoruz; üretim aşamasında, rakipler ile mücadele edeceğiniz gibi, şirket içerisinde de diğer departmanlarla sürekli bir çatışma halinde olacaksınız. Dolayısıyla sert toplantılara ve fikirlerinize meydan okunmasına hazır olun.
Örnek vermek gerekirse, bir kullanıcı deneyimi tasarımcısı için doğru olan bir hamle, IT departmanının kısıtları içine girebilir. IT için doğru olan bir hamle yönetim için çok masraflı olabilir. Tüm bu mücadele bittiğinde ortaya bir ürün çıkar ve tasarım dediğimiz süreç tamamlanmış olur. Tasarım; mevcut kısıtlar dahilinde ürünün kullanılabilirliğini maksimize ederken, gelir modelini merkeze koymaktır.

Unutmayın, arayüz bu sürecin sadece bir parçası olmakla beraber, işin en son çıktısı olması ve sonuçta göze hitap ediyor olması itibari ile en çok ve en kolay eleştirilen kısmıdır. Farklı paydaşların tasarımdan beklentisi de farklı olacağı için arayüz tasarımcısı sıklıkla doğru olanı yapmak ile paydaş talepleri arasında kalır ve sürecin kendisi aslında böyle işler.

Yine burada en sık karşılaşılan problem tasarım hakkındaki görüş ve önerilerin bağlamdan kopuk ve fazla şahsi olmasıdır. "Ben olsam bu sayfadan çıkmıştım" veya "bence şu buton burada kesinlikle işe yaramaz" gibi yorumlara hazır olun. Bu yüzden tasarımlarınızı olabildiğince testlere ve verilere dayandırmanızda fayda var. Ayrıca şu temel prensibi kesinlikle aklınızdan çıkartmayın; tutum ve davranışlar her zaman çelişir ve bu çelişkilere kullanılabilirlik testlerinde sıkça rastlarız. Bundan dolayı da fikirlerinizi sunarken yapılması son derece mümkün subjektif görüşlere karşı, testler esnasında yaşanan çelişkileri de paydaşlarınıza aktarmalısınız.
Tüm bunlara hazırlıklı olmak için tasarımsal kabiliyetleriniz kadar sunum kabiliyetleriniz üzerinde de çalışmalı ve kararlarınızı olabildiğince sayısal verilere dayandırarak sunmalısınız.